Hafız Emre Ahirşan: Ben hocamı çok özlerim

Hafız Emre Ahirşan: Ben hocamı çok özlerim
Hafız Emre Ahirşan, Ramazan programları çerçevesinde gazetemize Kur'an-ı Kerim'le nasıl tanıştığını ve hafızlığa uzanan hayat hikayesini anlattı.

Hafızlık eğitim sürecinde hocalara güvenilmesi gerektiğini, sözünden çıkılmamasını tavsiye eden Hafız Emre Ahirşan, “Kişi hocasına güvenecek. Hocasının sözünden çıkmayacak. Hoca öğrencisinin kapasitesini bilir. Ben hocamı çok özlerim. Bugün konuşsam sanki rahmetli babamla konuşuyormuşum gibi sevinirim” dedi.

Yüzyıllardır süregelen hafızlık eğitimi ile hocaların rahle-i tedrisinden geçerek hafız olan, daha sonrasında Konya ve bölge birinciliği, Türkiye dördüncülüğü başarılarını elde eden Hafız Emre Ahirşan, Ramazan programları çerçevesinde gazetemize Kur'an-ı Kerim'le nasıl tanıştığını ve hafızlığa uzanan hayat hikayesini anlattı. Hafız Emre Ahirşan ile söyleşimiz şu şekilde:

Kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

Adım Emre Ahirşan. Sakarya doğumluyum. Yaklaşık 8 yaşında Sakarya’dan Konya’ya taşındık. Konya’ya geldikten sonra yaklaşık 20 sene Konya’da kaldık. Bu 20 yılın 8 senesinde Konya’da imam hatiplik yaptım. Şu anda Rize’de Rize Müftü Yusuf Karali Dini Yüksek İhtisas Merkezi’nde görev yapıyorum.

whatsapp-image-2022-03-31-at-17-56-14.jpeg

Kaç yaşında hafızlığa başladınız?

8’inci sınıftan sonra 14 yaşında hafızlığa başladım.

Hafızlık eğitimini nereden aldınız?

Uluırmak Nuraniye Kur’an Kursu’nda Mehmet Küçükdemirkesen hocadan aldım.

Ne kadar sürede hafızlığı tamamladınız?

1 sene yüzünden okudum. 2 senede de hem hafızlık yaptım hem de sağladım.

Kur’an ezberlerken nasıl bir yöntem uyguladınız?

İlk başta ezberleyeceğin sayfayı bol bol yüzünden okursun. En başta önemli olan yüzünden doğru okumaktır. Zaten kişi yüzünden güzel bir şekilde okuyamıyorsa, hatası çok çıkıyorsa hafızlığa başlaması sıkıntılı olur. Kur’an-ı Kerim’i yüzünden okuyarak temel güzel atılmalı. Maalesef bazı kardeşlerimiz bunu yapmadan hafızlık yapmaya çalışıyorlar. Sonrasında ise hafızlıktan kat kat zor bir şekilde düzeltmeye uğraşıyor. Bu da tam manasıyla zor yapılıyor. Bizim hocamız en az 5 defa ezberleyeceğimiz sayfayı çok yavaş şekilde sanki Kur’an’ı yeni öğreniyormuşçasına okuttururdu. Ardından 5 seferde orta hızda okuttururdu. Son 5 seferde de seri bir şekilde okuttururdu. Ardından sayfanın en sonundan ezberlemeye başladık. Ayet ayet ezberlerdik.

whatsapp-image-2022-04-06-at-18-55-05.jpeg

Neden hafız olmak istemeliyiz?

‘Eşref-i Ümmet olanlar Hâfız-ı Kur’ân olur, Hâfız Kur’ân olanın Hâfız-ı, Kur’ân olur.’ Hadislerde Peygamber Efendimiz hafızlar için birçok müjde veriyor. Birkaç tanesinden bahsedecek olursak, ‘Ümmetin en hayırlıları Kur’an’ı öğrenen ve öğretenlerinizdir’ Burada hem hafızlarımıza hem yüzüne okuyan kardeşlerimize hem de hocalarımıza aslında büyük bir müjde. Diğer bir hadiste ‘Hafızların anne ve babalarına nurdan bir taç giydirilecek’ diyor Peygamber Efendimiz. Burada şöyle düşünmek lazım. Hafızın anne ve babasına nurdan taç giydirilecekse hafızlık yapana acaba ne giydirilir. Ne gibi güzellikler verilir. Çok müjde var. Elhamdülillah Müslüman bir toplumda yaşıyoruz. Hafızlara çok çok değer veriyoruz. Yani hem dünyada hem de inşallah ahirette Rabbim yüzümüze en güzel şekilde bakacak.

Hafızlıkta başarının formülü nedir?

Kişi hocasına güvenecek. Hocasının sözünden çıkmayacak. Hoca öğrencisinin kapasitesini bilir. Belki çocukta çok büyük bir kapasite var. Belki 10 sayfa ezberleyebilir bir günde. Bunla karşılaştık. Bir arkadaşımız vardı. Çocuk çok zeki. Dedi ki: ‘Hocam ben 14’ten 20 alacam. Yani günde 6 sayfa vererek hafızlığı bitirecek. 2 gün çok güzel devam etti. 3’üncü gün hafızlığı bıraktı. 14’le giderken. Birincisi hocaya güven. İkincisi yapacakları ezberleri bol bol bilen bir kişiye dinletecek. Sabah dersini verecek. Öğlene kadar da ertesi günün dersini bitirecek. Mutlaka o ezberin üstünden bir uyku geçecek.

whatsapp-image-2022-04-06-at-18-55-30.jpeg

Hafızlar arasındaki nesil farkını nasıl görüyorsunuz?

