Tarihi romanların ve tarihsel filmlerin sıkça tartışıldığı günümüzde, 1492 adındaki 1992 yapımı biraz miadı dolmuş, fakat içerdiği konular itibariyle hep konuşulacak olan bu tarihi filmden biraz söz ettikten sonra asıl anlatılmak istenen konu ele alınacaktır.

Christopher Colombus'un Amerika'yı keşfinin 500. yılı dolayısıyla yapılan iki filmden biri olan 1492: Conquest of Paradise (Cennetin Keşfi), bu keşfin Avrupa'daki etkileri ve Colombus'un yenidünyadaki yerleşim çabalarını konu alıyor.

Hiçbir şekilde maddiyatı, mürettebatı ve teknesi olmayan Columbus yedi uzun yıldan sonra sefere parasal kaynak sağlamak için finansör bulup seyahatine başlamak istiyordu. Buna gerekli para ve izni alabilmek için Kraliçe Isabel'i ikna eder. Isabel ise Kristof Kolomb'a parayı verip onun ile birlikte bu yolculuğa çıkar. Keşfetmek istediği yeni topraklarda altın ve şeref peşindedir. Keşif rotasını Çin'e çevirir. Columbus, aylar süren seyahati sonrası Kuzey Amerika'nın kıyı adalarını tesadüfen bulur. İspanya için sömürge kurabileceği dünyaya ait yeni cennet karayı hayal eder. Ama bir problem vardır. Yeni Dünya'da yaşayan yerliler zaten oradadırlar ve Columbus'tan önce yaşamlarını sürdüre gelmektedirler. Columbus yerlilere İspanya'ya döneceğini, orada bu yeni keşfettiği toprakları anlatacağını, binlerce İspanyol ile bu yeni topraklara geri döneceğini anlatır.

Yenidünya keşfedilmeden önce yaklaşık 13.000 yıldır orada yaşayan yerlilerden oluşan İnka imparatorluğu, henüz yüzyıl öce kurdukları bu imparatorluğu 1532 yılında iki kardeş Huascar ve Atahualpa arasındaki iç çekişmeler sonrasında, Francisco Pizarro önderliğindeki İspanyol işgalciler İnka bölgesini ele geçirmişlerdir. Bu doğal bir savaş ila yapılan bir kazanım değildir; aksine İnka halkı ve liderleri Atahualpa kandırılmış ve asıl hedefleri olan atınlar yerli halka toplattırılmıştır. O dönemde İnkalar, altının güneşten gelen bir çeşit şekerleme olduğunu düşünürlerdi. Altın ancak çeşitli kutular, mücevherler gibi törensel eşyalar ya da süslü mezar taşları veya tapınaklar yapmak amacıyla kullanıldığında bir değere sahipti. İnka altınlarının neredeyse tamamına yakını İmparatorluk Pizarro tarafından ele geçirildiğinde alındı ve eritildi.

Batı medeniyetinin doğuşu işte tam olarak bu haksız kazançtan kaynaklanan bir gelir ile olmuştu.  Yenidünya adındaki Amerika kıtası, yüzyıllar boyunca dünya ekonomisinin 1/3’üne sahip olmuş ve kalan 2/3’ün de büyük bir kısmını yönetmiştir. Fakat bir Alman Atasözü der ki; “Gottes Mühlen mahlen langsam” Türkçesi: “İlahi adalet er ya da geç tecelli eder”.