2016 yılı bütçesi TBMM Genel Kurulunda

2016 yılı bütçesi TBMM Genel Kurulunda
Başbakan Yardımcısı Şimşek: (2)- "Bütçenin yüzde 43'ü faize gidiyordu, bugün yüzde 10'u faize gidiyor. 2015 yılında faizin bütçe içindeki payı 2002'deki gibi olsaydı, bizim faiz ödememiz yaklaşık 219 milyar lira olacaktı. Biz yaklaşık 50 milyar lira ödedi

TBMM (AA) - Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, iktidarlarından önce bütçenin yüzde 43'ü faize giderken, şimdi yüzde 10'unun faize gittiğini belirterek, "2015 yılında faizin bütçe içindeki payı 2002'deki gibi olsaydı, bizim faiz ödememiz yaklaşık 219 milyar lira olacaktı. Biz yaklaşık 50 milyar lira ödedik. 2002'den beri faizden sağladığımız tasarruf miktarı 900 milyar liranın üzerindedir" dedi.

Şimşek, TBMM Genel Kurulunda görüşülen 2016 yılı bütçesi üzerinde hükümet adına yaptığı konuşmada, yargı reform stratejisini kamuoyuyla paylaştıklarını ve bu konudaki çok önemli reformları gelecek dönemde hayata geçireceklerini söyledi.

Şeffaflığı artırma ve yolsuzlukla mücadele konusunda kararlı olduklarını vurgulayan Mehmet Şimşek, Siyasi Etik Kanunu, Kamu İhale Kanunu, siyasetin finansmanında şeffaflık ve imar planı değişikliklerinin kurala bağlı olarak yapılması gibi bir çok hususu Meclisin gündemine getireceklerini kaydetti.

Dünyada bir çok ülkenin yeni nesil ticaret anlaşmaları yaptığına işaret eden Başbakan Yardımcısı Şimşek, AB ile yeni nesil gümrük birliği anlaşması yapılması yönündeki çalışmaları gelecek dönemde hızlandıracaklarını vurgulayarak, "AB ile bu anlamda nisan ayı sonunda ekonomik alanda yüksek düzeyli bir zirve yapmayı hedefliyoruz" ifadelerini kullandı.

Şimşek, mülteci sorununun sadece Türkiye'nin sorunu olmadığını, küresel bir sorun olduğunu da ifade etti.

- "Terör örgütlerinin kucağına düşebilirler"

Türkiye'nin yaklaşık 3 milyonun üzerindeki göçmenler için yaklaşık 10 milyar dolarlık harcama yaptığına işaret eden Mehmet Şimşek, "AB'nin yapacağı katkı hiçbir şekilde Türkiye'ye bir lütuf, yardım değildir. Bu, tamamen Suriyeliler için harcanacak paradır. Bu mültecilerin yaklaşık 800 bini öğrenim çağındaki çocuklardan oluşmaktadır. Eğer biz bu çocuklara iyi bir eğitim veremezsek, iyi bir gelecek sunamazsak, bunlar sadece Türkiye ve bölge için değil, bütün dünya için birer tehdit olabilirler, terör örgütlerinin kucağına düşebilirler" diye konuştu.

Şimşek, Kıbrıs'taki müzakerelerde hiçbir dönemde olmadığı kadar olumlu bir gidişat olduğunu vurgulayarak, "Rusya bizim komşumuz ve önemli bir ticaret ortağımızdır. Bizim hiçbir komşumuz düşmanımız değildir, Rusya da düşmanımız değildir, olmayacaktır. Suriye'deki sorunların çözülmesiyle birlikte ben inanıyorum ki Rusya'yla olan ilişkilerimiz de tekrar eski seyrine dönecektir" değerlendirmesinde bulundu.

Yakın coğrafyadaki sorunları AK Parti'nin, hükümetin ürettiği sorunmuş gibi gösterme çabası olduğunu kaydeden Başbakan Yardımcısı Şimşek, "Biz 2006'dan beri Irak'ı defalarca uyardık, 'ne olur mezhep, etnik eksenli siyaset gütmeyin' dedik ama maalesef bugünkü durum; o mezhep ve etnik eksenli siyaset kaynaklı olmuştur. Suriye yönetimine, son dakikaya kadar daha çok reform, muhalefete daha çok alan açılması için büyük bir çaba gösterdik. Ne zaman ki Suriye rejimi halkına karşı silah kullanmaya başladı, o zaman biz insani, vicdani ve ilkeli bir tutum izleyerek farklı bir noktaya geldik" şeklinde konuştu.

