Bireysel Başvuru Sisteminin Desteklenmesi Projesi

Bireysel Başvuru Sisteminin Desteklenmesi Projesi
Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Szombati:"Anayasa Mahkemesinin kararları, AİHM'in yerleşik içtihadıyla ilgili uyum sağladığında, bunun sadece hukukun bir bekçisi olmakla kalmadığı, aynı zamanda insan hakları, temel haklarla ilgili ola

ANKARA (AA) - Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Bela Szombati, "Anayasa Mahkemesinin (AYM) kararları, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) yerleşik içtihadıyla ilgili uyum sağladığında, bunun sadece hukukun bir bekçisi olmakla kalmadığı, aynı zamanda insan hakları, temel haklarla ilgili olarak ve terörizmle mücadele dönemlerinde bile en önemli koruyucusu olduğunu ortaya koymuştur" dedi.

Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi ile ortak yürütülen Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru Sisteminin Desteklenmesi Projesi açılış konferansı Sheraton Otel'de yapıldı.

Szombati, açılışta yaptığı konuşmada, bireysel başvurunun temel hak ve özgürlüklerin korunması noktasında özellikle idare ve yargı kararları çerçevesinde etkin bir başvuru yöntemi olduğunu ifade etti.

AİHM'in, Nisan 2013'te verdiği "Hasan Uzun" kararında Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru sürecinin erişilebilir bir iç hukuk yöntemi olduğunu belirlediğini aktaran Szombati, Anayasa Mahkemesinin kamuoyunun da yakından takip ettiği kararlarından örnekler verdi.

Szombati, "Bu önemli mihenk taşı kararlar gibi, geçtiğimiz perşembe günü Mahkemenin, Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül'ün haklarının ihlal edildiğine karar vermesi, adaletin yerine getirilmesi ve basın özgürlüğüyle ilgili garantilerin yerine getireceği konusundaki güvenceleri bir kez daha tekrar etmiştir. Bunlar Avrupa Birliğinin önemli mihenk taşlarıdır" ifadelerini kullandı.

Bireysel başvuru sürecinin özellikle insan haklarıyla ilgili önemli koruma sağladığını dile getiren Szombati, "Bunun adil yargılanma hakkının sağlanması, özgürlük, toplantı özgürlüğü gibi konularla da desteklenmesi gerekmektedir. Anayasa Mahkemesinin kararları, AİHM'in yerleşik içtihadıyla ilgili uyum sağladığında bunun sadece hukukun bir bekçisi olmakla kalmadığı, aynı zamanda insan hakları, temel haklarla ilgili olarak ve terörizmle mücadele dönemlerinde bile en önemli koruyucusu olduğunu ortaya koymuştur" dedi.

Bugün toplantısını yaptıkları projenin, Türkiye'nin, bireysel başvuru mekanizmasını gerçek anlamda insan haklarının geliştirilmesi için önemli bir araca dönüştürmek istemesiyle başladığını ifade eden Szombati, hakimler, savcılar ve avukatlar için önemli kapasite geliştirme çalışmalarını beraberinde getireceğini, projeyle bireysel başvuru süreciyle ilgili kamuoyunun daha iyi bilgilendirilmesinin de amaçlandığını kaydetti.

- "Kararlar uyumlu hale getirilmeli"

Açılışta konuşan Avrupa Konseyi İnsan Hakları ve Hukukun Üstünlüğü Genel Müdürü Philippe Boillat, güvence altına alınan haklar konusunda bireysel başvuru kararlarıyla diğer yüksek mahkemelerin kararlarının uyumlu hale getirilmesi gerektiğini söyledi.

Bir ülkedeki tüm problemlerin yüksek mahkemeler tarafından çözülmesinin beklenemeyeceğini vurgulayan Boillat, mahkemeler arasındaki yakın ilişkinin bunun olmasını sağlayacağını kaydetti. Boillat, Anayasa Mahkemesinin insan hakları konusunda rehber rolü bulunduğunu, bu rehber rolünün Yargıtay ve Danıştay tarafından da kabul edilmesini beklediklerini ifade ederek, aksi takdirde sürdürülebilir bir insan hakları mekanizmasının kurulamayacağına işaret etti.

