Başbakan Yardımcısı Türkeş:

Başbakan Yardımcısı Türkeş:
"(DAEŞ'in Tazehurmatu'ya kimyasal saldırısı) Bunu yapanlar sözde din adına yaptıklarını söylüyor. Dünyadaki hiçbir din bunu emretmez, bunun yapılmasını hoş görmez. 'Din adına mücadele ediyorum' deyip, kendi Müslüman kardeşlerine bunu nasıl reva görüyorlar

ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, DAEŞ'in Tazehurmatu'ya kimyasal saldırısına ilişkin, "Bunu yapanlar 'sözde din adına' yaptıklarını söylüyor. Dünyadaki hiçbir din bunu emretmez, bunun yapılmasını hoş görmez. 'Din adına mücadele ediyorum' deyip, kendi Müslüman kardeşlerine bunu nasıl reva görüyorlar, anlamak mümkün değil" dedi.

Başbakan Yardımcısı Türkeş, saldırıda yaralanan Türkmenleri tedavi gördükleri Polatlı Devlet Hastanesinde ziyaret etti. Yaralılara karanfil vereni ve durumları hakkında bilgi alan Türkeş, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun talimatı, Irak Türkmen Cephesi ve Türkmeneli Vakfının katkısıyla yaralıların Türkiye'ye getirildiğini belirtti.

Saldırılarda 2 Türkmen'in hayatını kaybettiğini ve yüzlercesinin de yaralandığını hatırlatan Türkeş, Türkmenlerin Irak'taki huzurunun, Türkiye'nin dış politika önceliklerinden birisi olduğunu vurguladı. Türkeş, "Irak'ın üç kurucu unsurundan birisi olan Türkmen kardeşlerimize ihtiyaç duydukları tüm desteği verdik, veriyoruz, vermeye de devam edeceğiz. Telafer'den Mendeliye Şiisiyle Sünnisiyle Türkmen kardeşlerimizin arkasındayız. Türkmen'e dokunan, Türkiye'ye dokunur. Bunu herkesin iyice idrak etmesi gerekir. Türkmen kardeşlerimizden de hem kendi aralarına hem Türkiye ile aralarına nifak tohumu saçmak isteyenlere karşı iri ve diri durmaya devam etmelerini istiyorum." ifadesini kullandı.

- "Türkiye ve Türkmenlerin gönül bağı kopmaz"

Türkeş, DAEŞ'in, Türkiye ve ötesinde tarifsiz acılara sebebiyet verdiğini vurgulayarak, "DAEŞ gibi belaların ortaya çıkmasında başrolü oynayan çevrelere mesajım şudur: Türkiye ve Irak Türkmenleri arasındaki gönül bağını kimse koparamaz. Dost ve kardeş Irak'ın, DAEŞ belasından kurtulması başta Türkmenler olmak üzere bütün Irak kesimlerine rahatsız eden istikrarsızlık ortamından kurtulması için elimizden gelen bütün desteği vermeye devam edeceğiz. Bugün Musul, Telafer ve Beşir gibi Türkmen coğrafyasının kadim yerleşim birimleri DAEŞ işgali altındadır. İnşallah buraları Irakla işbirliği içerisinde bu beladan temizleyeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.

Bugüne kadar aralarında on binlerce Türkmen'in de bulunduğu yaklaşık 3 milyon Iraklı'nın yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kaldığına işaret eden Türkeş, Türkiye'ye ise 20 bini Yezidi olmak üzere 200 binden fazla Iraklının sığındığını söyledi.

Türkeş, göç etmek durumunda kalan Irak halkına ayrım yapılmaksızın krizin ilk gününden bu yana 768 tır insani yardım malzemesini Zaho'dan Necef'e kadar olan bölgeye gönderildiğini kaydetti. Türkiye'nin, Iraklıların mağduriyetini giderilebilmesi amacıyla AFAD aracılığıyla Zaho'da iki, Duhok'ta bir kamp kurduğunu aktaran Türkeş, bu kamplara başta Türkmenler, Yezidiler olmak üzere yerlerinden edilmiş ve muhtaç durumdaki Iraklıların yerleştirildiğini bildirdi.