- "Türkiye iki seçime rağmen yüzde 4 büyüdü, bu büyük başarıdır"

Şimşek, ekonomideki olumlu gelişmeleri de anlattı.

Türkiye'nin son 60 yılın en büyük küresel krizine rağmen yüzde 5'e yakın büyüme oranı yakaladığını kaydeden Mehmet Şimşek, "Türkiye'nin kişi başına milli geliri reel olarak 1,5 kat, dolar cinsinden 2,7 kat, satın alma gücü paritesiyle 2,3 kat artmıştır. Türkiye'nin kişi başına milli geliri Avrupa ortalamasına göre yaklaşık 20 puan yükselmiştir. Türkiye küresel kriz sonrası dönemde, yani 2010-2014 yılları arasında yaklaşık yüzde 5,4 büyümüştür ve OECD ülkeleri arasında büyümede birinci sırada yer almıştır. Çin ve Hindistan'ı ayırırsanız, geçen sene gelişmekte olan ülkeler ortalama yüzde 1,7 büyümüştür. Dünya ekonomisinin yüzde 3 büyüdüğü, Çin ve Hindistan hariç gelişmekte olan ülkelerin yüzde 1,7 büyüdüğü dönemde, Türkiye iki seçime rağmen yüzde 4 büyümüştür ve bu büyük bir başarıdır" ifadelerini kullandı.

Başbakan Yardımcısı Şimşek, günlük geliri 1 doların altında, 2 dolar 15 centin altında olan vatandaş olmadığını, 4 dolar 30 centin altında günlük gelirle geçinen vatandaş oranının ise yüzde 2'nin altına düştüğünü söyledi.

Bu oranın iktidarlarından önce yüzde 30'un üzerinde olduğunu belirten Şimşek, Türkiye'nin, gelir dağılımını iyileştiren iki ülkeden birisi olduğunu bildirdi.

Dünya küresel kriz sonrası istihdam yaratmakta zorlanırken, Türkiye'nin 6,7 milyon kişiye iş bulduğunu ifade eden Mehmet Şimşek, ülkenin, dünyada gelişmekte olan ülkeler arasında istihdam artışında 3'üncü sırada olduğunu vurguladı.

Şimşek, ekonomide sorunlar olduğunu, işsizlik oranının daha da aşağı çekilmesi, tasarrufları artırıp cari açığı azaltmak, enflasyonun önce yüzde 5'lere sonra da düşük tek haneye indirilmesi gerektiğini bildirdi.

- "Özel sektörün borcu yönetilebilir düzeydedir"

Özel sektörün borcunun arttığını, ancak varlıklarının da arttığını belirten Başbakan Yardımcısı Şimşek, "Son 2-3 yıldır lira önemli değer kaybetmiştir, faizler bir miktar yükselmiştir. Buna rağmen şirketlerimiz borçlarını çevirmede, borç bulmada, borçlarını geri ödemede sıkıntıya düşmemiştir. Özel sektörün borcunun yüzde 50'si, 5 yıl veya daha uzun vadeye sahiptir. Özel sektörün borcu yönetilebilir düzeydedir" diye konuştu.

AK Parti'den önce bütçe vergi gelirlerinin yaklaşık yüzde 86'sı faize giderken şimdi yüzde 13'ünün faize gittiğini ifade eden Mehmet Şimşek, "Bütçenin yüzde 43'ü faize gidiyordu, bugün yüzde 10'u faize gidiyor. 2015 yılında faizin bütçe içindeki payı 2002'deki gibi olsaydı, bizim faiz ödememiz yaklaşık 219 milyar lira olacaktı. Biz yaklaşık 50 milyar lira ödedik. 2002'den beri faizden sağladığımız tasarruf miktarı 900 milyar liranın üzerindedir. Bu tasarruflar eğitime, sağlığa, altyapıya, milletimize hizmet olarak gitti" ifadelerini kullandı.