AB Konseyi için endişe verici noktalara değineceğini söyleyen Boillat, bir toplumda yargıya olan güvenin, hukukun üstünlüğü ve demokratik toplumun sağlanması açısından son derece önemli olduğunu belirtti. Boillat bunun için bağımsız, etkin ve ilkeli hukuk sisteminin zorunlu olduğunu ifade ederek yargının, hükümetten ve diğer kurumlardan tarafsız ve bağımsız olmasının yanı sıra vatandaşlar için de bağımsız gözükmesi gerektiğini söyledi.

Türkiye'nin önde gelen hakimlerinden birisinin, Türkiye'de yargıya olan güvenin, son 5 yılda yüzde 65'ten 20'ye düştüğünü söylediğini aktaran Boillat, etkin, etkili hükümlerin uygulanmaması, davaların uzun sürmesi, nitelikli olmayan hükümler verilmesi sonucunda böyle bir durumun söz konusu olduğunu anlattı.

Yargıtay'da 1 milyon derdest dava bulunduğunu, Anayasa Mahkemesinde 20 bin bireysel başvuru dosyasının beklediğini ifade eden Boillat, "Bu şartlar altında mahkemelerden makul sürede karar vermesini bekleyemeyiz" dedi.

Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkının tanınmasının ardından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru sayısının 9 bin 300'den 2014'te 2 bine düştüğünü aktaran Boillat, "Ancak 2015'te tekrar önemli bir artış gördük, 3 bin 200'e tekrar yükseldi. Bir önceki yıldan yüzde 60 daha fazla. Bu bizim için iyi bir sinyal değil. Bireysel başvuru sisteminin etkililiği, kapasitesiyle ölçülür, doğru gerekçelendirilmiş başvuruların olması gerekir" diye konuştu.

Boillat, her insanın ifade özgürlüğüne ihtiyacı bulunduğunu, böylesine bir özgürlüğün inkar edilmesinin insan doğasına aykırı olduğuna işaret ederek, "İfade özgürlüğü tek başına temel bir hak değildir, başka hakların gerçekleştirilmesinin de ön koşuludur" değerlendirmesinde bulundu.

AİHM'in 40 yıl önce, "Düşünceyi açıklama özgürlüğü yalnızca hoşa giden fikirler için değil, devlete ters düşen, şoke eden, üzüntüye sevk edenler fikirler için de geçerlidir" şeklinde bir karar verdiğini anımsatan Boillat, belirli makam ve mevkilere ters düşse bile devletlerin, tartışmaların önünü açması, herkesin korkmadan düşüncesini açıklayacağı ortamları yaratması gerektiğini vurguladı.

Philippe Boillat, Türkiye'de son dönemdeki hain terör saldırılarının Türkiye ve Türk halkının canını çok yaktığını dile getirerek, "Avrupa Konseyi, bu anlamda Türkiye'nin yanında ve ülkenizin teröre karşı verdiği mücadeleyi desteklemekteyiz. Aşırı, radikal gruplar, yasa dışı gruplara karşı verdiğiniz bu mücadeleyi destekliyoruz. Ancak şunu da unutmamamız gerekiyor, terörle mücadele derken insan haklarının korunması çok çok önemli, insan haklarının ihlal edilmemesi gerekmekte" dedi.

- Projenin amaçları

Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi ile ortak yürütülen Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru Sisteminin Desteklenmesi Projesi ile bireysel başvuru ve temel hakları konusunda hakim, savcı ve avukatlara eğitim verilecek, çeşitli eğitim materyalleri hazırlanacak, Avrupa'daki benzer kurumlarla çalışma ziyaretleri ve görevlendirmeler yapılacak.

Türk halkının bireysel başvuru hakkındaki farkındalığının arttırılarak kabul edilemez bulunan başvurularının sayısının azalması sağlanacak.

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.