2016 yılı bütçesi TBMM Genel Kurulunda

2016 yılı bütçesi TBMM Genel Kurulunda
MHP Muğla Milletvekili Erdoğan: - "Davutoğlu hukuken AK Parti Genel Başkanı, Başbakan gibi gözükmektedir ancak Cumhurbaşkanı tarafından Başbakan'ın sorumlulukları gasbedilmektedir. Her ciddi olayda Başbakan'dan açıklama beklerken, bakıyoruz Başbakan baypa

TBMM (AA) - MHP Muğla Milletvekili Mehmet Erdoğan, "Davutoğlu hukuken AK Parti Genel Başkanı, Başbakan gibi gözükmektedir ancak Cumhurbaşkanı tarafından Başbakan'ın sorumlulukları, yetkileri gasbedilmektedir. Her ciddi olayda Başbakan'dan açıklama beklerken, bakıyoruz Başbakan baypas edilmiş ve olaya Cumhurbaşkanı el koymuş" dedi.

TBMM Genel Kurulundaki 2016 yılı bütçe görüşmelerinde, MHP'li milletvekilleri söz aldı.

MHP İstanbul Milletvekili Edip Semih Yalçın, Cumhurbaşkanı'nın meşru olmayan yetkiler kullandığını iddia ederek, "Başkanlık sistemi birçok ülkede vardır. Dünyada yaklaşık 50 ülke başkanlık sistemiyle yönetiliyor ama özellikle Latin Amerika'daki başkanlık sistemi diktatoryal özellikleriyle öne çıkıyor" dedi.

Yapılan bir araştırmaya göre, ABD dışında, başkanlık sistemi uygulayan ülkelerin genel olarak dünyada geri ülkeler olduğunu kaydeden Yalçın, "demokrasi ve hukuk anlayışıyla yönetilen ülkelerin, başkanlık sistemiyle yönetilen ülkelerden daha ileride olduğunu" savundu.

Başkanlık sistemiyle yönetilen ülkelerin, ekonomik gelişmişlik açısından dünya sıralamasında geride olduğunu, parlamenter sistemle yönetilen ülkelerde yaşayanların, bunlara göre daha refah içinde yaşadığını ifade eden Yalçın, başkanlık sistemiyle yönetilen ülkelerin çoğunun siyasi istikrarsızlık içinde olduğunu söyledi.

AK Parti'nin, Mustafa Kemal Atatürk ve Alparslan Türkeş'i başkanlık sistemine geçişte hep gündeme getirdiklerini belirten Yalçın, "Atatürk'ün Başbakanlarından Ali Fethi Okyar, anılarında, 'Atatürk'ün her şeye sahipken parlamenter sistemden vazgeçmediğini' belirtmiştir" diye konuştu.

Yalçın, Atatürk'ün Cumhurbaşkanı olduğu dönemde, Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık görevini birlikte yürütmesinin gündeme geldiğini ancak Atatürk'ün bunu kabul etmediğini kaydederek, "Atatürk sahip olduğu güce rağmen, başkan olmaya, tek adamlığa asla tevessül etmemiştir. Merhum Türkeş, başkanlık sistemini 1960'lı yıllarda savunmuştur, doğrudur ama daha sonra 1997'deki vefatına kadar bir defa bile başkanlık sistemini ağzına almamıştır, bu sisteme karşı çıkmıştır, destek vermemiştir" değerlendirmesinde bulundu.

AK Parti'nin yeni Anayasa'yı başkanlık sistemine endesklemesini doğru bulmadıklarına işaret eden Yalçın, "Bütün yüksek kamu görevlilerini atama yetkisi istenmektedir, bunu kabul edemeyiz. AK Parti'nin bu teklifi, yasama, yürütme ve yargı gücünü Başkan'ın elinde toplamaya yöneliktir. Başkanlık sistemi denetimsizlik ve dengesizlik yaratacaktır" iddiasında bulundu.

- "Milletvekili danışmanlarına kıdem tazminatı verilmeli"

MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı da Meclis'te yasama faaliyetlerinin sağlıklı ve verimli bir şekilde yapılamadığını iddia ederek, "Torba kanun uygulaması devam ediyor, denetim yapılmıyor" dedi.

Soru önergelerinin çeşitli bahanelerle sansüre uğramasını kabul edemeyeceklerini belirten Kalaycı, "MHP'nin, 17-25 Aralık operasyonunun araştırılması için verdiği önerge için 'işleme alınabilir' görüşü veren TBMM Kanunlar ve Kararlar Başkanı'nın görevden alınması, Meclis Başkanı'nın ne kadar politik olduğunu göstermektedir" diye konuştu.

Mustafa Kalaycı, milletvekili danışman ve yardımcı personelinin sıkıntılar yaşadığını ifade ederek, özellikle açıktan atananların iş güvencesinin olmadığını, kıdem tazminatı alamadığını söyledi. Kalaycı, "Kıdem tazminatının danışmanlara verilmemesi büyük bir haksızlık, eşitsizliktir. Kıdem tazminat hakkı mutlaka verilmelidir" ifadesini kullandı.

