"28 Şubatçıların dini yayınlara tahammülü yoktu"

"28 Şubatçıların dini yayınlara tahammülü yoktu"
Osmaniye'de yerel radyo sahibi Tozluklu:- "Radyo binası, hukuksuz ve asılsız gerekçelerle sık sık güvenlik şube ekiplerinin baskınına uğradı"- "Süreç derinleştikçe radyo yayıncısı olarak üzerimizdeki baskılar ağırlaştı, denetimler ve psikolojik baskılar a

OSMANİYE (AA) - AHMET ERKAN YİĞİTSÖZLÜ - Uygulamalarıyla toplumun büyük kesimini etkileyen 28 Şubat sürecinde dini programlar yapan yerel radyolar üzerinde de yoğun baskı kurulduğu belirtildi.

Osmaniye'de 20 yıllık Radyo 80'in sahibi Şükrü Tozluklu, AA muhabirine, 28 Şubat sürecinde dini programlar yapan, Kur'an-ı Kerim ve ilahiler yayınlayan yerel radyoların, baskıcı ve yıldırıcı uygulamalara maruz kaldığını öne sürdü.

Bu süreçte hukuki dayanağı bulunmayan birçok keyfi ve haksız uygulamalara şahit olduklarını anlatan Tozluklu, "Bu baskıların zaman zaman yayınlarımızı engelleme ve durdurmaya kadar gittiği oluyordu. Programa alınacak konukların, çalacağımız eserlerin günlük listesi isteniyordu. O dönemdeki yükümlülüğümüz Kültür Bakanlığı bünyesindeki Telif Hakları Genel Müdürlüğüyle ilgili olmasına rağmen sürekli emniyet birimleriyle muhatap oluyorduk. Radyo binası, hukuksuz ve asılsız gerekçelerle sık sık güvenlik şube ekiplerinin baskınına uğradı" diye konuştu.

- "Yayınımız 3 ay durduruldu"

Tozluklu, 28 Şubat sürecinde yaşananların toplumun büyük kesimini olumsuz etkilediğini belirtti.

Tozluklu, şöyle konuştu:

"Radyoculuğa başladığımız yılda, iktidarda Refah-Yol hükümeti vardı. Osmaniye, yeni il olmuş, ara seçim yapılacak ve belediye başkanı seçilecekti. Bu nedenle yayına seçim çalışması için kentimize gelen Refah Partili bakan ve milletvekillerini alıyorduk, bu yayınlarımızın rahatsızlığa yol açtığı bilgisi geliyordu. Aynı zamanda yayınlarımızda ezgi, ilahi ve dini içerikli programlara yer veriyorduk. Radyoların denetimini emniyet müdürülüğüne bağlı güvenlik şubesi yapıyordu. Bir yetkili, radyoya gelerek yayınlarımızın telsiz yayınlarını etkilediğini söyledi. Yayınları durdurduğumuz ve vericileri kapattığımız halde aleyhimizde rapor düzenlenerek yayınlarımız 3 ay süreyle durduruldu.

Radyo vericisini İstanbul'a göndererek cihazın başka frekanslara girmediğine dair rapor aldıktan sonra yayınımız yeniden başladı. Radyoculukta yeni olduğumuz için mevzuatı tam bilmediğimizden ekiplerin radyo yayınını engellemeye yönelik yetkilerinin olmadığını bilmiyorduk."

Türkiye'nin o dönemde gündemini meşgul eden "irtica furyası" estirildiğini, toplumda bu yönde algı oluşturmaya yönelik ciddi yayınlar yapıldığına dikkati çeken Tozluklu, "Süreç derinleştikçe radyo yayıncısı olarak üzerimizdeki baskılar ağırlaştı, denetimler ve psikolojik baskılar arttı" görüşünü paylaştı.

Tozluklu, o günlerde yaşadığı ve unutamadığı iki olayı şöyle anlattı:

"Biri, 1998 yılı sonlarında yaptığımız bir etkinlikte programa katılan iki öğretmenin birisi İstiklal Marşı, diğeri Kur'an-ı Kerim okuttuğu gerekçesiyle soruşturma geçirdi. İkinci olay, radyomuz dijital sisteme geçmişti, arşiv bulunan ilahi, ezgi, sohbet türü kasetleri eve götürmüştüm. Kültür Bakanlığı bandrollü kasetler olmasına rağmen bir komşumuzun korkutması neticesinde annem, kasetlerin hepsini sobada yakarak imha etmiş. Bu iki örneği, nasıl bir ruh haline sahip olduğumuzu göstermesi açısından oldukça manidar buluyorum."

Tozluklu, geçmişte yaşananlardan ders çıkararak benzer dönemin tekrar yaşanmamasını diledi.

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.