51. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali

51. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali
51. Uluslar arası Antalya Altın Portakal Fil Festivali’nin Ulusal Uzun Metraj kategorisinde yarışacak olan, ‘Sivas’ filminin galası yapıldı.

51. Uluslar arası Antalya Altın Portakal Fil Festivali’nin Ulusal Uzun Metraj kategorisinde yarışacak olan, ‘Sivas’ filminin galası yapıldı. Galayı, festivalde "Yaşam Boyu Onur Ödülü’nü" alan Oscarlı oyuncu Ellen Burstyn de takip etti.
Antalya Atatürk Kültür Merkezi’ndeki filmin galasına izleyiciler büyük ilgi gösterdi. Çok sayıda sanatçının takip ettiği galada, Altın Portakal Ulusal Uzun Metraj Jüri Başkanı ve diğer üyeler kırmızı halıdan geçerek geldi. Film ekibi de salona girmeden önce Altın Portakal backdropu önünde hatıra fotoğrafı çektirdi.
OSCARLI ELLEN BURSTYN’DE GALADA
Galayı, festivalde "Yaşam Boyu Onur Ödülü’nü" alan Oscarlı oyuncu Ellen Burstyn’de Festival Direktörü Elif Dağdeviren’le birlikte izledi.
Galanın ardından film ekibi ve yönetmeni Kaan Müjdeci, söyleşide izleyicilerle bir araya geldi. Filim söyleşi bölümüne de izleyiciler büyük ilgi gösterdi.
Müjdeci, filmi yaparken zevk aldığını belirerek, “ Film için ön hazırlığımız uzun sürdü. 3 yıl gibi oldu. Köpek dövüşleri için belgesel yaptım. O belgesel yayınlanmadı. Filmden önce OrtaAnadolu’da dövüşen tüm köpekleri inceledim. Önce köpekler, sonra o bölgedeki çocukları araştırdım. 9 ile 12 yaş arası Yozgat ve çevresindeki bütün çocuklar breni tanıyor. Bunu tek tek görüştüm. Setten önce anaokulu gibiydik. 35 çocuktan elene elene 10 çocuğa en sonunda 4’de indi. Filmin başrol oyuncusu Aslan’ın ayrı bir ruhu vardı. Çocuk psikologları ile çalıştık. O ruhu kronolojik olarak çektik. Filmsel olarak o, ruh gelişti. Filmde oymayan bir çok mutlaka yanımda oluyordu. Çocuklarla konuşarak ilerledik. Kısa süre içinde onlarla ağabey kardeş gibi olduk. Çocuk psikiyatristi ile senaryo hakkında bir ay konuştuk. Senaryoya hangi çocuk ne tepki verir, bunları konuştuk. Ona göre yazdım” dedi.
“FİLMİM KÖPEK DÖVÜŞÜ FİLMİ DEĞİL”
Orta Anadolu’nda köpek dövüşünün yaygın olmadığını aksine ülkenin her yerinde olduğunu kaydeden Müjdeci, “ Orta Anadolu’da köpek dövüşü yaygın diye bir şey yok. İstanbul’da çok yaygın olan bir şey. Köpek dövüşü hakkında bir film değil. Kurmaca bir film. Filmi herkes izlediği zamana başka bir şey hissediyor. Aranılan hikaye kendinizdedir” diye konuştu.
“HİÇBİR HAYVANA ZARAR VERMEDİK”
Filmdeki köpeklerin dövüş sahneleri hakkında bilgi veren Müjdeci, “ Hiçbir hayvana zarar vermedik. Bunu gönül rahatlıkla söyleyebilirim. Toplam 8 hafta sürdü. Çok uzun süreçte çocuklarla birlikteydik” dedi.
KÜFÜR DİLİN AKIŞINDA
Fildeki küfürlerin argo amaçlı olmadığını dile getiren Müjdeci, “Küfrü dilin akışı içinde kullandım. O yörede bağlaçlar küfür olarak kullanılıyor” dedi.
Filmi kişisel olarak çektiğini ifade eden Müjdeci, montajın ise çok uzun sürdüğünü kaydetti.
“İŞİMİ KURALINA GÖRE YAPTIM, HAYVANSEVERLERDEN KORKMADIM”
Filmi yaparken büyük zevk aldığını dile getiren Müjdeci, “ Bu filmi çekerken, hayvanseverlerden korkmadım, çekinmedim. Kuralına göre yaptım. Dövüş için kullanılan sesleri Sabah saat beşte çektim. Oradaki sesleri, belgeseldeki köpeklerin sesleriyle değiştirdik. O ses belgeseldeki köpeklerden çıktı. Oradaki köpeklerde çıkmadı. Orada izlenenler gerçek gibi algılanmış. Demek ki izleyiciler filme girmiş. O zaman kendimizi başarılı sayıyoruz. Hayvana ve köpeğe zarar vermemenin bilincindeysem, hayatımı buna göre yaşıyorsam ben neden hayvanseverlerden korkayım” şeklinde konuştu.
Müjdeci 3 yılda çekilen filmin yaklaşık 400-500 bine mal olduğunu ve 31 Ekim’de vizyona gireceğini duyurdu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.