Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ramazanoğlu:

ANKARA (AA) - MERVE YILDIZALP - Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu, yetiştirme yurtlarına ilişkin "Tamamen insan odaklı yaklaşıyoruz. Kesinlikle basına yansıtıldığı gibi '18 yaşını doldurdun, buyurun artık kapının önündesin' diye bir yaklaşım yok. Her şeyi ile o çocuğun geleceğini düşünüyoruz. Şu andaki yönetim anlayışımız tamamen böyle" değerlendirmesini yaptı.

Bakan Ramazanoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nün son yıllarda bütün dünyada "kadın, şiddet ve cinayet" ile beraber anıldığı bir üçlemeye mahkum edildiğini anımsattı.

Kadın şiddetini ve cinayetini yapanlara sıfır toleransla yaklaştıklarına dikkati çeken Ramazanoğlu, şiddetin nerede başladığına odaklandıklarını söyledi.

Ramazanoğlu, "Odaklandığımız yer de aile. Kadınlar ve kız çocuklarıyla ilgili problemler ailede başlıyor. Aile içerisine baktığımız zaman ensesti, kız çocuklarının erken yaşta evlendirilmesini, aile içi şiddeti, aile içi kadın emeğinin görünmez kılınmasını, orada görüyoruz. Kadın, aile içerisinde üretiyor ama görünmez kılınıyor" dedi.

Türkiye'de ve dünyada kadın nüfusunun yarıdan fazlasının ürettiğini ancak kadınların üzerindeki gayrimenkul sayısının çok az olduğunu belirten Ramazanoğlu, mal, mülk alınacağı zaman tek bir bireyin üzerine alındığını, bunu yasal düzenlemelerle son yıllarda düzelttiklerini, evlilik sonrası edinilen mallara ortaklık getirdiklerini ve bu şekilde kadını koruduklarını vurguladı.

- "Kadın hayattır"

Aileyi, problem çözebilme yeteneği güçlendirilmiş yapıya kavuşturmak istediklerini dile getiren Ramazanoğlu, böylece ailenin sağlamlaşacağını dile getirdi.

Ramazanoğlu, iletişim ve problem çözme yeteneği kaybolmaya başladığı zaman ailede de sorunlar başladığını ve şiddet meydana geldiğini belirtti.

Şiddetin kadına, çocuğa, yaşlıya, engelliye karşı da yapılabildiğine dikkati çeken Ramazanoğlu, fiziksel ve psikolojik şiddetin bir araya gelmesiyle aile bağlarının zayıfladığını söyledi.

"Mutlu aile, mutlu birey" vurgusu yapan Ramazanoğlu, "Dünya Kadınlar Günü dediğimizde bu seneki mesajımız, 'Kadın hayattır.' Kadın üretebilen, iletişimi sağlıklı kuran bir kadınsa, bu kadın aynı zamanda mutlu bir eştir, annedir, üreten mutlu bir kadındır. Akrabalarıyla komşularıyla arkadaşlarıyla ilişkileri dengesi oturmuş, hayatla barışık bir kadındır. Kadın anaç tavrıyla evin içinde de organizatördür aynı zamanda" diye konuştu.

- Kız çocuklarının okullaşma süreci

Kadının üretebilmesi, sosyal hayatta var olabilmesi için eğitilmesi gerektiğini dile getiren Ramazanoğlu, kız çocuklarının eğitimde kalma süresinin uzunluğunun birçok sorunu ortadan kaldırabileceğini belirtti.

Bakan Ramazanoğlu, eğitimde ikinci dört yılı tamamlayamayan kız çocuklarının, erken evlendirilme, ev içi ücretsiz çalışma, aile içi ensest gibi durumlarla karşı karşıya kaldığına işaret ederek şöyle devam etti:

"Kız çocuklarının okullaşma sürecini uzatmak birinci hedefimiz. İkinci hedefimiz, kadın istihdamı. Anne olma isteklerini de destekleyerek, esnek çalışma saatleri getiriyoruz. Doğum sonrası izinlerde memurlara daha önce verilen bu hakkı işçi kadınlarımıza da veriyoruz. Ücretsiz izinler, özlük hakları yani emeklilik imkanları da devam ediyor. İşçi kadınlar için çıkarılacak yasa önümüzdeki ay gündeme gelecek. Bütçe çalışmalarının ardından ilk gelecek yasalardan bir tanesi bu."