Daha önceden 5’inci sınıftan sonra hafızlık eğitimi alınıyordu. Daha çocuktular. Örnek verecek olursak boş bir kaset gibiydiler. Boş kasete bir şey yüklemek nasıl kolaysa o yaştaki bir çocuğa ezber yaptırmak o kadar kolay. Bir de o dönemde internet, telefon, bilgisayar yoktu. Bu da ezberlerini çok daha kolaylaştırıyordu. Bu bir gerçek. Onlar daha avantajlıydı ama bizim dönemimizde de yaşımız daha büyük olduğu için biraz daha farkındaydık. Şimdi ise her şey çok daha fazla değişti. Proje okullarımız var. Hafızlık yapılıyor. Şuan ki sistem de çok güzel bir sistem. Ama tabi ki burada velilere, hocaya ve öğrenciye çok iş düşüyor. En çok da velilere ve hocaya. Çünkü çocuk hem okul okuyor hem hafızlık yapıyor. Bir yandan da kolay değil.

Hafızlık eğitimi aldığınız veya verdiğiniz döneme ait hiç unutamadığınız bir anınız var mı?

Her anı benim için çok değerliydi. Ben hocamı çok özlerim. Bugün konuşsam sanki rahmetli babamla konuşuyormuşum gibi sevinirim. Bu da bana hocamın şefkat etmesi, bizi hafız yapması buralara getirmesi. Anı anlatacak olursam da hafızlıkta iki ile gidiyordum. Bocalama, alışma dönemiydi. Hafızlığa yeni başladım sayılır. Babam berberlik yapıyordu. O zaman bir abimiz babamın dükkanına geldi. Babamın da yakın arkadaşıydı. O dönemde biraz gevşek gidiyordum. O abi babama, ‘Emre’nin dersleri pek iyi değilmiş’ dedi. Babam döndü bana baktı. ‘Oğlum ben bunu duyacak mıydım’ dedi. Sadece bu cümleyi söyledi. Ondan sonra da elhamdülillah babam bir daha böyle bir cümle kurmadı. Kurdurtmamak için çok çalıştım. İnşallah bizden memnundur. Ona layık evlat olabilmişizdir.

Ailenizde sizden başka hafız var mı?

Ailemde benden başka yok. Sadece annemin babası dedemiz hafızdı. Ondan görürdüm. Yanına her gittiğimde mutlaka açmış rahle üzerinde Kur’an okuyor olurdu. Her sabah bir iki cüz okur öyle evden ayrılırdı. Mahallede, sokakta herkesin evine hırsız girdi. Onun evine giremedi çünkü ışık her zaman açıktı. Çocukluğumuzdan bu yana her zaman camilere yakındık. Rahmetli babamda bizi hep camilere götürürdü, hocalarla tanıştırırdı. Bu şekilde büyüdük ve hafız olduk. Hafızlığımı 16-17 kez sağladım. Daha sonrasında Konya ve bölge birincisi oldum. Türkiye elemelerinde 13 kişi kaldık. 13’ten 7 kişiye düştü. 7 kişi arasından da ilk 3’e maalesef giremedim 4’üncü oldum.

Ramazan ayı sizin için ne ifade ediyor?

Ramazan denilince aklıma ilk gelen şey Kur’an-ı Kerim. Ramazan aslına hafızların ayı. Hafızların en verimli ayı. Hafızların değerlendirilebileceği en güzel aylardan bir tanesi. Hafızlık yapan, bitiren kardeşlerimize bir şey söylemek gerekirse, hafız olmak önemli. Güzel bir lütuf. Ama en önemli olan hafız olarak yaşamak. Kur’an’ın anlamı ile öğrenmeye çalışmak ve hayatımıza tatbik etmek. En önemlisi ise Hafız-ı Kur’an olarak ömrümüzü tamamlamak. Bunun içinde Ramazan ayına geldiğimiz zaman bizim için çok büyük bir fırsat. Hafız olan bütün kardeşlerimize önerim mutlaka Ramazan’da bir camide mukabele okumaları. Yapabiliyorlarsa hatimle teravih namazı kıldırmaları veya hatimle namaz kıldırılan yerlerde fatih olmaları.

Konya’nın Ramazan gelenekleri ile ilgili fikirleriniz…

Benim ilk başta aklıma hatimle teravih namazı geliyor. Çünkü elhamdülillah Konya’da belki normal teravih namazından daha fazla hatimle teravih namazı kıldık. Biz Konya’ya ilk geldiğimizde Sakarya’da o zaman Perşembe günleri sala okunmaz. Türkiye’nin birçok yerinde böyle. Sadece Cuma günü Cuma namazından önce okunur. Konya’da Perşembe günleri de okunuyor. Ramazan ayında ise Konya’da her gün sala okunuyor. Konya’da yaşarken bunu fark edemiyorsun. Ama Konya’dan başka illere gittiğinizde fark ediyorsunuz. Konya elhamdülillah benim için çok büyük bir nimetti. ( Mehmet Günnar )

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.