CHP TBMM Grup Toplantısı

CHP TBMM Grup Toplantısı
Genel Başkan Kılıçdaroğlu: (2)- "Türkiye'yi artık devletler uygar dünyanın parçası olarak görmüyor. Çatışan, kavga eden, Ortadoğu'nun bir parçası olarak görüyorlar. Türkiye'nin imajı çok büyük yaralar almıştır. Bu imajı düzeltecek tek parti CHP'dir"- "Ben

TBMM (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Türkiye'yi artık devletler uygar dünyanın parçası olarak görmüyor. Çatışan, kavga eden, Ortadoğu'nun bir parçası olarak görüyorlar. Türkiye'nin imajı çok büyük yaralar almıştır. Bu imajı düzeltecek tek parti CHP'dir." dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, terör konusunda hükümete eleştiriler yöneltti.

"Düşünün tonlarca patlayıcı yerleştireceksiniz, kimsenin haberi olmayacak. Aslında hepsinin haberi var, niye önlem almıyorsun kardeşim?" diyen Kılıçdaroğlu, "Suçlanacaksa kim suçlanacak; CHP mi suçlanacak? Böyle bir ahlaksızlık, vicdansızlık, alçaklık olabilir mi? Şehirleri, dolduracaksın, depolayacaksın, sonra döneceksin CHP'yi suçlayacaksın. Emin olun bunlarda din, iman, vicdan, ahlak, kırıntısı bile yok." ifadesini kullandı.

Hükümetin dış politikasının da tamamen iflas ettiğini savunan Kılıçdaroğlu, iktidarın dış politikada yenildiğini, darbe üstüne darbe aldığını öne sürdü.

AB ile yapılan anlaşma çerçevesinde Suriyelilerin geri geldiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Nereye kamp kuracaklar? Kimse istemiyor." dedi.

Gelen Suriyeliler için Devlet Üretme Çiftliklerini öneren Kılıçdaroğlu, "Oralara yerleştirin, tarımda çalışsınlar. Bu işin sonu mülteci yerleştirmekle çözülmez. Suriye'de iç savaşın bitmesi lazım ve Suriyeli kardeşlerimizin huzur içinde kendi ülkelerine dönmesi lazım." diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şimdi vatandaşlarıma soruyorum: Türkiye Cumhuriyeti'nin Rusya ile Suriye ile Irak'la, İran'la, Mısırla, Libya, İsrail'le ilişkilerini kim düzeltir? Bunu bir tek parti çözer o partinin de adı CHP'dir. Öyle bir yoz kültürün içine sokuldu ki Türkiye. Bakın, Karaman'daki olaydan sonra, çocuk istismarından sonra, Türkiye'nin her tarafından olaylar neredeyse patladı. Peki bunlar sabah akşam Müslümanlıktan bahsediyorlar, dinden, imandan bahsediyorlar. 14 yıldır Türkiye'yi yönetiyorsunuz, bu çocukları bu yoz kültüre siz hangi gerekçeyle teslim ettiniz?

Kalkmışlar, vakıfları savunuyorlar. Çocuklara sahip çıkın kardeşim, derneklere, vakıflara değil. Bir kişi de çıkıp 'bu çocuklar yasa dışı burada nasıl kaldı?' demiyor. Valisi konuşmuyor, emniyet müdürü, Milli Eğitim Bakanı konuşmuyor, aileden sorumlu Bakan da zaten birilerinin önüne yatmış vaziyette o da konuşmuyor. Bu yurtlara kim izin veriyor? 'Biz izin vermedik' diyorlar, koro halinde. İzin vermedinizse bunlar nasıl açıldı? Bu çocuklara bakan öğretmenleri siz nasıl seçtiniz? Kimse konuşmuyor. Milli Eğitim Bakanı konuşmuyor. Niye konuşmuyorsun, baş sorumlu sen değil misin? Neden bu çocukları sapıklara teslim ediyorsunuz?"

İtibar sahibi olmanın, yüksek ahlakla başlayacağını dile getiren Kılıçdaroğlu, parayla, pulla itibar sahibi olunamayacağını söyledi.

