Türkiye Tohumculukta Atakta

Türkiye Tohumculukta Atakta
Tohumculukta “dışa bağımlı” algısı oluşturulmaya çalışılan Türkiye, son dönemlerde önemli atılım yaptı. Bazı türlerde eksikliği olmasına karşın dünya genelinde 11. sırada yer alan Türkiye tohum ihraç eden ülke konumuna geldi

2019’da salgının başlaması ile birlikte dünyada üç şey ön plana çıktı. Sağlık, gıdaya erişim ve ekonomi. İnsan sağlığının tarımla özdeşleştiği bir kez daha görülmüş oldu. Gıda arzının ve bitki ıslahının önemini vurgulayan Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ercan Ceyhan, “Bitki ıslahı, ekonomik önemi olan bitkilerin, üreticilerin ve tüketicilerin istediği doğrultuda, yeni çeşitlerin geliştirilmesi için bitkilerin genetik ve sitogenetik yapılarının planlanması işidir. Çok meşakkatli ama ülkemiz için çok gerekli bir iş diyebiliriz. Biz bitkisel üretimde verimi artırmak, üstün nitelikli kaliteli ürün almak istiyorsak bitki ıslahına önem vermek zorundayız. Son dönemlerde yaşanan kuraklığa dayanıklı bitkileri geliştirmenin yolu da bitki ıslahından geçiyor. Hastalık ve zararlılara dayanımın artırılması için de yine bitki ıslahı yapmamız gerekiyor” dedi.

prof-dr-ercan-ceyhan.jpg

ÜLKEMİZ TOHUMCULUKTA 11. SIRADA

Ülkeler bazında tohumculuğun durumundan bahseden Ceyhan, “Tohumculuk sektörünün mevcut durumuna baktığımız zaman ilk sırada ABD 12 milyarla bulunuyor. Sonra sırasıyla Çin 10 milyar dolar, Fransa 2,8 milyar dolar, Brezilya 2,1 milyar dolar ve Kanada 2 milyar dolarla geliyor. Ülkemiz ise 0,8 milyar dolarla bu sıralamada 11. sırada yer alıyor. Bizim ülkemiz tohumculuğa geç başladı. Dünya buna 150-200 yıl öncesi başlamış, bizim ülkemizin 30-40 yıllık bir geçmişi var. Bu şartlarda 11. sırada olmak çok önemli bir başarı. Biz ülke olarak potansiyelimizin yüzde 40-50’sini kullanabiliyoruz. Ama genç bir yapıya sahibiz. Bunu daha da artıracağımıza inanıyorum” diye konuştu.

dsc-1028.jpg

MİLLİ TOHUMLARIMIZI GELİŞTİRMELİYİZ

Tohumculuğun büyük oranda halledilmiş olduğunu belirten Ceyhan, “Bize yabancılar buğday, arpa, fasulye tohumu vermiyorum dese bizim kendi çeşitlerimiz var. Ancak mısır, ayçiçeği, şeker pancarı, pamuk ve patates gibi stratejik önemi olan bitkilerde sıkıntılarımız var. Bunların ıslahını yeniden ele almalıyız. Mısır, ayçiçeği, şeker pancarı, patates ve sebze tohumu en çok ithalat ettiğimiz ürünler. İhracata baktığımızda da yine bu ürünler gözüküyor. Bunun sebebi ise şu, yabancılar ülkemizde tohum ürettirip, yakın olan pazara gönderiyor. Böylece sanki aynı ürünleri hem ithal hem ihraç etmiş gibi oluyoruz. İşte biz bunun önüne geçip kendi milli tohumlarımızı geliştirip, kendi çeşitlerimizi pazarlamalıyız. Aslında ülke olarak tohum üretebilecek ve satabilecek kapasitemiz var. İklim, bilgi, teknoloji, altyapı ve bitki ıslahı anlamında müsaitiz” şeklinde konuştu.

dsc-1040.jpg

HİBRİT BİTKİYİ GDO’LU BİTKİLERLE KARIŞTIRMAMAK LAZIM

Hibrit tohumun kısırlık yaptığı ile ilgili yanlış bir algı olduğunu ifade eden Ceyhan, “Bu doğru değil. Hibrit bitkiyi GDO’lu (Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar) bitkilerle karıştırmamak lazım. Hibrit tohumlar aslında doğada var olan ve dünya kurulduğundan beri var olup insan eliyle teknoloji kullanılarak arzu edilen amaçlara göre ıslah edilmiş tohumlardır. O yüzden bu bilgi kirliliği düzeltilmelidir. Şeker Pancarı’na bir parantez açmak istiyorum. Bölgemizde 6 tane şeker fabrikası var. Şeker üretimi yapılan bir havzayız. Ana ürün şeker pancarı üzerine kurulmuş durumda. Ama Türkiye’de tescilli bir tane şeker pancarı çeşidimiz yok. Şeker pancarı ithal ettiğimiz ülkeler bize tohum vermese, kendi kendimize en fazla bir yıl daha yeteriz. Yani ikinci yıl ekecek şeker pancarı tohumumuz olmaz. Bunun acilen çözülmesi lazım. Bu konuda altyapımız yeterli bu iş için özel sektörü de davet ediyoruz. Mısır, patates, pamuk ve ayçiçeği gibi ürünlerde azda olsa çeşidimiz var. Ama şeker pancarında aynı durum maalesef söz konusu değil. Çok stratejik bir ürün olduğu için önlem almamız gerektiği kanaatindeyim” dedi.

