Cumhurbaşkanı Erdoğan'a Temel Karamollaoğlu sorusu!

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a Temel Karamollaoğlu sorusu!
"Madımak olayları ile alakalı bu masanın etrafındakiler onun idamını istemiyorlar mıydı? Partinin yöneticileri, söylemleri ve tercihleriyle rahmetli Erbakan Hocamızın aziz hatırasını çiğniyor."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Milletim ne PKK'nın peşine düşenlere ne sapkın akımların hamiliğine soyunanlara bu ülkeyi emanet etmez." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 24 TV, 360 ve tv4 ortak canlı yayınında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

"Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş cezaevinden sağa sola tehditler savuruyor. En son tehdidi de Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'a yönelikti. Bu tehdit dilini nasıl yorumlarsınız?" şeklindeki soruya Erdoğan, "Demirtaş, aslında hüküm giymesi gerekenden, daha henüz hükmü almadı. Sadece şu anda tutuklu olarak, buna ağır tutuklu diyebiliriz, işte 4 yıl 8 ay gibi bir süreci yaşıyor. Asıl hüküm giydiğinde, o zaman bunları konuşamayacaklar." yanıtını verdi.

Şu anda bu sürecin çalıştığını belirten Erdoğan, "O, çalıştığı anda, Yasin'imizle alakalı o hükmü giydiğinde, bunlar, bu kadar rahat hareket edemeyecekler. Şu anda bunun da ayrıca takipçisiyiz." ifadelerini kullandı.

"Dağdakiler ne yapıyor? Açıklamalar yapıyor. Dağdakiler bu açıklamaları hangi rehavet içerisinde yapıyorlar? Bu da düşündürücü." diyen Erdoğan, dağdaki teröristlerin beyanlarıyla, toplumun farklı bir şekilde bilgilendirilerek yanlış istikamete yönlendirildiğine dikkati çekti.

"BİZİ CİDDİ MANADA RAHATSIZ EDİYOR"

"PKK'lıların beklentilerinin anlatıldığı videoya, CHP'den bir tepki gelmediğini gördük. Benzer bir durum İYİ Parti için de geçerli. Bir de CHP ve HDP'nin LGBT politikası var. Saadet Partisinin de buna yönelik bir tepkisi yok. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Böyle bir vaziyet, yönetime nasıl yansır?" sorusuna Erdoğan, "Her şeyden önce burada bu işin artık politik izahı söz konusu değil. Çünkü bunun akılla, mantıkla hiçbir izahı yok. Ve yedili masayı bu noktada tarif etmekte zorlanıyoruz." cevabını verdi.

"Başında biz, buranın yedinci ortağı masanın altında gizleniyor diyorduk. Birileri de anlamakta zorlanıyordu. Nitekim sonunda masanın altında bunu buldular. Nerede? Parlamentonun içinde." diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Şimdi 'milliyetçiyim' diyenler, PKK ile HDP, özellikle bununla birlikte anılıyorlar ve rahatsız da olmuyorlar. 'Muhafazakarım' diyenler, sapkın akımlarla anılıyor, sesleri çıkmıyor. Resmen teröristi, sapığı bir olmuş, parmaklarının ucunda oynattıkları bir masada devleti, milleti dinamitlemeye çalışıyorlar. Geçmişte bir arada bulunduğumuz kişileri bu tablo içinde görmek, bizi ciddi manada rahatsız ediyor. Bunların, o zamanlar 'pazara kadar değil, mezara kadar' gibi ifadeleri vardır. Bunun için de diğerleri gibi, Saadet Partisine gönül veren vatandaşlarımı da parti yöneticilerinden ayrı değerlendiriyorum. Ve nasıl rahatsızlıklar çektiklerini yakından biliyorum. Milletim ne PKK'nın peşine düşenlere ne sapkın akımların hamiliğine soyunanlara bu ülkeyi emanet etmez."

"ANAYASA'DA AİLEYİ ÖN PLANA ÇIKARDIK"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceliklerinin aile kurumu, kadınların ve erkeklerin onurunu, çocukların geleceğini korumak olduğunu vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü:

"Burada ben, rahmetle anacağım, özellikle Oğuzhan Bey'in sağlığında kendisiyle yaptığım görüşmelerde, paylaştığımız birçok şey vardı ki açık net konuşayım, yani şu sapkın akımlar dediğimiz, yani bu LGBT falan bunlara Oğuzhan Bey'in asla gözünü yumması mümkün değildi. Fakat şu andaki sayın genel başkanın bunlarla beraber aynı masanın etrafında oturuyor olmasını, hiçbir şeyle izah etmek mümkün değil. Burada ne CHP'nin bu konudan rahatsızlığı var ne HDP'nin bu konudan rahatsızlığı var ne İP'in bundan rahatsızlığı var, öbür tarafta ne Gelecek'in ne DEVA'nın, hiçbirisinin bunlardan rahatsızlığı yok. Rahatsızlıkları olsa, çıkar konuşurlar. Böyle bir şeyi ifade ettikleri maalesef söz konusu değil. Biz, şu anda bizim milli, yerli, dini değerlerimiz ve özellikle de kutsalımız aile yapımız bu noktada bunlara müsaade etmez. Bizim aile yapımızda LGBT'ye yer olabilir mi, böyle bir şey söz konusu olabilir mi? Ama hiçbirisinin sesi çıkmıyor. CHP'nin bu konu ile ilgili herhangi bir açıklamasını duydunuz mu? Öbür tarafta Saadet'in, HDP'nin, İP'in bunlarla ilgili bir açıklamasını duydunuz mu? Yok. Çünkü bu konuda dertleri yok.

