Antika Saatlere Paha Biçilemiyor

Antika Saatlere Paha Biçilemiyor
Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde ünlü saat ustaları tarafında el emeğiyle yapılan, 1903 ve 1908 yıllarında yapılmış, kurma kolunda ay-yıldız işlemesi olan saatlerin fiyatlarına paha biçilemiyor

Konya’da asırlık saatlere paha biçilemiyor. 37 yıldır Konya’da saat ve gözlük ürünleriyle hizmet veren Şahin Optik, antika saatleriyle koleksiyoncuların en uğrak yerlerinden birisi haline geldi. Osmanlının son dönemlerinde el emeğiyle yapılan, kurma kolu özenle işlenen 1903 ve 1908 model saatlere talebin fazla olduğunu belirten, Şahin Optik işletme sahibi Abdülkadir Bektik, istedikleri rakamı veren olmadığı için satmadıklarını söyledi.

2 BİN DOLAR VEREN  OLDU

Saatlerin tarihini anlatan Bektik, dünyanın en güzel saat modellerini Osmanlı Devleti’nin yaptırdığına dikkat çekerek, “Osmanlı Devletinde padişahlar ve vezirler saat kullanımına özen gösterir ve çoğu yerde saat yapan işyerleri bulunurmuş. 1800 yıllardan başlayarak Cumhuriyet’in ilan edilmesine kadar, kişiye özel saatler yapılırmış. Bunların içinde denizci, demir yolları, subaylar, saray erkanı, padişah ve birçok kişi olmak, dünyanın çeşitli ülkelerine saat yaptırmışlar. Osmanlı döneminde kalma şuan elimizde 1903 ve 1908 model saatler bulunuyor. 1500-2000 dolar veren oldu satmadık. Hak ettiği para daha fazla. İstediğimiz rakamı veren olursa satacağız” dedi.

USTALIK ESERİ BİR SAATİN SAHİBİ OLMAK GÜÇ GÖSTERİSİYDİ

Dünyada kurmalı model saatlerin çok önemli yere sahip olduğunu ifade eden Bektik, “Teknolojinin şimdiki zamanlardaki gibi gelişmediği dönemlerde Osmanlı Devletinde saat ustaları el emeği göz nuru saatler yapıyordu. O dönemler kurmalı saatler çok önemli yer tutuyordu. Osmanlı padişahları Fatih Sultan Mehmet döneminden başlayarak saatlere özel bir ilgi duydular. Bu durumun bir sonucu olarak dünya üzerindeki en kıymetli saat koleksiyonlarından biri Topkapı Sarayı’nda bulunuyor. Osmanlı hükümdarları, hareket eden parçaları olan müzikli özel saatlere ilgi duyuyorlardı. Bu saatlerin bakımı ve tamiri de zor olduğundan bir saat aldıkları zaman ustasını da birlikte alırlarmış. Saatlere öylesine önem veriliyordu ki; şehirdeki yabancılar arasında sadece doktorlar ve saat ustalarının saraya girebilme yetkisi bulunuyordu. Saat ustaları sarayda senelerce kalıyor ancak yerine bakabilecek kişiyi eğittiğinde özgür olabiliyordu. Saatlerin seri üretime geçtiği 20. yüzyıla kadar, ustalık eseri bir saatin sahibi olmak zenginlik ve güç göstergesiydi” diye konuştu.

HABER: Uğur Sarı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.