- Sayıştay'a yönelik eleştirilere yanıt verdi

Şimşek, Sayıştay'ın yeterli denetim yapmadığı konusunda eleştiriler yapıldığını belirterek, şöyle konuştu:

"Sayıştay, 'genel bütçeli idarelerde yüzde 99,79, özel bütçeli idarelerde, yükseköğretim kurumlarında yüzde 100, özel bütçeli diğer idarelerde yüzde 100, düzenleyici denetleyici kurumlarda yüzde 100, Sosyal Güvenlik Kurumunda yüzde 100, il özel idarelerinde yüzde 100, büyükşehir belediyelerinde yüzde 100, büyükşehire bağlı idarelerde yüzde 94, il belediyelerinde yüzde 100, kalkınma ajanslarından yüzde 34 ve diğer idareler bazında yüzde 99,96 oranında denetim yaptık' diyor. Sayıştay, 2014 yılı kesin hesabına ilişkin gerekli denetimleri yapmıştır, ilgili bütün raporları Meclise sunmuştur. 482 kamu idaresi denetim raporu, 74 KİT raporu, 77 siyasi parti mali denetim raporu, 911 yargılamaya esas rapor olmak üzere bin 550 rapor ilgili mercilere sunulmuştur. Sayıştay denetiminin yetersiz olduğu, hesap verilebilirlik noktasında zafiyet olduğu hususu tamamen bir iddiadır."

Ekonomi ile ilgili birçok eleştiri yapıldığını belirten Başbakan Yardımcısı Şimşek, şunları kaydetti:

"Zaman zaman öyle bir kötümser tablo çiziliyor ki hakikaten hangi ülkeden bahsediliyor diye merak ediyoruz. 'Biz yaratılanı yaradandan dolayı severiz.' Etnik, bölgesel, dinsel milliyetçilik yapmadık, yapmayacağız, yapmıyoruz. Halkımızın tümünü, hiçbir ayrım yapmadan kucaklıyoruz. Ben, Kürt kökenli bir Türk vatandaşı olarak buna şahidim. Okuma yazma bilmeyen bir çiftçi çocuğu olarak bugün eğer bu noktadaysam. Ben köyümden ayrılırken o yasakları çok iyi biliyorum, bugün o yasakların hiçbiri yoktur. Bugün terör için hiçbir sebep kalmamıştır.

Terör örgütünün derdi Kürt kardeşlerimizin hakkı, hukuku olsaydı, silahların çoktan gömülmüş olması lazımdı. Eğer silahlar gömülmüyorsa ve Çözüm Süreci istismar edildiyse, o zaman tabii ki biz temel hak ve özgürlükler ekseninde sorunlarımızı çözmeye devam edeceğiz ama terör örgütüyle de anladığı dilden konuşmaya devam edeceğiz. Ülkemizde 36 tane farklı etnik unsur var. Hepsi bizim için aynıdır, hepsi bizim için eşittir, hiçbiri konusunda ayrım yapamayız. Sayın Başbakanımızın DAEŞ militanlarını 'sinirli çocuklar' olarak tanımladığı iddiası gerçekleri yansıtmamaktadır, açık bir iftiradır. 2006'dan beri bölge ülkelerini hep uyardık, 'teröre zemin hazırlamamak için etnik ve mezhep eksenli siyaset gütmeyin' dedik."

- "Cumhurbaşkanlığını günlük polemik konusu yapmamalıyız"

Mehmet Şimşek, 2013 yılı sonunda gündeme getirilen yolsuzluk iddialarının siyasi saiklerle olduğunun açık ve net olduğunu kaydederek, "Türkiye'de yolsuzluk algısı 2002'ye göre de kötüleşmemiştir. 2002'de Türkiye 102 ülke arasında 65'inci sıradadır. Yani yolsuzluk algısı anlamında en kötü 3'te 1'lik dilimdedir. 2016 başında açıklanan 'Yolsuzluk Algısı Endeksi'ne göre Türkiye, 168 ülke arasında 66'ncı sıradadır. Yani, yolsuzluk algısı olumlu olan ilk yüzde 50'lik dilim arasındadır" dedi.

Bütçeyle ilgili söyleyecek sözü olmayanların sürekli bir şekilde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef aldıklarını dile getiren Şimşek, "Bu oldukça manidardır. Cumhurbaşkanlığı makamını günlük polemiklerin konusu yapmaktan artık kaçınmalıyız. Muhalefetin bir zafiyeti olarak bu durum ortaya çıkıyor" şeklinde konuştu.

(Bitti)

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.