LGBT konusunda hatta ne yaptık biz, Anayasa düzenlemesi içerisinde aileyi ön plana çıkardık. Bizim, Allah nasip ederse şu seçimlerden sonra gündeme getireceğimiz en önemli maddelerden bir tanesi aile olacaktır. Çünkü biz, aile değerlerimizi sağlama çıkarmadıktan sonra her an aile yapımız tehdit altındadır. Biz, aile yapımızı asla tehdit altında bırakamayız. Nasıl terörle kararlı bir mücadele yürütüyorsak, sapkın akımların toplumumuza dayatılması ile de aynı şekilde mücadele edeceğiz ve bundan taviz veremeyiz."

"NE İÇİN BUNLARIN SESİ ÇIKMIYOR"

"Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, eski Cumhurbaşkanlarından Ahmet Necdet Sezer'i ziyaret etti. Sezer, Anayasa Mahkemesi Başkanıyken Refah Partisinin kapatılmasına öncülük eden, rahmetli Erbakan'ın siyasi yasak almasının altında imzası olan bir isim. Saadet Partisi 'Biz, Milli Görüş'ün devamıyız, Erbakan Hoca'nın siyasi mirasını devam ettiriyoruz.' Bu çelişkiye ve Saadet Partisinin sessizliğine ne dersiniz?" sorusu üzerine Erdoğan, şunları ifade etti:

"Açık, net bir şey söyleyeyim, benim milletim de bazı gerçekleri bilsin. Temel Bey'in nerede durduğunu, ne olduğunu herkes tam manasıyla bilmeyebilir. Erdoğan'ın da nerede durduğunu tam manasıyla bilmeyebilir. Tek başına tüm bunlar bile Saadet Partisi yöneticilerinin nerelere savrulduğunun birer resmidir. Şu anda Saadet Partisi içinde ciddi sıkıntılar var, huzurlu, rahat değiller. Temel Bey'in, Saadet Partisinin geçmişine yönelik olarak, Saadet Partisinin içinde görev almadan önce ben Tayyip Erdoğan olarak, geçmişteki Milli Selamet Partisi, Refah Partisi, bundan sonraki dönemler dahil, gençlik kollarından tutunuz, il teşkilatlarına ve partinin merkez karar yönetim kurullarına varıncaya kadar, buralarda görev almış birisiyim, buralardan geliyorum. O zaman Temel Bey bu işin içinde yoktu bile. O, belediye başkanlığı görevlerine başladı vesaire. Hatta daha ileri gideceğim, meşhur Madımak olayları ile alakalı bu masanın etrafındakiler onun idamını istemiyorlar mıydı? İstiyorlardı. Peki şimdi idamını isteyenler, acaba ne için bunların sesi çıkmıyor? Ne için bunlar bu kadar sessiz? Biz, aynı yerimizdeyiz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, o zamanki ilkeler ve merhum Erbakan'ın hedeflerine dikkati çekerek "Önce ahlak ve maneviyat bir numaraydı. Oradan tutunuz, ağır sanayi hamlesine varıncaya kadar... Hocamız bunları gerçekleştiremedi. Ama ağır sanayi hamlesi ile ilgili bunu gerçekleştirmek bize nasip oldu. Savunma sanayisine yönelik emelleri vardı, gerçekleştiremedi. Ama biz, geldiğimizde yüzde 20 yerli olan savunma sanayimizi, şu anda yüzde 80'e çıkardık. Bunu başardık." dedi.

"MİLLETİM, 14 MAYIS'TA GEREKEN CEVABI VERECEK"

Erbakan'ın tank üretmekten bahsettiğini hatırlatan Erdoğan, Altay Tankını 2-3 hafta içerisinde devreye alıp, Türk Silahlı Kuvvetlerine teslim edeceklerini söyledi.

İHA'ların, SİHA'ların, Akıncı'nın, hepsinden öte Kızılelma'nın çok büyük önem arz ettiğini vurgulayan Erdoğan, bunların dünyada dikkat çektiğini kaydetti.

"Hani neredesiniz? Bak, bu adımları attık. Bütün bu partinin yöneticileri, söylemleri ve tercihleriyle rahmetli Erbakan Hocamızın aziz hatırasını çiğniyor." diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Hocamızın manevi mirası tek bir partinin çatısı altına sığdırılamayacak kadar aslında büyüktür. Halbuki ortada çok açık bir gerçek var, HDP'nin de katılımıyla yedili hale gelen masanın adayı bay bay Kemal, hedefine ulaşmak için kime ne demesi gerekiyorsa söylüyor, kime ne taahhütte bulunması gerekirse bulunuyor. Bir gün terör örgütünün partisini ziyaret edip 'özerklik' edebiyatı yapıyor, ertesi gün milliyetçi rolüne bürünüyor. Bir gün muhafazakar takılıyor, sonraki gün sapkınların temsilciliğine talip oluyor. Ve bunlar aynı zamanda Hocamızın bu noktadaki, yani mahkumiyetiyle ilgili bazı adımların atılmasında da aktif rol oynadılar. Şimdi nereden nereye geldi. Ben inanıyorum, aklıselim sahibi benim milletim, bu terör örgütünün beslemelerine inşallah 14 Mayıs'ta gereken cevabı verecek. Ve milletimiz rahat, huzur içinde bir nefesi de alacaktır diye düşünüyorum."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.