‘Okul Öncesi’ne ‘Dini Eğitim’ müjdesi

‘Okul Öncesi’ne ‘Dini Eğitim’ müjdesi
Eğitim-Bir-Sen’in önerisi ile okul öncesi eğitimde dini eğitiminde verilmesi oy çokluğu ile kabul edildi. Eğitim-Bir-Sen Konya Şube Başkanı Nazif Karlıer, bu eğitime karşı çıkanların tavrının art niyetli olduğunu belirtti

20. Milli Eğitim Şurası’nda Eğitimciler Birliği Sendikası’nın (Eğitim-Bir-Sen) önerisi ile okul öncesi eğitimde dini eğitiminde verilmesi oy çokluğu ile kabul edildi. Öneriye bazı kesimlerin karşı çıkmasını eleştiren ve gazetemize konu hakkında açıklamalarda bulunan Eğitim-Bir-Sen Konya Şube Başkanı Nazif Karlıer bu tavrın art niyetli bir tavır olduğunu dile getirdi. Karlıer, “Bu sene yapılan 20. Milli Eğitim Şurası’nda Eğitim-Bir-Sen olarak önerdiğimiz erken yaşta dini eğitimin verilmesi ile ilgili madde genel kurulda kabul edildi. Biz sendika olarak bu kabul edilmesinden dolayı çok mutlu olduk. Düzenleme hayata geçtiği zaman Diyanet’ten de bu konuda destek alınarak Milli Eğitim’in çatısı altında dini eğitim verilecek. Bu erken yaşta çocuklara doğru dini eğitimin doğru şekilde verilmesini sağlayacak. ‘Din öğretiyoruz’ adı altında çoluğumuza çocuğumuza sapıkça şeyler öğretilmesinin de önüne geçilmiş olacak. İnsan okul öncesinde aldığı eğitimi ömür boyu devam ettiriyor. Bu yüzden o beyin güzel nakışlarla işlenirse o insan ömrünün sonuna kadar iyi bir insan olacaktır diye düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.

nazif-karlier.jpg

DİNİNE BAĞLI AHLAKLI BİR NESİL GÖRMEK İSTERİZ

Dini eğitim veren özel okul öncesi eğitim kurumlarına çocuklarını gönderemeyen ama bir taraftan da dini eğitim erken yaşlarda verilmesini isteyen aileler içinde bu düzenlemenin çok isabetli olacağını belirten Karlıer, “Tabi bu dini eğitimleri özel anaokulları ve özel okul öncesi eğitim kurumları veriyor. Fakat durumu iyi olamayan aileler bu okullara çocuklarını gönderemiyorlar ama bir taraftan da çocukları okul öncesinde dini eğitim görsün istiyorlardı. Çünkü çalışan aileler o yaşlardaki çocuklarıyla bu anlamda tam manasıyla maalesef ilgilenemiyorlar. O yüzden bu karar veliler içinde çok iyi oldu. İnsan yetiştirmenin en az bir otuz yılı vardır. Ama zamanı geldiğinde de bunun meyvesini almak dinine bağlı ahlaklı bir nesil görmek isteriz” şeklinde konuştu.

KARŞI ÇIKANLARDA ART NİYET SÖZ KONUSU

“Erken yaşta dini eğitime karşı çıkanlar özendikleri Avrupa’ya bakarlarsa okul öncesinde nasıl dini eğitim verdiklerini, nasıl çocuklarını dine bağlı yetiştirdiklerini görürler” diyen Karlıer, “Avrupa’da yetişen bir çocuk üç dört yaşında her hafta kiliseye götürülür ve her hafta o kilisede dini ritüelleri yaptırılır ve manevi boşluklar doldurulmaya çalışılır. Bizdeki bu ‘Aydın’ dediğimiz kesime sorsanız onu da kabul etmezler. Şu anda zaten bunların ateizme doğru giden bir yapıları var. Tanrıtanımaz bir yapıları var. Dünyanın çoğu yerinde bu dini, kültürel eğitim verilirken, bizim bu kesim diyor ki, ‘Çocuk belli bir yaşa gelsin dini kendi seçsin.’ Burada kesinlikle bir kötü niyet söz konusu. Mesela geçtiğimiz günlerde Diyanet İşleri Başkanı’nın söylediği insanın İslam fıtratı üzerine doğduğu ile ilgili hadis üzerine çıkan sansasyonu biliyorsunuz. Bu dini kabul etmeyenlerin baskısıdır. Bir kesim var ki din kelimesini adeta kabul etmiyor. Ama kim ne derse desin bütün ülkelerde yaratıcı tanımı vardır ve bizde inşallah çocuklarımızı bu minvalde yetiştirmek üzere adımımızı attık. Toplumsal ahlakın sağlanması için bu çocuklarımızın taze beyinlerimizin nakış gibi işlenmesi lazım. Eğer ki çocuklarımıza biz bunu yapmazsak materyalistçe yetişmesine zemin hazırlamış oluruz ki iki gün sonra vicdan yoksunu bir toplum olmaya mahkum oluruz” diye konuştu.

ÇOCUKLARIMIZ HER ŞEYDEN DAHA ÖNEMLİ

Okul öncesi eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması açısından durumu iyi olmayan ailelerin çocuklarının okul öncesi eğitim masraflarının Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından karşılanacağı ile ilgili alınan kararında isabetli olduğunu dile getiren Karlıer, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ‘2023 vizyonunda tüm maddi ve fiziki imkânları tamamladık. Bundan sonra 2053 vizyonunda ise kültürümüzü gençlerimize ve çocuklarımıza aktarma süreci olacak. Bununda olacağı yer okullardır’ demişti. Ben eğitime dair alınan tüm kararların buna istinaden alınan kararlar olduğunu düşünüyorum. O yüzden kültürü aşılama açısından devletimizin 10-15 yıllık bir planı olduğu kanaati doğuyor. Zorunlu eğitimin yanında okul öncesi eğitim zorunlu değil biliyorsunuz. Bu eğitim zorunlu olmadığı için aileler buna bir miktar maddi katkıda bulunuyorlar. Bunu da tabi bütün ailelerimiz karşılayamıyor. Buna da Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı böyle bir çözüm getirdi. Bu çok güzel ve yerinde bir karar çünkü çocuklarımız her şeyden daha önemli” dedi.

OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİN ZORUNLU OLMASINI İSTERİZ

Okul öncesine eğitim alan çocukların orada gördükleri eğitimle okul hayatına alıştıklarını ve ilkokul seviyesinde hiçbir zorlukla karşılaşmadıklarını ifade eden Karlıer, “Okulda kullanılacak fiziki bölümleri en iyi şekilde kullanır seviyede oluyorlar. Ve en önemlisi arkadaşları ile iletişim kurmayı başarmış oluyorlar. O yüzden okul öncesi çocuğun eğitimi için çok önemli. Zorunlu olsun isteriz. Ama bu da zamanla olacaktır” dedi. Anaokullarının günümüz şartlarında büyük bir boşluğu doldurduğunu söyleyen Karlıer, “Biliyorsunuz günümüzde artık anne baba birlikte çalışıyor. Çocuğun bu süreçte hem eğitim anlamında hem yalnız kalmaması anlamında okul öncesine gitmesi elzem. En azından çocuk gündüz aldığı eğitimi akşam bir saat iki saat annesi ve babasıyla da pekiştirdiği zaman temeli sağlamlaştırmış olacak. Hem de çocuklarımız anne babanın çalıştığı sürede güvenli bir yerde kalacak” dedi. (Gülşen Çopur)

Kaynak:Pusula Haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.