Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, canlı yayında

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, canlı yayında
Kurtulmuş: (1)- "Terörün kimi nerede vuracağı belli değil, hedefi belli değil. Hedefi istikrarsızlaştırmak, terör örgütleri üzerinden kim bunları kullanıyorsa başka bir ülkeye had bildirmek, o ülkede istediği siyasi bir takım amaçları elde etmeye çalışmak

ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, terörün kimi nerede vuracağının ve hedefinin belli olmadığını belirterek, "Terörün hedefi istikrarsızlaştırmak, terör örgütleri üzerinden kim bunları kullanıyorsa başka bir ülkeye had bildirmek, o ülkede istediği siyasi birtakım amaçları elde etmeye çalışmak ve nihayetinde Fransa'da, Belçika'da bile demokrasinin belli kısıtlar altına alınması söz konusu oluyorsa bu terör saldırısıyla birlikte de demokratik standartları birkaç tık aşağıya çekmek için terör örgütlerinin gayret ettiği anlaşılıyor" dedi.

Kurtulmuş, Ankara Palas'ta TRT Haber'in "Haber Odası" programında gündemi değerlendirdi, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Brüksel'deki terör saldırılarına ilişkin bir soru üzerine Kurtulmuş, terör kime yönelirse yönelsin, nihayetinde ölenlerin hepsinin can ve hazreti insan olduğunu, insanın da yaradılmışların en mükemmeli olduğunu vurguladı.

Ölenler için herkesin büyük bir üzüntü içerisinde olduğunu aktaran Kurtulmuş, "Ben bir kere daha bu anlamda ölenlerin ailelerine, Belçikalılara taziyelerimizi bildiriyorum" dedi.

Kurtulmuş, terörün, özellikle uluslararası bir network olarak geldiği noktayı görmek bakımından bugün fevkalade önemli bir tehlike sinyalinin Brüksel'de verildiğini belirterek, "Özellikle son yıllarda devam eden, Afrika'da, Afganistan'da, Ortadoğu'da devam eden, belki son on yıllar boyunca süren, Suriye'de son 5 yıldır tam manasıyla bir vekalet savaşlarına dönmüş olan bu terör meselesi ve onun sonucu olarak ortaya çıkan terör, şunu bize açıkça gösteriyor; terör örgütleri çok ciddi şekilde palazlanmış durumda. Terör örgütleri, dünyadaki bu siyasi istikrarsızlık, işgaller, baskılar, zulümler, iç savaşlar, çatışmalar, despot rejimlerin halklarının üzerine yüklediği o baskıların hepsi terör örgütlerinin ekmeğine yıllardır yağ sürdü. Suriye'deki iç savaş, terör örgütlerinin içerisinde yeni bir örgütü, DAEŞ diye bir örgütü, küresel bir network olarak ortaya çıkardı. Bizim hep söylediğimiz, uyarmaya çalıştığımız, 'Bu vekalet savaşında falanca bölgede benim işime yarayan örgüt, benim karşımda olan örgüt' diye eğer örgütleri ayırırsanız, bu örgütleri nasıl kontrol edeceğiniz belli olmaz" değerlendirmesinde bulundu.

- "Bu öyle bir şey ki bumerang gibi"

Yolda yürümesini bilmeyen, elinde yarım bardak temiz suyu olmayan, yarım lokma ekmeği olmayan bu insanların eline bu kadar büyük ölüm silahlarının kimler tarafından verildiğini sorgulayan Kurtulmuş, şunları söyledi:

"Çok iyi korunan bir şehir olan, Avrupa'nın başkenti Brüksel'in havaalanı ve metrosunda eğer Belçika istihbaratından daha yukarıda bir bombalama faaliyeti oluyorsa bunun bir tane anlamı var, bu örgütün istihbaratı, Belçika hükümetinin istihbaratından daha fazla. Aynı şeyi Fransa, Londra metrosundaki bombalamalar için söyleyebiliriz, aynı şeyi İstanbul, Ankara saldırıları için söyleyebiliriz. O zaman ortaya çok net bir şey çıkıyor; kim bunlara bu istihbarat desteğini veriyor, kim bunlara bu lojistik destekleri veriyor, kim bunlara bu silah desteklerini veriyor.

Bu adamlar, bu bombaları nereden sağlıyorlar. Bütün bunları ortaya koyduğumuz zaman, bütün dünyanın, doğunun, batının bütün ülkelerin üzerinde durması gereken çok hassas bir noktaya geldik. Terör örgütlerini palazlandırarak, onlar üzerinden dünyada küresel bir mücadele vermek, küresel ölçekte ya da bölgesel ölçekte kendi güçlerini artırmaya kimse kalkmasın. Bu öyle bir şey ki bumerang gibi bunu kullananlara dönüyor ve onları da vuruyor. İstanbul'da, Ankara'da, Suruç'ta bombalar patladığı zaman batı kamuoyu, dünya kamuoyu bundan çok etkilenmiyor belki ama şimdi çok sarsıcı, 'herkese uyanın artık, yeter artık' diyebileceğimiz bir noktada uyaran, fevkalade ciddi bir alarm veren bir saldırıyla karşı karşıyayız. Herkesin oturup ellerinin arasına başlarını alıp düşünmesi lazım. Ne yapıyoruz? Nereye gidiyoruz? Bu terör örgütleri bu ortamı nereden buldu? Terör örgütlerini dünyaya nasıl, onlar için son derece palazlanabilecekleri bir cennet haline kim getirdi? Kimler getirdi? Bu soruların cevaplarını bulup, dünyanın öyle amasız, fakatsız herhangi bir şekilde siyaseten tevile, tefsire ihtiyaç duymadan net bir şekilde bu mücadelenin bir insanlık cephesi olarak bütün terör örgütlerine karşı yekvücut olarak mücadele etmesi lazım. Ülkelerin de rejimlerin de hükümetlerin de bu konuda son derece duyarlı olması lazım."

