Bir Anadolu Fastfood hikâyesi
Konya’dan çıkış yaparak İstanbul’da bir oluşum sağlama hedefinde olan Murat Babacan Yeni Nesil Çiğ Köfte, inovasyon ve marka tescillerini aldığı 13 farklı ürün çeşidi ile Anadolu Fastfood hikâyesi oluşturdu.
Gıda sektörüne giriş hikayesini anlatan Murat Babacan Yeni Nesil Çiğ Köfte Yönetim Kurulu Başkanı Murat Babacan, “Babamın emekli olduktan sonra açmış olduğu bir burger dükkânında 6 ay kadar çalışarak gıdaya ilk adımımı atmış oldum. Daha sonrasında teknik servisle işe devam ettim. Bir firmada 3 seneye yakın bölge teknik servisi müdürlüğü yaptım. Bu süreçten sonra kendi iş yerimi, cep telefonu teknik servisi elektronik cihazları tamir servisimi açtım. Bu süreç devam ederken Konya’da Arapoğlu makasında Gaziantepli kayınımı getirterek Tarih Antep Dürümcüsü ’nü açtık. Orada çok güzel işimiz vardı. Çiğ köfteyi de ilk o zamanlar da paketleyerek yani köpük tabaklara koyarak dürüm olarak Antep’in dürüm çeşitleriyle beraber sunmaya başladık. Çok sevdik ve daha sonrasında da kaynımın vefat etmesinden dolayı ben tekrar devam eden elektronik işine devam ettim. Orayı da devretmek zorunda kaldım. Tabi bu içimde bir ukde olarak kalmıştı. Gıdaya sürekli bir şekilde ilgim vardı” diye konuştu.
MARKANIN İÇERİSİ DOLDURULMALI
13 sene kendi iş yerimi çalıştırdıktan sonra da çiğ köfte sektörüne daha profesyonel bir anlamda girme isteği doğduğunu aktaran Babacan, “40 metre karelik iş yerimizde Tarihi Antep Çiğ Köftecisi başladık ve şubeler vermeye başladık. Öncelikle Konya bölgesinde güçlendik. Güçlendikten sonra da Türkiye çapında bayilikler vermeye devam ettik. 2020’ye gelirken de bu çiğ köfte sektöründen farklı bir şeyler yapmam gerektiği düşüncesi oluştu bende. Evde sevenlerimize yoğurduğumuz, sürekli misafirlerimizle sunduğumuz çiğ köftenin aynı formatını katkısız doğal bir şekilde müşterilerimizin beğenisine sunduk. Bir marka yaratırken içerisini doldurmamız lazım. Yalnız el yapımı ve taze çiğ köfte yeterli olmaz, bunun haricinde bir şeyler yapmam lazım düşünürken yıllar önce beyti adı altında yapmış olduğum çiğ köfteyi şimdiki bizim kova diye tabir ettiğimiz kaplarımıza koydum. Onlara da bir kova sosu yaptım ve yapmış olduğumu sosu kovaya koydum” şeklinde konuştu.
SOSLAR MARKA TESCİLLİ
Amerikan burger firmalarından esinlendiğini ifade eden Babacan, “Bir tane köfteden bir sürü köfte çeşidi çıkartmışlar. Bende çiğ köfteden neden bu inovasyonu yapmayım. Öncelikle bu lezzetleri derinleştirmek adına soslarımızı yapmamız gerekiyordu. Sosları acı severler için yediden yaptık. Yediden yetmişe herkese hitap eden bir acımız vardı. Farklı tatlarla daha acı severler için öncelikle ejderha acısını yaptım. Sonra onun marka tescilini aldım ejderha acısı adı altında. Daha sonrasında kajun sos ve burger sosumuzu yaptım. Tabi bunlar çiğ köfteyle çok özdeşleşti. Kovaya koyduğumuz kova sosumuzun da marka tescilini aldık. Soslarımız tatlı, acı ve ekşiyi içerisinde barındıran bütün yiyeceklerin içerisinde kullanılabilecek tarzda. Sosumuzu da geliştirerek 5 adet sos oluşturmuş olduk” dedi.
ÇİĞKÖFTENİN 13 FARKLI HALİ BABACAN’DA
Yaptıkları ürünlerin herhangi birini tedarikçiden almadığına dikkat çeken Babacan, “Burada bizim yapmış olduğumuz ürünlerin hepsi hiçbir tedarikçiden alınmadığını belirtmek isterim ve aynı zamanda da bunların formülünü kendi imalathanemizde ben geliştirdim. Marka tescilleri ve patentleri bize ait olan ürünler olarak ortaya çıkarttık. Bununla da yetinmedim çiğ köftenin farklı bir boyutunu yapma kararı aldım. Bu karar da ortada kaynayan sosla Osmanlı saç tava dediğiminiz sacın içerisinde ortada yeşillikleriyle güzel bir sunum. Daha sonrasında kebap dürümü yaptık. Pastırmalı ve kaşarlı. Ocakta tavada sıcakta pişirdiğimiz ve sünen peynirle beraber. Daha sonrasında kiremit kaşarlı çiğ köftemizi yaptık. Bunlar hep beğenildi. Bu süreçte isterim pizza da yaptık. Gençler tarafından bir ailenin gelip ailece pizzayı tercih etmesi beni çok mutlu eden unsurlardan birisi. Daha sonrasında süper kovayı icat ettik. Bütün soslarla beraber bunun noodlelısını yaptık. Kaşarlısını, çedarlısını ve yeşillik severler için Akdeniz’ini oluşturduk. Hem dilim olsun hem de lokum olsun dedikleri zaman mixi oluşturduk. Ters sardık çiğ köfteyi. Lavaşı içeriye, çiğ köftesi dışarıya geldi. Damağımıza direk gelen çiğ köfteli lokumu icat ettik. Bunları yaptıktan sonra da yaklaşık 12-13 ürünle beraber yolumuza devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.