Kılıçdaroğlu, "Hele hele 'ben büyük saraylarda oturuyorum, benim itibarım çok büyüktür' diyen adamın itibarı hiç olmaz. Çünkü itibar parayla, pulla satın alınan bir şey değildir." ifadesini kullandı.

Gandi ve Mandela örneğini veren Kemal Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:

"Gandi'nin itibarı mı vardı? Elbette vardı. Gandi'nin sarayları mı vardı? Hiçbir şeyi yoktu. Ama bugün dünyanın bütün ülkelerinde Gandi'nin heykelleri satılır. İtibar budur. Mandela, saraylarda mı oturuyordu? Ömrünü hapisanelerde geçirdi. Ama dünyanın en itibarlı kişilerinden biri.

Mustafa Kemal Atatürk, savaş meydanlarındaydı, yoksulluğun ne olduğunu en iyi o bilirdi. Saraylarda mı oturdu? Hayır. Bütün dünyada itibarı vardı. Bütün mazlum milletlere örnek olmuştur Mustafa Kemal. İtibarı vardı. Saraya oturmakla insan itibar sahibi olmaz. Ahlaklı olmakla ancak itibar sahibi olur. Belki etrafınızda dalkavuklar olabilir, sizi övebilirler. Dalkavuk sayısının fazlalığı size itibar kazandırmaz, bunu herkesin bilmesini isterim. Daha ABD'ye gitmeden orada bildiri yayınladılar, 'sizi istemiyoruz.' Sizi istenmeyen adam ilan ettiler. 'Hayır ben gideceğim.' Git bakalım. Kim karşıladı? Türkiye'den giden bizim Dışişleri Bakanı, Amerika'da kendisini karşıladı. Türkiye için bir ayıptır bu, ayıp. AKP'ye oy veren saygıdeğer yurttaşlarıma sesleniyorum; bu ayıbın altına imza atan kişiler Türkiye'yi böyle itibarsızlaştırırlar. Benim ülkemi sen nasıl bu hale getirirsin. Sen orada Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil ediyorsun. Oranın Devlet Başkanı Obama'yla görüşmek için elli takla atıyorsun. Niye atıyorsun kardeşim, görüşmüyorsa 'ben de görüşmüyorum' diyeceksin. Bu ülkenin çıkarlarını asla savunamaz ve koruyamaz. En büyük tehlike, bu kişinin bu ülkede cumhurbaşkanı olmasıdır. Türkiye'nin geleceği açısından. Bir enstitüde konuşması için araya iş adamları giriyor. Bir ülkenin cumhurbaşkanı bu duruma düşebilir mi?"

Asıl sorunun Türkiye'nin bozulan imajında olduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, "Türkiye'yi artık devletler uygar dünyanın parçası olarak görmüyor. Çatışan, kavga eden, Ortadoğu'nun bir parçası olarak görüyorlar. Türkiye'nin imajı çok büyük yaralar almıştır. Bu imajı düzeltecek tek parti CHP'dir." dedi.

- "Faturayı millet ödüyor"

Bütün hataların faturasını milletin ödediğini belirten Kılıçdaroğlu, bütün dünyada petrol ve doğalgaz fiyatlarının düşmesine rağmen Türkiye'de bunun vatandaşa yansıtılmadığını vurguladı.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı'nın düşen doğalgaz fiyatlarını yansıtacaklarını 27 Ocak 2016'da açıkladığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Sen zammı iki saat içinde yapıyorsun. Neredeyse nisan bitecek beyefendilerin çalışması devam ediyor. Yine yüksek fiyattan doğalgazı vatandaşa satmaya devam ediyorlar." şeklinde konuştu.

Elektrikteki kayıp ve kaçak bedellerine atıfta bulunan Kılıçdaroğlu, bu bedelin elektrik hırsızlığı yapandan değil, parasını düzgün ödeyen namuslu insanlardan alındığını söyledi.

