Çocuğunuz şiddete maruz kalıyor olabilir! Uzman isim açıkladı!

Aile içinde ve sosyal hayatında şiddete maruz kalan çocuklar akranlarına şiddet uyguluyor, dil becerileri gelişmiyor, özgüvensiz olabiliyor. Bu çocukların ileride kendileri ve çevreleri için tehlike içeren davranışlar sergileme ihtimali daha da yüksek oluyor. Psikolojik Danışman Songül Gizem Yücel, ebeveynleri ve eğitmenleri kendilerini kontrol etmeleri konusunda uyarırken, onları anlamaya çalışmaları konusunda çaba sarf etmeleri gerektiğini söyledi.

ŞİDDETE MARUZ KALMIŞ

ÇOCUKLARDA BU BELİRTİLERE DİKKAT!

Şiddete maruz kalan çocukların davranışlarında farklılıklar olduğunu belirten Psikolojik Danışman Songül Gizem Yücel, “Yetişkinler tarafından şiddete maruz kalan çocuklar genellikle yetişkin insanlardan çekinir ve korkarlar. Okulda ve sosyal hayatlarında akranlarına karşı iletişim sorunu ve oyunu kavga ile temsil ederek kendilerini belli edebilirler. Korku, kaygı, uyku düzeninde bozulma, agresif davranışlar bedensel yakınmalar (baş ağrısı, mide bulantısı vb.), okulda başarısızlık, okula gitme reddi, özgüven eksikliği, arkadaş ilişkilerinde problemler, içe kapanma ve konsantrasyon sorunları şiddet görmüş çocuklarımızda kendisini dışa vurabilir. Duygularını ifade etme konusunda ebeveynler çocuklarına rol model olmalıdır. Kendi yaşantılarından çocuklarına örnekler anlatarak çocuklara destek olmalıdırlar” ifadelerini kullandı.

‘ÇOCUĞA NE OLDU DEMEK

YERİNE OYUNLA İLETİŞİME GEÇMEK'

Çocukların yaşadıkları şiddeti nasıl ifade etmesi gerektiğini açıklayan Gizem Yücel, “Kreşte ve okul hayatında şiddete uğramış çocukları ebeveynleri fark ediyorsa çocuğu birlikte oyun oynamaya teşvik edebilirler. Şiddete uğramış pek çok çocuk bunu resimlerle ve oyunlar ile aslında dışa vuruyor. Bir uzmandan da olayın doğruluğunu teyit ettikten sonra çocuğun güven duygusunu geri kazanmak için profesyonel yardım almak sağlıklı olacaktır. Ayrıca çocukların kendilerini rahatlıkla ifade edebilmeleri için duygularını ve düşüncelerini ifade ederken rol model olabilirler. Çocuğumuzda yanlış olduğunu düşündüğümüz davranışı açıklayarak ve öfke göstermeyerek ona izah etmeliyiz ki hata yaptığında cezalandırılan aşırı tepki gösterilen çocuklar yaşadıklarını ifade etmekte çekingen davrandığını gözlemlemekteyiz. Çocuklarımızın öfkeyi sağlıklı şekilde dile getirmelerini sağlamalıyız. Örneğin kardeş rekabetlerinde müdahale edilmesi gereken alanlarda dikkat edilmesi gereken hususlar var. Çocuğumuza bir tartışma anında dışarıya çıkarak derin bir nefes almasının ona fayda sağlayacağını söylemek konuyu şiddetle çözmekten başka seçeneklerinin de olduğunu gösterir. Örneğin; ‘çok fazla tartışıyorsun sen dışarı çık’ yerine ‘yüzünü yıkayıp nefes al biraz sakinleştikten sonra buluşalım ’ tarzında açıklayıcı bir söylem daha iyi olacaktır. Yaş aralığı büyüdükçe şiddeti dile getirmek çocuklarda daha zor oluyor. Akran zorbalığı dediğimiz nokta burada devreye giriyor. Çocuklarımız yapılan yanlış hareket ve söylemler kendilerini kötü de hissettirse dışlanma korkusu, aile baskısı ile yaşanan yanlışı ifade etmekten kaçınıyor” dedi.

‘EĞİTİM KURUMLARINDA KİŞİLİK TESTİ ŞART’

Psikolojik Danışman Songül Gizem Yücel son olarak sözlerine şu şekilde devam etti: “Geçtiğimiz günlerde Antalya’da yaşanan kreş skandalı hepimizi çok üzdü. Toplum olarak bir öfke kontrolü sorunu yaşadığımızı ifade edebilirim. Fakat toplumun belirli mesleklerinde şiddetin kesinlikle affedilir bir yanı olmadığını söylemek istiyorum. Açılan merdiven altı işletme kreşlerin en kısa sürede denetlenmesi gerekiyor. Silah ruhsatı almak isteyen kişiler nasıl kişilik testine tabi tutuluyorsa, eğitim kurumları açmak isteyen kişilere de bu test yapılması gerekir.” •Tülay Gizem Başar