YENİ NESİL KÖFTE DENEME AŞAMASINDA
Pişmiş, vakumlu ve yasal dana döneri kıyma haline getirerek özel bir harç hazırladım. Etli çiğ köfteyi harçta yoğurduktan sonra yeni nesil köfteyi buldum. Tarım bakanlığına videolarımı gönderdim. Bunun çiğ köfte ibaresi olmayacağını söylediler. Biz de buna baharatlı, bulgurlu, çeşnili, pişmiş etli köfte ismiyle iznimizi aldık. İsmini yeni nesil köfte koyduk ve patent başvurusunu yaptık. Türkiye’de firmamız ve markamız adına bu önemli bir gelişimdir. Çiğ köfte sektörünün en tepesidir. Etli çiğ köfteyi de yaptıktan sonra aslında bütün pişmiş etlerden yeni nesil köfteyi yapabiliyorum. Şuan deneme aşamasındayız. Formüllerimizi yaptık. Önümüzdeki günlerde şubelerimiz aracılığıyla bu yeni ürünü şubelerimizle buluşturacağız. Bu konuda beni en mutlu eden durum biz bir Anadolu Fastfood hikâyesi oluşturduk. Konya’dan çıkış yapan bir firma olarak hedefimiz İstanbul’da bir oluşum sağlamak ve bu oluşumdan sonra da Avrupa’ya gitmek istiyoruz. Bundan sonra da çiğ köfte çorbamızın denemesini geçen kış yaptık ve o da çok beğenildi ve onu da tescillendirdik. Sonuç olarak ortaya dünyanın en iyi restoran çiğ köftecisi biz olmuş olduk. Ekibimizle beraber bunları başardık” dedi.
MARKASIZ ÜRÜN KULLANMIYORUM
Çiğ köfte sektöründe nar ekşisinin bol kullanılarak bağımlılık haline geldiğine vurgu yapan Babacan, “Nar ekşisinin içerisinde glikoz bulunur. Glikoz bulunduğu için ve çiğ köfteye renk verdiği için nar ekşisi kullanmıyoruz. Ürünlerimi ihracata dayalı kendisini kanıtlamış büyük firmalardan tedarik ediyorum. Markasız ürünleri kesinlikle hammadde olarak kullanmıyorum. İsotta bile seçicilik yapıyoruz. Ambalajları açık olan ürünleri kesinlikle almıyorum. İmalatlarımızda bayan görevlilere yer veriyoruz. Bütün ürünlerimizi onların titizliği ile hazırlıyoruz. Bizim tabelamızda murat babacan yeni nesil çiğ köfte yazıyor. Çağımız genelinde yeni nesil ibaresi çokça kullanılmaya başlandı biz de bünyemizde yeni nesil oluşumlara yer verdik. Kısaca tabelamızdaki yeni nesil ibaresinin bizi özetlediğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
TAZE YAPILIYOR TAZE TÜKETİLİYOR
Elde yoğurulmuş çiğ köfte fikrinin çiğ köfte sektörünün yorulmuş olması ve piyasanın en mükemmelini ve en iyisini yapma noktasında ortaya çıktığını kaydeden Babacan, “Evlerimizde misafirlerimizi ağırlarken oluşan o keyifli hissi vermek için günlük taze yoğuran ve el yoğurması dediğimiz fikir ortaya çıktı. Yeşillik kullanarak çiğ köfteyi fabrikasyon olarak yapamazsınız. Çünkü taze bir şekilde yapılarak taze tüketilesi lazım. Nar ekşisi kullanmıyoruz ama limonu içerisine tıranjlayarak farklı bir lezzet katıyoruz. Beni en mutlu eden şey ise; sosyal medyadan gelen ‘buraya ne zaman geleceksiniz? Burada şubeniz var mı? Çok güzel gözüküyor. Ben Konya’da yemiştim. Bizim şehrimize de gelmenizi istiyoruz’ gibi mesajlar ve istekler. Bu mesajlar ve istekler de gençler ve aileler tarafından lezzetlerimizin çok beğenilmesi ve sürdürülebilir olmasından gelmektedir. Bütün müşterilerimizden gelen yorumlar efsanevi lezzetler olduğu, doyurucu olduğu şeklindedir” diyerek sözlerine son verdi. Yiğit Berkay ÇOPUR
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.