9. Büyükelçiler Konferansı

9. Büyükelçiler Konferansı
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: (1)- "Başından beri Suriye'nin bu noktaya gelmesinin temel nedenlerinden birisi, Batı dünyasının ve özellikle Obama yönetiminin elinde herhangi bir barış planının olmaması, Suriye’de Esad rejiminin nasıl dizginleneceği ve na

ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Başından beri Suriye'nin bu noktaya gelmesinin temel nedenlerinden birisi, Batı dünyasının ve özellikle Obama yönetiminin elinde herhangi bir barış planının olmaması, Suriye'de Esad rejiminin nasıl dizginleneceği ve nasıl bertaraf edileceğine ilişkin bir programının bulunmamasıdır." dedi.

Kurtulmuş, Dışişleri Bakanlığınca JW Marriott Otel'de düzenlenen, 9. Büyükelçiler Konferansı'nda, büyükelçilere hitap etti.

Batı dünyasının uzun yıllar "Doğu doğudur, Batı batıdır. Bu ikisi hiçbir zaman bir araya gelmez" anlayışı içerisinde yaşadığını aktaran Kurtulmuş, bunun Batı'nın sorunları, Doğu ile oturup paylaşmak, sorunların çözümü için bazı perspektifler geliştirmek yerine Doğu'yu inkar ve ihmal etmesine, Doğu'da ortaya çıkan sorunları kendisiyle ilgili görmemesine neden olduğunu söyledi.

Küreleşen ve sınırların öneminin kalmadığı bir dünyada hiçbir ülkenin, hiçbir bölgenin, hiçbir grubun kendisini dünyadaki gelişmelerden uzak, azade görmesinin ve kendisini soyutlayabilmesinin mümkün olmadığını vurgulayan Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Afrika'daki bir açlık, kıtlık ya da bir çatışma, hiç şüphesiz dünyanın pek çok yerindeki ülkeleri de birebir ilgilendiriyor. Tamamıyla Batı dışında ortaya çıkan sorunların hepsi, küresel sorunlar halini alıyor. Ayrıca artık sınırların hiçbir öneminin kalmadığı bir dünyadan bahsediyoruz. Sosyal medyanın ve yüksek teknolojilerin kullanılmasıyla dünyanın neresinde ne olduysa birkaç dakika içerisinde dünyanın ta öbür ucunda hissediliyor, sonuçları alınmaya başlanıyor. Dolayısıyla fiziki olarak sınırları kapatmak mümkün olmadığı gibi bu anlamda iletişim bakımından da dünyanın bir tarafının diğerine kendisini kapatması mümkün değildir. Ayrıca, 'Bana dokunmayan yılan bin yaşasın' demeye, kimsenin ne ifade etmeye cesareti olmalı ne de kimsenin böyle bir şansı olduğunu zannetmiyorum. Artık bir yerde, bir yılan ortaya çıkıyorsa bu yılan dünyanın her yerindeki insanlara zarar verebiliyor. Ayrıca hiç kimsenin, Batı toplumlarında bir diğerine artık öteki, bu bana karışmaz diye görmesi mümkün değildir. Özellikle küresel terörün bu kadar büyük bir tehdit halini aldığı günümüzde Batı toplumlarında hem de tam da kendilerinden olan hatta ikinci, üçüncü nesil o ülkenin vatandaşı olanların, nasıl terör gruplarıyla iş birliği içerisinde olduğu, nasıl küresel terör ağının bir parçası haline geldiği aşikardır. Dolayısıyla kapımızı kapatıp, 'öteki, bize ait olmayan' diyerek hiç kimsenin bir diğerini uzaklaştırması, görmezlikten gelmesi mümkün değildir."

Kurtulmuş, özellikle iki küresel tehdit üzerinden herkesin gözünü açması, herkesin bu küresel tehditlerin sebeplerini ortadan kaldıracak çalışmalar üzerine odaklanması gerektiğine dikkati çekti. Bunlardan birinin küresel göç, diğerinin de küresel terördür olduğuna işaret eden Kurtulmuş, "Artık Suriye'de olan sadece Suriye'de kalmıyor. Somali'de olan, Irak'ta olan buralarda kalmıyor. Buralardaki bütün gelişmeler önce yakın coğrafyalarını, ardından bütün dünyayı ve bu olaylara karşı duyarsız kalan, çözüm üretmekte fevkalade başarısız kalan Batı dünyasını da etkiliyor." dedi.

Suriye krizini "açık bir kriz" olarak niteleyen Kurtulmuş, şunları söyledi:

"Suriye meselesi uzun yıllar boyunca önce iç savaş, arkasından son üç yılı da vekalet savaşı olarak geçmiş küresel bir sorun halindedir. Ancak Suriye meselesi, şimdi oradaki terör örgütleri üzerinden dünyanın her tarafına ulaşabilen bir büyük küresel tehdit, bir küresel sorun kaynağı haline gelmiştir. Bu sorunun çözülebilmesi için, bu sorunun temel nedenlerinin ortadan kaldırılması üzerine fikir yormamız lazım."

