Çiçek'ten gündem değerlendirmesi

Başkan Çiçek Basın toplantısında Şu konulara değindi. Şu an ülke olarak AKP’nin PKK’yla kurduğu kanunsuz ve ahlaksız müzakere çarkının bedelini ödemekteyiz. Milli vicdanın sesine kulak tıkayan, milli tarihin ihtar ve mirasına kapalı duran, milli devletin ilke ve esaslarına uzak kalan Hükümet, şu an ki manzaradan birinci derecede sorumludur. Türkiye öyle bir noktaya gelmiş ve getirilmiştir ki bağımsızlığımızın sembolü, şehitlerimizin emaneti al yıldızlı al bayrağımız her gün yakılıp parçalanmaktadır. Ülke genelinde sahnelenen provokasyonlar sonucunda, şimdiye kadar şehit olan Bingöl Emniyet müdür yardımcımız ve komiserimiz ile birlikte toplam 35 kişi ölmüş, yüzlerce kişi de yaralanmıştır. Bu vesile ile de şehitlerimize Yüce Allah’tan rahmet yaralı emniyet mensuplarımıza ise acil şifalar diliyoruz. Türk milletinin başı sağolsun.

Çıkan olaylarda; okullar, kamu binaları, bankalar, özel mülkler, işyerleri, belediye otobüsleri, sivil ve resmi araçlar yüzü maskeli teröristler tarafından saldırıya uğramış, tahrip edilmiş ve yağmalanmıştır. PKK-PYD terör örgütünün IŞİD’le hiçbir farkı olmadığı ortadadır. “Kobani düşerse Ankara düşer” diyenler aslında Türkiye’yi tökezletmek, Türkiye’yi bölmek amacıyla yanıp tutuşan bir avuç vatan hainidir. IŞİD terörünün Kobani ablukasını Türkiye’ye mal etme kurnazlığı projelendirilmiş, önü arkası düşünülmüş, aynı zamanda içeriğinde küresel ve bölgesel uzantılarının da yer aldığı acımasız bir senaryo oluşturulmuştur. PKK-PYD-HDP ve İmralı canisinden müteşekkil terör konsorsiyumu AKP’den daha fazla taviz koparmak, Türkiye’nin elini kolunu daha çok bağlamak için IŞİD’den nemalanmakta, Kobani’yi kullanmaktadır.

Herkes bilmelidir ki, Türkiye teröre ve bölücü emellere teslim olmayacaktır. Kardeş kavgası çıkartmak ve ülkemizi cehenneme çevirmek için iştahlı olan hainlere fırsat verilmeyecektir. Türkiye’mizin iflasına, iç savaş ve etnik kamplaşmaya yol açacak her tuzağa, her tertip ve sinsi operasyona karşı Milliyetçi Hareket Partisi olarak hazırlıklı olduğumuzu kamuoyuna bildiririz.

Bir diğer konumuz ise MEB Yasası ve akabinde çıkarılan Yönetici Atama Yönetmeliği ile Milli Eğitim Bakanlığı tarihindeki en büyük kadrolaşmanın yapılmasıdır. Sözüm ona paralel yapıyı tasfiye etmek için 4 yılını dolduran okul müdürleri, müdür başyardımcıları, müdür yardımcıları, il milli eğitim müdürleri, ilçe milli eğitim müdürleri, il milli eğitim müdür yardımcıları ve MEB’de üst düzey yöneticiler olmak üzere tam tamına 76 bin yöneticinin görevlerine son verilmiştir. Ancak bu şekilde iktidarın MEB’de kendi paralel yapısını oluşturduğu görülmektedir.

Ülke genelinde 7 bin okul müdürü yapılan performans değerlendirmesi sonucu görevden alınmıştır. bu görevden alınan müdürlerin büyük bir çoğunluğu Türk Eğitim-Sen üyesidir.

Özellikle Selçuklu ve Karatay ilçelerindeki İlçe Milli Eğitim Müdürleri ve Şube Müdürleri okul müdürleri üzerinde baskı yaparak müdür yardımcılığına teklif ettikleri isimleri okul müdürlerine zorla değiştirtmektedirler. Bu müdürler devletin görevlendirdiği müdürler midir yoksa Akp gençlik kolları başkanı mıdırlar? Anlamakta zorluk çekmekteyiz. Bununla ilgili olarak MHP Konya İl Başkanlığı olarak ilgili Milli Eğitim Müdürleri görüşmemiz neticesinde tarafıma yukarıdan baskı olduğu şeklinde bir mazeret sunulmuştur. Bu beyan hukuksuzluğun kabulünden başka bir şey değildir. Bu beyan üzerine Sayın Konya Valisi ile yapmış olduğum görüşmede ise Vali bey tarafıma ‘ 12 Eylül döneminde dahi anlattığınız şekilde bir baskı olmamıştır ‘ diyerek suçlarını kabul etmişlerdir. Peki neden hala bu hukuksuz işlemler yapılmaya devam edilmektedir.

