Voleybol 4. çocuğum gibi

Voleybol 4. çocuğum gibi
Meral Taşpınar 1972 yılında Almanya’da doğmuş. Özkan Taşpınar ile evli ve İrem, Ekin, Yusuf isimlerini taşıyan üç çocuğun annesi…

Ağabeyinin Gimnazyum’u kazanıp da Almanya’da barınamaması üzerine Türkiye’ye gelmesinden sonra ailecek arkasından gitmişler. Böylece Meral Hanım’ın Türkiye serüveni başlamış. Liseyi ve üniversiteyi burada okumuş. Çukurova Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu’ndan mezun... Lisede başladığı voleybol tutkusuna devam ederek üniversitede profesyonel olarak oynamış. Mezun olduktan sonra İstanbul Zeytinburnu İmam Hatip Lisesi’nde öğretmenliğe başlamış. Şimdilerde ise Meram Özel Eğitim Mesleki Eğitim Merkezi’nde müdürlük yapıyor. Hakem olarak başladığı görevine voleybol gözlemcisi olarak devam ediyor ve Voleybol Federasyonu’nda Eğitim Kurulu Üyesi. Sizleri Meral Taşpınar’ın evinde, aile ortamında yaptığımız samimi ve dolu dolu söyleşimizle baş başa bırakıyorum.

Nasıl bir ailede yetiştiniz?
Babam klasik Türk erkeğiydi. Almanya’da bile bize Almanca konuşturmayan biriydi. Bizi Türk Kültürü ile yetiştirdi. Onların sayesinde buraya geldiğimde hiç yabancılık çekmedim. Bundan dolayı aileme teşekkür ediyorum.

Eşiniz Özkan Taşpınar ile nasıl tanıştınız? Eşinizden bahseder misiniz?
Devlet Su İşleri’nin bahçesinde tanıştık. Kulüp Başkanı’mız Musa Tokur vesilesiyle tanışmıştık. Evlendiğimizde 22 yaşlarındaydım. Evlendikten bir yıl sonra kızımız oldu. 2007 yılında da ikizlerimiz oldu. 

Eşim, Taşpınar Tarım Yönetim Kurulu Başkanı’dır. Aynı zamanda eski Ziraat Odası Başkanı’dır. Doğru Yol Partisi’nde yöneticilik yaptı. İlçe başkanlığı yaparak milletvekili adayı da oldu.
Konya’ya gelişiniz nasıl oldu?

Dolapoğlu Anadolu Lisesi’ne tayinim çıktı. Orada 11 yıl çalıştım. Selçuklu Anadolu Lisesi’nde de görev aldıktan sonra görevime Meram Özel Eğitim Mesleki Eğitim Merkezi Hafif Zihinsel Engelliler Okulu’nda kurucu müdür olarak devam ettim, ediyorum.  
“ONLARIN SAFLIĞI, TEMİZLİĞİ BENİ ÇOK ETKİLEDİ”

Hayatımın dönüm noktası oldu dediğiniz bir olay var mı?
Selçuklu Özel Eğitim Mesleki Eğitim Merkezi’ne müdür olarak atanmam bana göre dönüm noktası. Çünkü o çocuklarla tanıştıktan sonra hayata bakış açım değişti. 

Çocuklar neden sizi bu kadar çok etkiledi?
Onların saflığı, temizliği, masumluğu, sevgiyi anında hissetmeleri, karşılık vermeleri inanılmaz güzel bir şey. 

Oynadığınız ilk voleybol maçında ne hissetmiştiniz?
Gazi Lisesi’ndeyken çıktığım maçtı ilk maçım. Voleybol maçında bir manşet aldım ve bacaklarımın titrediğini ilk o zaman hissettim. Boyum uzun olduğundan orta oyuncuydum. 

Profesyonel olarak herhangi bir takımda oynadınız mı?
Evet. 1.ligdeki Yeşilyurt Takımı’nda bir yıl oynadım. 

Konya’da voleybol sporunun son durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Voleybol federasyonu başkanımız Özkan Mutlugil geldikten sonra altyapı ve liglere bakış açısı değişti. Bir aile olduğumuzu hissettiriyor, bu da takımlara yansıyor. Başkanımız sayesinde çok iyi bir eğitim alıyorlar. Voleybolun son durumu çok iyi yani…

Türkiye’de ve Konya’da en beğendiğiniz voleybol takımları?
Halkbank’ı beğeniyorum. Yatırımı çok iyi… Konya’da ise iki tane takım var zaten birinci ve ikinci liglerde oynayan. Konya Büyükşehir Belediyesi ve Seydişehir Belediyespor… İkisi de iyi ama daha iyi yerlerde olmasını ümit ediyoruz. Birinci ligdeki Ereğli Belediyespor’un düşmüş olması üzücü bir durum.