- "Batılı ülkelerce söylenecek dostluk sözlerine itimatları kalmamıştır"

Kurtulmuş, Suriye ve benzeri krizlerin ortaya çıkmasında üç temel nedenin etkili olduğunu vurgulayarak, "Bunlardan birincisi, bu ülkelerdeki antidemokratik despot, insan haklarını hiçe sayan, zalim rejimlerin uzun yıllar boyunca iş başında kalması ve halkına nefes aldırmamasıdır. Bütün bunların sonucu olarak ortaya çıkan siyasi istikrarsızlıkla halkların büyük çoğunluğunun kendilerini yönetimin içerisinde görebilecekleri bir imkana kavuşamamış olmalarıdır." diye konuştu.

Yüksek düzeyli ekonomik eşitsizlikler, gelir dağılımı, toplumun geniş kısmının ekonomik süreçlerin içerisinde yer almamasının krizlerin ikinci nedeni olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Üçüncü temel neden ise askeri işgaller, yabancı müdahaleler ve bu müdahaleler üzerinden ortaya çıkan çok büyük siyasi kaoslar ve türbülanslardır. Şimdi bunları görmeden sadece 'Suriye'de filanca örgüt var, filanca örgütler Suriye'ye yerleşti' diyerek bakmak, Suriye sorununun çözümüne hiçbir katkı sağlamayacaktır. Ayrıca Batı dünyasının yıllar boyunca süren çifte standartlı ve iki yüzlü davranışları da bu halkların tamamıyla kendilerini dışlanmış hissetmelerine büyük neden olmuştur. Bugün teröre karşı iş birliği sözleri etrafında konuşanlar, önce dönüp geçmişlerindeki bu ülkelerin, ülkelerini teröre boğan diktatörlerin, o eli kanlı hainlerin, katillerin nasıl iş birliği içerisinde ağırlandıklarını, onların halklarından kaçırdıkları ekonomik imkanların Batılı güçler ve şirketler tarafından sömürülmesi pahasına bu ülkelerin insanlarının nasıl baskı altında tutulmalarına göz yumulduğunu hatırlamamız lazım. Bu bölgelerin insanlarının hemen hemen hiçbirisinin bu anlamda Batılı ülkeler tarafından söylenecek dostluk sözlerine itimatı kalmamıştır."

Ülkelerin işgalleri, iktisadi ve siyasi türbülanslar, beraberinde ortaya çıkan kaos ve krizlerin, aynı zamanda çok açık bir şekilde göç sorununu da küresel hale getirdiğini anımsatan Kurtulmuş, "Artık bu coğrafyanın insanları sadece siyasi sebeplerle değil ayakta kalabilmek, çoluk çocuğunu hiç olmazsa bir lokma ekmek, bir bardak temiz su içebilecek bir geleceğe taşımak için her türlü zorluğu göze alıyorlar." dedi.

- "Değil sınırlarını tel örgülerle örmek, gök kubbelerini, çelikten kubbelerle örtseler bile"

Kurtulmuş, dünyada yeni bir küresel dil, yeni bir siyasal paradigma inşa edilmesi gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Aksi taktirde bir taraftan uluslararası göç, küresel göç, yasadışı göç diğer taraftan sürekli artan ve geliştirilen uluslararası terörizm, dünyanın başına bela olmaya devam edecektir. Batı ülkeleri, değil sınırlarını tel örgülerle örmek, gök kubbelerini, çelikten kubbelerle örtseler bile ne terörün tehlikesinden ne de küresel göçün tehdidinden kurtulamayacaklardır. Onun için hep beraber, bütün dünyada bu barış dilini yeniden inşa etmek, yeniden ortaya koymak mecburiyetindeyiz. Batı'nın iki yüzlülükleri, tutarsızlıkları. İşte Suriye politikası. Başından beri Suriye'nin bu noktaya gelmesinin temel nedenlerinden birisi, Batı dünyasının ve özellikle Obama yönetiminin elinde herhangi bir barış planının olmaması, Suriye'de Esad rejiminin nasıl dizginleneceği ve nasıl bertaraf edileceğine ilişkin bir programının bulunmamasıdır. Ardından vekalet savaşları üzerinden yeni bir küresel savaş şeklinde ortaya çıkan bu savaşlara destek olan büyük güçlerin geldikleri nokta da ortadadır."

"Nasıl olsa biz işin içerisinde değiliz, biz askerlerimizi kaybetmiyoruz, hiç olmazsa desteklediğimiz bu terör grupları üzerinden bölgesel çıkarlarımızı maksimize edecek birtakım politikalar uygulayalım" diyenlerin, başlarına ne büyük bir bela sardıklarının farkında olmaları gerektiğini vurgulayan Kurtulmuş, vekalet savaşlarında kullanılan bu kirli araçların dönüp, bu araçları kullananları da vuracağını söyledi.

Kurtulmuş, "Birtakım terör örgütleri üzerinden, vekalet savaşları üzerinden sorunu çözer ve güç devşiririz" demek, küresel göçü ve küresel terörü sadece dönemsel bir tehdit olarak algılamak yerine, sorunları düşünmek ve ortadan kaldırmak mecburiyeti bulunduğunu dile getirdi.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "On yıllar boyunca diktatörleri destekleyerek ülkelerin gelir kaynaklarını, küresel şirketlerin eline peşkeş çekenler ne büyük bir yanlışlık içerisinde olduklarını görmek mecburiyetindedirler. Bu çerçevede inşallah önümüzdeki dönemde Türkiye'nin de dünyada yeni bir küresel barış perspektifine önemli katkıları olacağı kanaatindeyim." diye konuştu.

(Sürecek)

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.