Kısacası bu resmen bir soykırımdır. Bu soykırımı ve zulmü gerçekleştiren Tetikçi İlçe Milli Eğitim Müdürleri ve şube Müdürleri birkaç ay öncesinde bilinçli olarak görevlendirilmişti. Görevlerinin gereğini layıkıyla yapmakta oldukları görülmektedir. Kraldan fazla kralcı kesilmişler ve yönetmelikte yer olmadığı halde okul müdürlerinden gelen listelere müdahale etmektedirler. Oysa yönetici görevlendirme yönetmeliğinde müdür yardımcılığına görevlendirmede” eğitim kurumu müdürünün inhası ve il millî eğitim müdürünün teklifi üzerine valinin onayı ile müdür başyardımcısı ve müdür yardımcısı görevlendirilir” denilmektedir. Buna rağmen ilçe milli eğitim müdürlükleri teklifleri getiren okul müdürlerine büyük baskı yapmakta ve uzun süre evrağı kayda sokmadan masalarında bekletmekte ve müdürlere psikolojik baskı yapmaktadırlar.

Sonuç olarak bu uygulanan hukuksuzluklara biran önce son verilmesi hak hukuk kuralları içerisinde adaletli olarak, kul hakkı yemeden yönetici görevlendirmelerinin yapılması ,kişilerin mağdur edilmemesi bakımından önem arz ettiğinin altını çizerek MHP Konya İl Başkanlığı olarak bu hukuksuzluk sürecinin takipçisi olduğumuzu bildirir ve bunun hesabını soracağımızı kamuoyuna duyururuz.

Bir diğer konu ise AKP’li belediyelerin hukuk dışı uygulamalarıdır. Malum olduğu üzere 30 Mart 2014 yerel seçimlerinden sonra AKP Belediyesi olan Ereğli Belediyesinde sırf MHP’ye oy vermiştir diye haksız işten çıkarılanlar olmuştu. Aynı şekilde bu hafta da Beyşehir Belediyesinde buna benzer uygulamalar ile karşı karşıyayız. 30 Mart yerel seçimlerinde çok az bir farkla AKP’nin aldığı bu belediyede şu an için adeta bir çalışan kıyımı yapılmaktadır. Yüzden fazla kişi ile ilgili olarak sırf seçimlerde MHP’yi desteklemiştir gibi hukuk dışı bir mazeretle işlerine son verilmiştir.

Yine dün itibari ile AKP’li Seydişehir Belediye’si hukuk dışı bir Belediye Meclis kararına imza atmıştır. Seydişehir Belediye Meclisi’nde 09.10.2014 tarihli toplantıda, daha önceden açıklanan gündemde olmamasına rağmen, AKP’li bir Meclis Üyesinin teklifiyle Kuğulu Park Mesireliğinde bulunan “Dr.Devlet Bahçeli Parkı’nın adının, “Gazze Parkı” olarak değiştirilmesi MHP’li 8 üyenin ısrarla karşı çıkmasına rağmen gündeme alınmıştır. 17 AKP’li üye “Kabul” , 8 MHP’li üye “Red” , 1 CHP’li üye ise “Çekimser” oy kullanmış AKP’li Meclis üyeleri ve Belediye Başkanı ise “Biz yaptık oldu” şeklinde düşünüp parkın ismini değiştirdiklerini zannetmektedirler. Zira bu değişikliği yapabilmesi için 18 “Kabul” oyu ve sonrasında Mülki Amir’in onayı gerekmektedir.

5393 Sayılı Belediye Kanunu’nun “Ad Verme, Tanıtıcı Amblem ve Flama Kullanımı Başlıklı 81.Maddesi uyarınca “Cadde, sokak, meydan, park, tesis ve benzerlerinin adlarının değiştirilmesine ilişkin kararlarda Belediye Meclisi Üye Tam Sayısı’nın Üçte İkisinin çoğunluğunun kararı aranır” Oylamaların şeklinin düzenlendiği hükümlere göre ise yeter sayısının belirlenmesinde, hesaplanan sayı ondalıklı olursa bir üst tam sayıya yuvarlanır denmektedir.

Seydişehir Belediye Meclisi’nin üye tam sayısı: Belediye Başkanı ile birlikte 26 ‘dır. 26’nın 2/3’ü ise 17,33 yapmaktadır. 17,33 sayısı bir üst tam sayıya yuvarlandığında 18 etmektedir ki karar yeter sayısı 18’dir. Yani bu karar için “Kabul” oyu kullanan 17 AKP’linin oy sayısı yeterli değildir. Bu durumda ilçenin Mülki Amiri olan Sayın Kaymakamın bu kararı onaylaması mümkün değildir.

Ülkücülerin sokağa dökülmek istendiği, her gün onlarca provakasyonun yaşandığı bu günlerde böyle bir değişiklik teklifinin zamanlaması manidardır. Ülkücüler oyuna gelmeyecek, provakatörlerin tuzağına düşmeyecektir. Liderimiz “Dr.Devlet Bahçeli”nin ismine yasal zeminde sahip çıkacağımızın da altını çiziyorum.