Yüksek kapasiteli beyin lazım

Yüksek kapasiteli beyin lazım
PUSULA Yayın Grubu Genel Yayın Yönetmeni Uğur Özteke’nin sunduğu ve Pusula TV’de canlı olarak ekranlara gelen UĞUR’LU GÜNDEM’in konukları Naci Atalay ve İdris Candan idi.

UĞUR’LU GÜNDEM’in konukları Sistem Eğitim Kurumlarının sahibi, eğitimci Naci Atalay ile Candem Gübre’nin sahiplerinden Bitki Sağlığı Uzmanı İdris Candan ülke olarak her ferdin çok çalışması gerektiğinin altını ısrarla çizerek, “Ülke olarak yüksek kapasiteli beyinlere ihtiyacımız var. Bunun içinde çalışmaktan yorulmamalıyız ve hangi alanda olursa olsun eğitimde çağ atlamalıyız” dediler.

Pusula Yayın Grubu Genel Yayın Yönetmeni Uğur Özteke’nin sunduğu ve Pusula TV’de canlı olarak ekranlara gelen UĞUR’LU GÜNDEM’in konukları Naci Atalay ve İdris Candan idi. Her iki konuşmacı da bir saat süren program boyunca ülke insanının nerede ve hangi mevkide olursa olsun mutlaka çalışma temposunu arttırmasının gerekliliklerini eğitim ve tarım alanından verdikleri rakamlarla anlattılar.

GERÇEKTEN ORGANİK Mİ BESLENİYORUZ?

Bitki Sağlığı Uzmanı İdris Candan çiftçilere ve vatandaşlara beslenme konusunda bilinçli olunması gerektiğini söylerken, “İnsanlık için beslenme gibi kutsal bir görevi Cenab-ı Allah sadece çiftçilerimize vermiş. Önce bunu çok iyi anlamalı ve işimize ona göre sahip çıkmalıyız. Mesela ben kendimi bir bitki besleme uzmanı olarak böyle görüyorum. Allah bana da böyle bir görev vermiş. Ben bu işi en iyi şekilde yapmak zorundayım. Biz insanlarımıza bunu anlatıyoruz ve kullandırdığım ürünlerimizle de zaten bitkinin aroması, lezzetini daha farklı daha sağlıklı kılıyoruz. Bizim piyasalarda sohbetlerde yanlış bir şey konuşuluyor. Duyduklarımız, sizin de duyduklarınız şöyle. Ayşe Teyze, Ali Amca ‘Ben doğal besleniyorum. Evimin önüne domates ektim bunu büyütürken de hiç bir şey kullanmıyorum’ diyor. Bizde bir bitki besleme uzmanı olarak diyoruz ki ‘Ayşe Teyze, Ali Amca sen aç kalıyorsun. Minareli olmayan bir domates tüketiyorsun” diyoruz. Ve devam ediyoruz, “Ben de senin diktiğin domateslerin yanına domates ekeyim. O domatesleri çinko ile demirle potasyum ile takviye edeyim. Ben benim domatesleri yiyerek besleneyim. Bunları tüketelim. Ve ikimiz de beş yıl sonra kan analizi yaptıralım. O zaman görülecektir ki benim kan değerlerim seninkinden çok daha sağlıklı ve yerinde olacak. Mesela doktorlara gidiyoruz demir eksikliğimizin olduğunu söylüyor. Demir ilacı veriyor. Biz magnezyumu bir kalsiyumu bitkiye verip de bitkiyi de rafine ettirip insana verebileceğimiz bir organizmayı bir laboratuvarda bu hale getiremeyiz bunu ancak bitkide yaparız.

Yumurtayı sever misiniz? Herkes severiz diyecektir. Sonra soruyoruz. “Çiftlik yumurtası mı severseniz yoksa köy yumurtası mı? Herkes ama herkes “Köy yumurtası” diyor.

Peki tavuk köyde ne yiyor. Kurdu da böceği de akrebi de yiyor. Niye? Onu yiyen tavuğun yumurtası daha zengin oluyor da onun için. O kene, o akrep; tavuğun karnında yumurta ile daha yararlı hale dönüştürülüyor. Bu bitkiyi de biz yararlı hale getiriyoruz. Ama her şey bilimsel her şey ölçülü ve her şey yasalar çerçevesinde. Suyu bile fazla içemezsiniz içerseniz rahatsız olursunuz. Bu orantılı olmalı. Bunun dozunu, zamanını biz ayarlıyoruz.

DÜNYADA BÖYLE BİR BİTKİ BESLEME TRENDİ VAR

Dünya kendisini özellikle de gelişmiş ülkeler tarımda kendilerini inanılmaz geliştirmeye başladılar. Dünyada bir bitki besleme trendi oluştu. Biz hastalanıp ilaç içelim hastalıktan kurtulalım. Yok böyle bir şey. Biz önce hastalanmamaya çalışmalıyız. Hastalanmadan sağlıklı yaşayalım istiyoruz. Siz hiçbir tansiyon hastasının şeker hastasının iyileştiğini yeniden o eski sağlıklı günlerine kavuştuğunu gördünüz mü? Ama doktora gidiliyor doktor tansiyon hapını ya da şeker hapını veriyor. Verdiği haplarla denge sağlanıyor ve yaşan bu şekilde dengelenmiş oluyor. Sağlıklı beslenirsek kendimizi muhafaza altına alırsak ancak sağlıklı yaşayabiliriz. Bizim yüksek kapasiteli beyinlere ihtiyacımız var Tarım Bakanlığı ile birebir çalışıyoruz. Bir ürün yapacaksak bakanlığa bildiriyoruz. Her şey bakanlık ile ilgili.