Türkeş, sözlerine şöyle devam etti:

"Hükümetimiz, 13 Ocak'ta Irak'tan kaçarak ülkemize sığınanların sağlık hizmetlerinden yararlanmalarını sağlamıştır. Türkiye, DAEŞ işgalinden önce olduğu gibi en zor dönemden geçmekte oldukları bugünlerde ve DAEŞ'in Irak'taki mevcudiyeti sona erdirildikten sonra da Iraklı Türkmen kardeşlerimize Şii veya Sünni ayrımı yapmadan her alanda kesintisiz desteğini sürdürecektir. Irak'ın selamet, istikrar ve refahını her zaman için savuna gelen ülkemizin, bu ülkedeki Türkmen varlığının yegane garantörü olmayı sürdüreceğinden kimsenin şüphesi olmasın."

Türkeş, öte yandan Polatlı Devlet Hastanesinin de Bayırbucak Türkmenlerine 6 tır insani yardım malzemesi gönderdiğini aktardı.

- "Hepsi bütün bulgular, kimyasal zaten"

Türkeş, bir gazetecinin "Yaralılar üzerinde kimyasal bulgu var mı?" şeklindeki sorusuna "Hepsi bütün bulgular, kimyasal zaten. Ufak bir yavruyu bir öğretmen kucaklamış. Kendisinde bir yanık yok. Sırf o yavruyu kucaklamış. O yavrunun bedeni, başının değdiği yer dahi yakmış. Kimyasal değilse nedir? Akıl almaz terörün dini, milliyeti olmaz. Doğuda da Batıda da herkesin bunu anlaması lazım. Bunu yapanlar 'sözde din adına' yaptıklarını söylüyor. Dünyadaki hiçbir din bunu emretmez, bunun yapılmasını hoş görmez. 'Din adına mücadele ediyorum' deyip, kendi Müslüman kardeşlerine bunu nasıl reva görüyorlar, anlamak mümkün değil." cevabını verdi.

Türkeş, yaptığı yardımlar nedeniyle muhalefetten hükümete "mezhepçilik" suçlamasında bulunduğunun anımsatılması üzerine şunları söyledi:

"Muhalefete ancak gözlerine açmalarını, onlara 'Allah gerçeği görmeyi nasip etsin' demek mümkün. Bugüne kadar Suriye sınırına milyonlar dayandığı zaman mezhebine mi baktık? Hepsini buraya aldık. Kürt kökenli midir? Arap kökenli midir? Türkmen midir? Ezidi midir? Kapıdan girerken sormadık. Bugün de geldik, siz söyleyene kadar benim aklıma gelmedi hastane yetkililerine 'bunların mezhebi nedir' diye sormak. Ben sormadım, mezheplerini bilmiyorum, beni de ilgilendirmiyor. Beni Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak Irak'ta zulme uğrayan Türkmen kardeşlerimizi buraya getirmek, onları tedavi ettirmek, sağlığına kavuşturmak benim önceliğim. Onların mezhebi, inancı kendi meselesidir. Bu bizim sorunumuz dün olmadı, bugün de olmadı."

Öte yandan, saldırıda bir çocuğunu kaybeden ve kendisi de ağır yaralanan Zeynep Abersalim'e doktorlar tarafından 2 aylık hamile olduğu haberi verildi. Başbakan Yardımcısı Türkeş de doktorlara bebeğin durumunu sordu.

Hastane yetkilileri Türkeş'e şu an için bir müdahalede bulunulmayacağını, bebeğin kimyasal saldırıdan nasıl etkilendiğinin ilerleyen günlerde tespit edileceği bilgisini aktardı.

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.