Voleybol dışında takip ettiğiniz sporlar var mı? Mesela oturup bir futbol ya da voleybol maçı izler misiniz? Spor yapıyor musunuz?
Voleybol hayat tarzım. 4.çocuğum gibidir. Kızım koyu Fenerbahçelidir. O yüzden bütün Fenerbahçe maçlarını maalesef izliyorum. (Gülüyor) Ha ben de izlerim ama o kadar tutkulu değilim. Galatasaraylıyımdır. Basketbol maçlarına gidiyorum. Çocuklarla basketbol oynamayı çok seviyorum ayrıca. Spor yapmaya çalışıyorum düzenli olarak. Özellikle de fitness ve pilates.
“SİLLE’YE HAYRANIM”

İşiniz dışında nelerle uğraşırsınız? Nasıl vakit geçirirsiniz?

Gezmeyi çok severim. Çocukları alıp Sille’ye gitmek en çok yaptığım şeylerden biridir. O tarafa gittiğim zaman ayrı bir boyuta geçiyorum. Kilistra’yı da çok seviyorum. Tarihi İpek Yolu’nun geçtiği yerlerden orası… En büyük zevkim çocuklarımla sinemaya gitmektir. 

Sinema demişken şimdiye kadar izleyip de en beğendiğiniz film hangisi oldu?
Animasyon filmlerine bayılıyoruz. Dolayısıyla Rapunzel’e bayılmıştık. 

Geldiğinizden beri Almanya’ya gittiniz mi hiç?
Hayır. En büyük özlemim orası. Yurtdışına çok çıkmama rağmen oraya gitmek nasip olmadı. 
Konya’yı seviyor musunuz?
Seviyorum Buradaki çevrem çok güzel. Konya’da iyi bir kariyer yaptığıma ve daha da yapacağıma inanıyorum.
“BABAMDAN KALAN ALIŞKANLIĞI DEVAM ETTİRİYORUM”
Müzikle aranız nasıl?

Müzik dinlemeyi severim. Babamdan kalma bir alışkanlık var bende. Sabahları uyanır uyanmaz müzik açarım. Babam Almanya’dayken Türk müzikleri açarak gurbet özlemimizi o şekilde gidermeye çalışırdı. Alışkanlık oldu, çocuklarımı da öyle alıştırdım. Kızım yabancı pop sevdiği için ben de o tarz dinliyorum.
Ev işleriyle uğraşır mısınız? Yemek yapmayı sever misiniz?
Ev işlerinden nefret ederim ama yemek yapmayı çok severim. 
En iyi yaptığınız yemek?
Güveç.
En beğendiğiniz yönünüz?
Özgürlüğe olan düşkünlüğüm. İyi niyetli oluşum ve hayat dolu olmam da sevdiğim yönlerimdir.
En beğenmediğiniz yönünüz?
Çok unutkan oluşum.
“O MAÇI UNUTAMAM”
Unutamadığınız, sizde en çok iz bırakan anı?

Ben üniversitedeyken ikinci lige yükselme maçları Konya’da oynanmıştı. Ailem Konya’da olmasına rağmen eve gitmemiştim ve takımla birlikte otelde kalmıştım. Ankara, İstanbul gibi büyük takımlar vardı ve o takımları yendik. Ve en önemlisi ikinci lige çıkmıştık. İlerlememin basamağı oldu. Çocuklarımın doğdukları anı da unutamam. Çok güzel bir duygu… 
Modayı takip eder misiniz? Yoksa kendinize özgü bir tarzınız mı vardır?
Modayı kızım sayesinde takip ediyorum. Anne bu olmuş, bu olmamış diye söyler zaten. Genelde spor giyiniyorum. 
Faaliyete geçirmeyi düşündüğünüz bir projeniz var mı?
Eğer bu okulda kalıcı olursam okulu en iyi şekilde duyurmak için çabalayacağım. Sağ olsunlar Grup Kaşıks’ın 4 tane üyesi okula gelip maddi çıkar gözetmeksizin zihinsel engelli öğrencilere eğitim veriyorlar. Eğer ileride televizyona çıkabilirsek engellilerin öğrenme şeklini insanlara göstermeyi amaçlıyorum. Onları normal insanlarla aynı ortamlarda bulundurmak, insanların arasına karıştırmak istiyoruz. Dünya Engelliler Günü’nde de bunu sergileyeceğiz. İnanılmaz bir başarıyı, ritm duygusunu, engellilerin neler yapabileceğni o gün göreceksiniz. 
Emine Şeyma Yıldız

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.