BAKANLIK ÜRÜNLERİ DÜNYA GENELİNDE PAZARLAMAYA ÇALIŞIYOR

Tarım Bakanlığı son yıllarda çok güzel bir çalışma yapıyor. Mesela diyelim ki domates üretimi konusunda. Bakanlık domatesin dünya genelinde pazarlanması için şimdi çalışma yapıyor. Ticaret ile uğraşanların yüzde 80’i satış ve pazarlama arasındaki farkı bilmiyor. Çoğu insan bunu aynı zannediyor. Bakanlık bu birimi oluşturmuş. Lafa geldiği zaman Hollanda’yı küçümsüyoruz ama bunlar yattığınız yerden olmuyor ki. Hollanda olunca, Amerika Birleşik Devletleri olunca farklı mı oluyor sanılıyor. Mesela Antep fıstığı. Bize mahsus bu fıstık sadece bize mahsus. Toprağı havası suyu ile bize mahsus. Amerikalılar ne yapmış peki? Yıllarca bizden çalışmışlar. Bizim iklimimizi hava şartlarını toprağı araştırmışlar. Bu durumun kendi ülkelerinde kendi topraklarında en uygun yeri araştırmışlar ve Kalifiorna’yı en uygun yer olarak tespit etmişler. Gelinen noktada şu anda yılık fıstık ihracatları bizden kat be kat fazla.”

DEVLET OKULLARI ÖZEL SEKTÖR MANTIĞI İLE ÇALIŞMALI

Sistem Eğitim Kurumlarının kurucusu ve başkanı Naci Atalay ise eğitimde Türkiye ve dünyadaki yerimizi örnekler vererek anlatırken devletin son yıllarda özel eğitime verdiği desteği anlattı. Naci Atalay son yıllarda ki sınavlarda 160 bin birinci olmasının ise doğru olmadığının altını çizdi.

Naci Atalay, “Biz de kurum olarak yıllarca Türkiye birincisi çıkarıyorduk. Aynı sınıftan 6 Türkiye birincisi çıkarmıştım. Ama o dönemlerde Türkiye genelinde 20 birinci bile olmazdı. 30 yılımızı eğitime verdik. Eğitimin her kademesinde görev yaptım. Güzellikler ile dolu yıllarımız geçti. Çalıştırdığımız yetiştirdiğimiz öğrenciler çok iyi yerlere geldiler. Biz öğrencilerimizle gurur duyuyoruz. Devlet okulları, Özel sektör mantığı ile yönetilmeli. Devlet okulları özel sektör gibi hizmet veremiyor. Özel sektör Türkiye’de yüzde 10-12’lik kesime hizmet veriyor. Bu da son yıllarda temel liselerin açılması ile oldu ve özel sektörün payı arttı.

DEVLET EĞİTİM SEKTÖRÜNDE HANTAL ÇALIŞIYOR

Devlet eğitim sektöründe maalesef hantal çalışıyor. Eğitimde büyük zorluklar yaşanıyor. Eğitim ile siyaseti yan yana getirip yorum yapmam ama bu acı bir gerçek dünyada yapılan sınavlarda, alınan neticelerde başarılı olduğumuz söylenemez. Eskiden mesela Konya’nın eğitimdeki sıralaması açıklanırdı. Herkes kendisinin nerede olduğunu bilirdi ve ona göre hamleler yapmak için çalışırdı. Şimdi bu sonuçlar açıklanmıyor. Bazı sonuçları saklayarak kamuoyu ile paylaşmayarak bir yere gidemeyiz. Eğitimde sonuç ne olursa olsun saklanmaz ve de saklanmamalı. Eğitimde zor günler yaşıyoruz ama inanıyorum ki bunlar da aşılacak.

ÖZEL SEKTÖRE DESTEK ARTIYOR

Önemli olan özel sektör biraz daha öne çıkartılmalı. Özel sektöre arsa tahsisi için çalışmalar yürütülüyor. Özel okullaşma oranı artırılıyor teşvikler veriliyor ailenin durumuna göre ortalama 4 bin lira devlet desteği burs veriliyor. Bunların tamamı özel sektörü öne çıkarmak için yapılan çalışmalar. Devlet okullarına da yardım verilirse özellikle fiziki şartları düzeltilirse Türkiye eğitimde de son yıllardaki beklenen sıçramayı gerçekleştirebilir. Eğitimin zorlandığı bir ülkede başarı zor. Gelişmiş ülkelerle yarışılamaz. Acilen eğitim sektöründe yeni şeyler yapılmalı. Yetenekli insanlar işbaşına getirilmeli. Ama ben bir kez daha söylüyorum ki önümüzdeki yıllarda bu sıçrama gerçekleşecektir” diye konuştu. 

Kaynak:Pusula Haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.