Kılıçdaroğlu, "Bunu faturalarda da açık açık yazdılar. Hırsız hırsızı savunur tabii başka kimi savunacak? Kayıp kaçak bedeli diye Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından alınan paranın miktarı 33 milyar lira. Allah aşkına bunlarda vicdan, ahlak, din, iman var mı? 33 milyar lirayı sen elektriği kullanan masum insandan alıyorsun, insaf denen bir şey var." değerlendirmesini yaptı.

- Taşeron düzenlemesi

Yakında taşeron işçilikle ilgili düzenlemenin TBMM'ye geleceğini aktaran Kılıçdaroğlu, bu işçilerin hakkını savunmaya devam edeceklerini dile getirdi.

CHP iktidarında asgari ücretin bin 500 lira olacağını, emeklilere yılda iki maaş ikramiye gibi vaatlerini hatırlatan Kılıçdaroğlu, "CHP iktidarında taşeron işçiye kadroyu kesinlikle vereceğiz, çünkü biz rahmetli Ecevit'in geleneğinden geliyoruz. Ne diyordu; Ne ezen, ne ezilen, insanca hakça bir düzen" dedi.

- Dokunulmazlıklar konusu

Milletvekili dokunulmazlığı konusunda öteden beri söylediklerinin aynı olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, kürsü dokunulmazlığı hariç, milletvekili dokunulmazlığının olmaması gerektiğini belirtti.

Seçilip gelen kişinin milletin cebini değil de kendi cebini düşünüyorsa onun bu Meclis'te işi olmayacağını vurgulayan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Kul hakkı yiyenin, hırsızlık yapanın, yolsuzluk yapanın bu Meclis'te ne işi var? Kaldıralım dokunulmazlığı dedik ve örneğimizi de gönderdik. 'Bakın bu dokunulmazlığı getirin, geçici falan değil, kim yapıyorsa gitsin hesabını versin.' Hemen dediler, 'hayır olmaz bizde bir sürü adam var, ne yapacağız biz bunları.' Geçici yapalım diyorlar bunu. Nasıl yapacağız? 'Şu anda var olan dosyaların tamamını hakime gönderelim. Bir sefere mahsus.' Peki, dedik geçici olsun. Onun için de bir öneri getirdik; 'kanunun çıktığı tarihe kadar ne kadar usulsüzlük varsa, kapsama girsin. Yolsuzluk varsa yeni çıkmış, onu da kapsama alalım. Yolsuzluğu kim yapıyor? Asıl yapan bakan, bütçeyi kullanan bakan. Birilerinin önüne yatan bakan; o bakanın hesap vermesi lazım. Yani Anayasa'nın 100. Maddesini de değiştirelim. Bakanların ne ayrıcağılı var.' Bunu verdik. Hodri meydansa, hodri meydan. Hemen bize bir cevap 'Bu da olmaz.' Niye olmaz? 'Bizim böyle adamlarımız var, bunları nasıl yargıya teslim edeceğiz?' Biz kendimize güveniyoruz, neyse getir diyoruz. Adam gibi getireceksin, birilerinden intikam almak için değil."

Terörle bağlantılı milletvekilerinin dokunulmazlıklarının zaten olmadığını savunan Kılıçdaroğlu, "Anayasa gayet açık, net. 14'ncü maddesi, terörle bağlantısı varsa bir milletvekilinin onun dokunulmazlığı zaten yok. Bizim milletvekillerimiz Ergenekon'da hapiste değil miydi? Ne yüzden? Terör dolayısıyla. Demek ki bunlar iki yüzlü bir politika izliyor. Ben şunu anladım, Sayın Davutoğlu'nun hodri meydanı, samimi bir hodri meydan değil. Tiyatro başbakanın hodri meydanı, işin gerçeği bu." diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, grup toplantısından ayrılışında bir gazetecinin, "Erdoğan Obama görüşmesinde Suriye pazarlığı yapıldığı söyleniyor, ne diyeceksiniz?" sorusuna da "Önce Erdoğan'ın açıklama yapmasını bekleyeceğiz" yanıtını verdi.

(Bitti)



Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.