dsc-1034.jpg

BİZİM İSRAİL’DEN TOHUM FALAN ALDIĞIMIZ YOK

“Her ithalatçı ülke dışa bağımlı demek doğru değildir” diyen Ceyhan, “Mesela Hollanda yaklaşık 2 milyar dolar ihracat yaparken, 1 milyar dolar da ithalat yapıyor. Şimdi biz Hollanda’ya ithalatçı ülke diyemeyiz. Türkiye’de de aynı durum söz konusu. Mesela bir de Türkiye için şöyle bir şey söylenir yıllardır. ‘Türkiye İsrail’den tohum alıyor.’ Bizim İsrail’den tohum falan aldığımız yok. 200 milyon dolarlık ithalatımızın içinde İsrail’den aldığımız tohum 11 milyon dolar civarında. Bu açıdan “Fransa’ya bağımlıyız” diye tellallık yaparsak daha doğru olur. Çünkü Fransa’dan 28 milyon dolar civarında tohum ithalat alıyoruz. O yüzden bir yere bağımlıyız demek yanlış. İsrail’den alınan tohumun kısırlık yaptığı ile ilgili iddiaya gelecek olursak, biz Türkiye’de yetiştirdiğimiz İsrail tohumlarından olan domatesleri İsrail’e ihraç ediyoruz. İsrail kısırlık yapan tohumdan üretilen domatesi bizden alır mı? Bu birçok sebze için geçerli” ifadelerini kullandı.

dsc-1032.jpg

TOHUMCULUK KONUSUNDA HİÇ DURMADAN ÇALIŞIYORUZ

Uygulama merkezinin işleyişinden bahseden Prof. Dr. Mehmet Ali Avcı ise şunları söyledi. “Ekibimizde şu an Prof. Dr. Ercan Ceyhan, Prof. Dr. Ahmet Tamkoç, Doç. Dr. Mustafa Yorgancılar, Doç. Dr. Rahim Ada, Öğr. Görevlisi Serdar Karadaş bulunuyor. Biz dört yıl öncesi bu ekiple, Türkiye’de artık bir Bitki Islahı ve Tohumculuk Teknoloji Enstitüsü’nün kurulması lazım diye düşündük. YÖK’e başvuru yaptık. Ama önce bir merkez kurmamız gerektiğini söylediler. Bu amaçla 4 yıl önce Bitki Islahı ve Tohumluk Teknolojileri Araştırma ve Uygulama Merkezi’ni Prof. Dr. Ercan Ceyhan’ın liderliğinde kurduk. Şu anda merkezde bitki ıslahı ve tohumculuk konularında çalışmalar yürütülüyor. Fakültemizde tohumculuk laboratuvarımız da mevcut. Şu anda piyasada yapılan testlerin hepsini biz yapabiliyoruz. Yine Bitki Islahı ve Genetiği adı altında bir anabilim dalı açıldı. Bölgenin neye ihtiyacı varsa onları belirleyerek, üzerinde çalışmalar yapıyoruz. Burada uygulamalı eğitim için bir sınıfımız da var. İnşallah daha güzel şeyler ortaya koyacağız. YÖK’ün yaptığı son sıralamada gıda arzında Tarla Bitkileri Bölümü öncelikli alan oldu. Ve bu öncelikli alan içerisinde biz Ziraat Fakülteleri içerisinde en fazla çeşit geliştiren bölümüz. Zaten tohumculuk konusunda bölüm olarak hiç durmadan çalışıyoruz. Bazı ürünlerde özel sektörle de iç içeyiz. Biz Türkiye’nin tohumculuğunun ana lokomotifi olmaya talibiz. Sadece biraz maddi destek lazım.”

prof-dr-mehmet-ali-avci.jpg

PAKDEMİRLİ: TARLALARDA YERLİ TOHUM ORANI YÜZDE 96

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli de geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, ithal tohumla ilgili doğru olmayan bir algı olduğunu belirterek, Türkiye'deki 1.000 tohum firmasının 940'ının yerli, 42'sinin yerli, diğerlerinin ise yerli-yabancı ortaklığa sahip olduğunu söyledi. Bakan Pakdemirli, "Türkiye'nin tarladaki yeterliliği yüzde 96. Yani 100 dönüm tarlanın 96'sı yerli. Türkiye'nin çok ciddi bir ihracatı var. Türkiye bu konuda çok başarılı. Kendimizi geliştireceğimiz alanlar yok mu? Ben her konuda da, yani çok iyi, süper istemem. 2 tane alan var; bir tanesi anaç tohum. Bunu geliştirme konusunda biraz daha çalışmamız lazım. İkincisi de sebze tohumlarında bir eksiğimiz var. Sebze tohumlarında biraz ithalata bağımlılık var. Türkiye'de tohumla ilgili bir problem yok. Tohum ihracatçısı bir ülkeyiz." şeklinde konuştu.  (Gülşen Çopur)

 

Kaynak:Pusula Haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.