Kadınlara meslek kursları verdiklerini, vasıfsız işçi olmaktan çıkararak daha kaliteli işler yapabilir hale dönüştürdüklerini hatırlatan Ramazanoğlu, kadınların ürettiklerinin daha görünür olması amacıyla tedarik zinciri oluşturarak ürünlerin alıcıya ulaşması için çalışmalar başlattıklarını ifade etti.

Kadınların siyasette sayılarının artmasının gerekliliğine değinen Ramazanoğlu, bakanlıkta da daha çok kadın ağırlıklı çalışanın olmasına özen gösterdiğini söyledi.

- "Artık 'bana ne' diyemiyoruz"

Cezaevinde kalan kadınlara ilişkin Adalet Bakanlığı ile ortak çalışma hazırlığı içinde olduklarını bildiren Ramazanoğlu, şu bilgileri verdi:

"Adalet Bakanımız ve bürokratları ile görüşme yaptık. Bazı cezaevlerindeki kadınlar meslek edindirme kurslarına devam ediyor ama cezaevinden çıktıktan sonra kadınları daha üretken hale nasıl getirebiliriz, öz güvenlerini nasıl yükseltebiliriz, sürüklenmiş oldukları travmatik durumdan, normal hayata idame ettirebilir hale nasıl dönüştürebiliriz bunun için bir ön görüşme yaptık. Daha sonra bir projelendirme yapacağız. Kadınlara rehabilitasyon ve psikoterapiyle hayata daha aktif katılmaları ve dış dünyaya geçerken sudan çıkmış balık gibi kalmaması için çalışma yapacağız. Belki ailesinin yanına dönecek ya da dönemeyecek kendine ev tutması ve iş bulması gerekecek, o süreçte de kadınlara yardımcı olma anlamında çalışmalarımız devam ediyor, görüşmelerimizi yaptık."

Ramazanoğlu, bu modeli "Kadın konukevleri"nde kalanlar için de uygulamak istediklerini belirterek "Kadınlar bizim yanımızda kalıyor belli bir süre ama oradan ayrılırken onları hayatın ortasında korunmasız, yapayalnız bırakmak istemiyoruz. Üç ay koruduk ama üç ayın sonundaki gün bıraktığımızda 'artık bana ne' diyemiyoruz. Bununla da ilgili geçiş süreci olması lazım, bir proje çalışmamız var" diye konuştu.

- "Şu anda vicdani tarafıyla bakıyoruz"

"Yetiştirme yurtlarında kalan çocukların 18 yaşına geldiklerinde yurtlardan ayrılması gerektiği" yönünde basında yer alan haberlere de değinen Ramazanoğlu, şunları kaydetti:

"Yasaya göre 18 yaşındaki bir birey artık bağımsız bir birey. Bağımsız olma özelliğinden dolayı, hukuken devletin sorumluluğu bitti deniliyor ama biz bunu hukuk anlamında okumuyoruz, vicdani tarafıyla bakıyoruz. Eğer bu çocuklar üniversiteye devam ediyorlarsa onları yurtlarımızda barındırıyoruz. Yaz ayları için de koruyucu ailelere yönlendiriyoruz. Çaresiz kalınırsa da Çocuk Destek Merkezlerine (ÇODEM) yönlendiriyoruz. Bir şekilde kendi kurumlarımızda esneterek vicdani şekilde bunu yapıyoruz.

Öteki taraftan, ailesi olanlar, kardeşi olanlar var, işleri olanlar var. Ev tutmaları için destek veriyoruz. Tamamen insan odaklı yaklaşıyoruz. Kesinlikle basına yansıtıldığı gibi '18 yaşını doldurdun, buyurun artık kapının önündesin' diye bir yaklaşım yok. Her şeyi ile o çocuğun geleceğini düşünüyoruz. Şu andaki yönetim anlayışımız tamamen böyle."

Bakan Ramazanoğlu, kadınlara, "Toplumsal şiddetin olmadığı bir dünya, mutlu, huzurlu bir aile ve mutlu, huzurlu bir toplum diliyoruz. Herkesin birbirine muhabbetle baktığı, huzur içerisinde bir Türkiye istiyoruz" mesajı verdi.