- "Meclis'te taşeron işçi kabul edilemez"

Meclis'te görevli polislerin ek ödemesinin mutlaka olması gerektiğine işaret eden Kalaycı, "Meclis'in kölelik sistemini andıran uygulamayla taşeron işçi çalıştırması kabul edilemez" dedi.

Kalaycı, eski Meclis başkanlarına TBMM'de oda ve 3 personel verilmesinin de kabul edilemez bir uygulama olduğunu vurgulayarak, "Yemin metnini okumayan bir milletvekiline personel çalıştırma imkanı verilmesi, hukuk dışı bir uygulamadır" değerlendirmesini yaptı.

170 milyon liraya mal olduğunu ve alışveriş merkezini andırdığını belirttiği Yeni Halkla İlişkiler Binası'nın Meclis'in tarihi dokusuna uymadığını belirten Kalaycı, TBMM Başkanlığı işlerinin, milletvekillerinin denetimine açılacak bir sistemin kurulması gerektiğini bildirdi.

- "Sayıştay'ı arka bahçesi haline getirmek için..."

Mustafa Kalaycı, Kamu Denetçiliği Kurumu'na resen işlem yapma hakkının tanınmasını istedi.

AK Parti'nin yaptığı operasyonlarla Sayıştay'ı etkisiz hale getirdiğini iddia eden Kalaycı, şöyle konuştu:

"AK Parti denetimden kaçmak, Sayıştay'ı arka bahçesi haline getirmek için elinden geleni yapmaktadır, bu da bir şeyleri kaçırmak istediğini göstermektedir. 17-25 Aralık tapelerinde bu açıkça görülmektedir. Sayıştay raporları gizlenmektedir. AK Parti denetimden ve hesap vermekten kaçmaktadır, denetlenmekten ödü kopmaktadır ancak ecelin korkuya faydası yoktur; ne kadar kaçarsanız kaçın, yaptıklarınızın bir gün hesabını vereceksiniz. Yolsuzlukların hesabı eninde sonunda sorulacaktır, bundan kaçmak mümkün değildir."

Kalaycı, milletvekili dokunulmazlığının yolsuzluklar konusunda kaldırılması ve Yolsuzluklarla Mücadele Kurumu kurulması gerektiğini dile getirdi.

- "Neden örtülü ödenekten bu kadar para harcıyorsunuz?"

MHP Muğla Milletvekili Mehmet Erdoğan da örtülü ödenekten çok fazla para harcanmasını eleştirerek, şunları kaydetti:

"Sayın Başbakan 'hesabı verilemeyecek bir şeyimiz yok' diyor. Madem hesabı verilemeyecek bir şey yok, neden örtülü ödenekten bu kadar para harcıyorsunuz? Sayın Cumhurbaşkanı bugüne kadar örtülü ödenekten kaç lira harcamıştır, bunu merak ediyoruz? Davutoğlu hukuken AK Parti Genel Başkanı, Başbakan gibi gözükmektedir ancak Sayın Cumhurbaşkanı tarafından Başbakan'ın sorumlulukları, yetkileri gasbedilmektedir. Ortaya çıkan her ciddi olayda Başbakan'dan ve Hükümetten açıklama beklerken, bakıyoruz Başbakan baypas edilmiş ve olaya Cumhurbaşkanı fiilen el koymuş.

Bir tarafta bakıyoruz AKP'nin kurucu genel başkanı, Cumhurbaşkanı Erdoğan, diğer tarafta da AKP Genel Başkanı, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun başkanlığındaki 64. Hükümet. Sanki ortada bir koalisyon var gibi. Hükümetin kurulmasından aylar geçti ama hala valiler kararnamesi bir türlü çıkmadı, neden acaba? Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın çekişmesi sonucu kararnameler zamanında çıkmıyor; senin adamın mı atanacak, benim adamım mı atanacak kavgasına düşüldü."

- "Davul birisinde, tokmak birisinde olmaz"

Erdoğan, Ankara'nın göbeğinde bomba patladıktan sonra kriz masasını Cumhurbaşkanı'nın kurduğunu anımsatarak, "Sayın Başbakan böyle bir durumda siz ne zaman olaya müdahil olacaksınız? İki başlılık görüntüsünün ülkeye, millete ve size faydası yoktur. Davul birisinde, tokmak birisinde olmaz, bu şekilde yönetim olmaz. Sayın Başbakan lütfen yetkilerinize sahip çıkın" ifadesini kullandı.

Türkiye'nin, Suriye'deki iç savaştan kaçanlara kapılarını açtığını ancak bunu yaparken gelenler için kriter belirlenmediğini, sadece beyanlarının esas alındığını kaydeden Erdoğan, "Sonuç ortada, ülkedeki bombaları patlatanlar Suriye'den gelenler. Suriye'den gelen ne kadar mülteci kılıklı PKK ve PYD'li vardır? Bunlar gelirken istihbarat, polis, jandarma neredeydi? Acaba PKK, PYD dışında, mülteci kimliği verilen başka terör örgütü elemanı var mıdır?" değerlendirmesinde bulundu.

MHP Mersin Milletvekili Oktay Öztürk ise Yargıtay'a gelen dosya sayısının bir milyonu aştığını, bunun da dosyaların sağlıklı bir şekilde incelenmesine imkan tanımadığını kaydetti.

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.