- "Anlamalarını ümit ederiz"

"Avrupa başına gelen bu felaketlerden sonra gerçekten Türkiye'yi biraz daha anlamaya başlar mı?" şeklindeki bir soru üzerine Kurtulmuş, "Anlamalarını ümit ederiz" dedi.

Yıllardır Türkiye'nin mücadele ettiği PKK, daha önce ASALA gibi çeşitli isimlerdeki terör örgütlerinin uzun yıllar batı ülkelerinde, batı başkentlerinde kendilerine çok büyük siyasi destekler bulduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Çok açık söyleyeyim, bu anlamda bu örgütlerin kasalarının Avrupa başkentlerinde olduğunu, bu anlamda ekonomik desteklerinin de oralardan devşirildiğini biliyoruz. Ayrıca tabii ki birçok batı menşeli silahın da özellikle son terörle mücadele sırasında bu anlamda bu örgütte yakalandığını cümle alem biliyor. Biz bir kere daha çok net bir şekilde söylüyoruz, 'DAEŞ kötü öteki iyi, DAEŞ iyi öteki kötü...' Böyle bir şey yok. Bu örgütlerin, kime nerede vuracağı belli değil. Evet, biz Türkiye olarak bir taraftan terörle mücadele ediyoruz. Sadece şu son zamanlarda değil 40 yıldır mücadele ediyoruz. Bunu yaparken de gerçekten ülkemiz de bu kadar istikrarsız ülkenin içerisinde Türkiye hala siyasi istikrarını koruyabilen neredeyse tek ülke. Ukrayna'dan Yemen'e kadar geniş coğrafyayı ele alın, Libya'dan Irak'a kadar geniş coğrafyayı ele alın, bu coğrafyada tek siyasi ve ekonomik istikrarlı ülke, terörle mücadelede can pahasına bir bir istiklal mücadelesi veriyor ama aynı zaman da demokrasi, hukuk içerisinde bu mücadeleyi vermeye gayret gösteriyor."

- "Ortaya çıkacak kriz ve kaos hiçbir zaman hiçbir terör örgütlerine yaramayacak"

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Sur'da, Cizre'de, Suruç'ta, Ankara'da, İstanbul'daki patlamalarda yaşananların başka ülkelerde yaşanması durumunda tepkilerin çok daha farklı olacağına işaret etti.

Brüksel'deki terör saldırısının ardından alınan güvenlik önlemlerine işaret eden Kurtulmuş, ayrıca Fransa'daki terör saldırısının hemen ardından olağanüstü hal ilan edildiğini dile getirdi.

"Baktığınız zaman Türkiye terörle mücadelede demokratik şartlara riayet etmeye gayret eden bir ülke. Bu anlamda da hem terörle mücadele veriyor hem de bunun sivil halka yansımaması için azami gayret sarf ediyor" diye Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Bütün bunların hepsini gerçekten bu batıda sizin söylediğiniz, 'bu çifte standardın', 'bu belki teröre karşı iki yüzlülüğün' ortadan kaldırılması için bir fırsat olmasını temenni ederiz. Çünkü, kimi nerede vuracağı belli değil, hedefi belli değil. Hedefi, istikrarsızlaştırmak, terör örgütleri üzerinden kim bunları kullanıyorsa başka bir ülkeye had bildirmek, o ülkede istediği siyasi bir takım amaçları elde etmeye çalışmak ve nihayetinde Fransa'da, Belçika'da bile demokrasinin belli kısıtlar altına alınması söz konusu oluyorsa bu terör saldırıyla birlikte de demokratik standartları birkaç tık aşağıya çekmek için terör örgütlerinin gayret ettiği anlaşılıyor. Sonuçta ortaya çıkacak kriz ve kaos hiçbir zaman hiçbir terör örgütlerine yaramayacak. Bunu o örgütlerin adamları da biliyor, onların yöneticileri de biliyor ama onlar birileri tarafından taşeron olarak kullanılıyor. Diyelim, Belçika'nın böyle bir kriz yaşaması hangi ülkeye, hangi rakibinin işine yarıyorsa onlar bu örgütleri kullanıyorlar. Daha somut gelecek olursak, Türkiye'nin yıllardır PKK ile uğraşması, DHKP/C ile ve yine en az son 4-5 yıldır DEAŞ ile uğraşması, kimin işine yarıyorsa o ülkeler marifetiyle de Türkiye, bu terör kıskacının içine alınmaya çalışılıyor. Dolayısıyla herkes aklını başına alsın. Kimse bu örgütlerin, 'işine yarar, ötekinin işine yarar' diye bir tasnife girmesin. Terör, insanlık suçudur. Batıda bütün politikacıların söylediği, 'demokrasi, insan hakları, insana saygı...' Bunlar üzerinden bir değerler silsilesi varsa, bu değerler silsilesine sahip çıkmanın ilk koşulu, teröre bütünüyle karşı çıkmaktır. Terör örgütlerinin arasında hiçbir ayrım gözetmeksizin hepsini karşımıza almaktır."

(Sürecek)

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.