Yetiştirme yurtlarından ayrılacak gençlere destek sürecek

ANKARA (AA) - MERVE YILDIZALP - Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu, yetiştirme yurtlarındaki çocuklara ilişkin, "18 yaşını doldurduktan sonra üniversite okumak yerine çalışmayı tercih eden çocuklarımıza, 18-21 yaşları arasında rehberlik hizmeti vermeyi planlıyoruz. Üniversiteyi bitiren çocuklarımız için de bir veya iki sene rehberlik hizmeti vereceğiz." dedi.

Ramazanoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bir anne olarak medyada yer alan yetiştirme yurtlarında kalan çocuklara ilişkin, "18 yaşını doldurduktan sonra sokağa atıldı" yönündeki asılsız haberlerden büyük üzüntü duyduğunu, haberlerin gerçeği yansıtmadığını belirtti.

Kız ve erkek çocukların liseyi bitirdikten sonra üniversiteye devam etmeleri halinde 25 yaşına kadar sorumlulukları altındaki kurumlarda kalmaya devam ettiğini ifade eden Ramazanoğlu, 18 yaşını bitirdikten sonra üniversiteye gitmek istemeyenlerin kamuda işe yerleştirildiğini söyledi.

Gençlerin kamuda bir işe yerleştirilip evini, düzenini kuruncaya kadar yine Bakanlığın kurumlarında kaldığını dile getiren Ramazanoğlu, "Şu anda asla ve asla 'Ne halin varsa gör' diyerek kurumlarımızdan çıkarılma söz konusu değil." diye konuştu.

- "Kendi kızımı takip ettiğim gibi takip ediyorum"

Konuyla ilgili yasal bir düzenleme yapmayı planladıklarını bildiren Bakan Ramazanoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"18 yaşını doldurduktan sonra üniversite okumak yerine çalışmayı tercih eden çocuklarımıza 18-21 yaşları arasında rehberlik hizmeti vermeyi planlıyoruz. Üniversiteyi bitiren çocuklarımız için de bir veya iki sene rehberlik hizmeti vereceğiz. Tıpkı kendi evlatlarımıza yaptığımız gibi. Şehir dışında okuyan ve yurt yerine evde kalmak isteyen çocuğumuz şehir dışında bağımsız yaşarken gözümüz kulağımız ondadır. Çocuğumuzu ekonomik yönden de desteklemeyi sürdürürüz. Ailelerimizdeki uzaktan kontrol sistemini oluşturmak istiyoruz. Kurumlarımızda yetişen çocuklarımız evini, düzenini kurup kendini rahat ve bağımsız hissedinceye kadar üç yıllık bir uzaktan kontrol sistemi oluşturmayı planlıyoruz. O dönem içerisinde başı sıkıştığı zaman kurumlarımızda onlara yardımcı olacak çalışanlarımız bulunacak."

Yetiştirme yurdunda kalanlar arasında kendisinin de takip ettiği çocuklar bulunduğunu anlatan Ramazanoğlu, "Kendi kızımı takip ettiğim gibi takip ediyorum. Hafta sonu neler yaptığını, arkadaşlarının kimler olduğunu soruyorum. Bu çocuklar bizim çocuklarımız. Sosyal politikalarda Avrupa ve Amerika'nın çok ilerisindeyiz. Devletin şefkat eli, bütün vatandaşlarımızın sırtında. Bu şefkat, başka yerde yok." değerlendirmesinde bulundu.

- "Yasaktan yana değiliz"

Ramazanoğlu, Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun (RTÜK) aylık toplantıları kapsamında yapılan "Medyanın Aile Kurumu Üzerine Etkileri" konulu konferansa katıldığını da hatırlattı.

Medya ve aile ilişkisine değinen Ramazanoğlu, medyanın bireylerin düşüncelerinin, davranışlarının ve değer yargılarının oluşumunda, toplumun kültürel, sosyal yapısının belirlenmesinde eskisinden daha güçlü bir role sahip olduğuna dikkati çekti.

Ramazanoğlu, hayatın ayrılmaz bir parçası haline gelen iletişim kanallarının bireyi, aile ve toplumu da etkilediğini söyledi.

Yapılan araştırmalar sonucunda toplumun yüzde 80'inin cinsel ve şiddet içerikli sahnelerden rahatsızlık duymasına rağmen, şikayet oranlarının sadece yüzde 3 ve yüzde 5 civarında kaldığına işaret eden Ramazanoğlu, aile kurumunun, değişen teknoloji ve medya araçlarından olumsuz etkilenmemesi için Bakanlık olarak çalışmalar yürüttüklerini dile getirdi.

"Aile ve çocuk dostu ekran uygulamaları için başta RTÜK olmak üzere ilgili tüm taraflarla iş birliği yapmaktayız" diyen Ramazanoğlu, yasaktan yana olmadıklarını, iyiyi üretmek ve üretilmiş iyileri artırmaktan yana olduklarını belirtti.

Aile dostu ekran ve iletişim için atılacak adımların gelecek nesillere karşı herkesin ortak sorumluluğu olduğunun altını çizen Ramazanoğlu, "Yeni gelişmeler ışığında koruyucu ve önleyici tedbirler geliştirmek, var olan etik kuralları hayata geçirmek ve mevzuatları etkin bir şekilde uygulamak zorundayız. Bu amaçla bakanlığımız, Adalet Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı ile birlikte RTÜK yetkilileri, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, medya temsilcileri ve sivil toplum örgütlerinin katılımıyla, medyanın aile üzerindeki etkileri konusunda geniş katılımlı bir çalıştayın gerçekleştirilmesi için çalışmalara başladık." sözlerine yer verdi.