“Eşimi mebus karısı yapacağım”

Çiğdem Kurut'un Röportajı

Siyasi söylemde çok da alışkın olmadığımız cümleler, Av. Kadir Tarkan Büyükoktar’a ait. CHP içerisinde örgütçü kimliğiyle tanınan, partide tam anlamıyla emekçi olarak kabul edilen, üniversite yıllarında yakasından Atatürk rozetini hiç çıkarmayan çocukluktan CHPli bir isim. Tabi ki CHP’den milletvekili aday adayı. Tarkan Büyükoktar, adaylığını, hedeflerini ve kayınpederine verdiği sözü anlattı…

Aktif siyasete ne zaman başladınız?

2000 yılında parti baraj altında kaldığı dönemde gidip CHP’ye üye oldum. Atatürk’ümüzün partisinde siyaset yapmak gerekir diye düşündüm. Meram Gençlik Kolu , Konya İl Gençlik Kolu Başkanlığı yaptım.devamında ise 2 dönem İl Yönetim Kurulu Üyeliği, Yönetim Sekreterliği görevlerinde bulundum. 2012’den bu yana da genel merkezlin görevlendirdiği şekilde ilçe ilçe gezerek parti eğitmenliği yapıyorum. Üyelere siyasi eğitimler veriyorum. Bu anlamda örgüt emekçisiyim.

Size de aileden CHP’li diyebilir miyiz?

Biz ailecek Cumhuriyet Halk Partiliyiz. Ama aktif siyasetle uğraşan bir ben varım. Biz Atatürkçü çizgiyle büyüdük. Hukukta okurken de Atatürk rozetiyle dolaşırdım. Senelerdir bu böyledir.  Atatürk rozeti taktığım için uyarıldığım dönemler oldu. Onca şey yaşadık. Ama siyaset yapmak için CHP dışında bir parti düşünmedim hiç.

O zaman milletvekilliği de hedefleriniz arasında mıydı?

2003 yılında eşimin ailesiyle ilk tanıştığımda  kayınpederim “Siyasetle uğraşıyormuşsun” dedi. “Evet, hedefim kızınızı mebus karısı yapmak” dedim. O sözümü tutmaya çalışıyorum. Bu partide gençlik kollarından beri çalıştığım için bulaşık yıkadım, masaların tozunu, araba süsledim, çay servisi yaptım. Bunları yaparken benim avukat kimliğim vardı. Tüm bunları yaparken gocunmadım. Gocunmam da. Parti’nin tozunu yuttum. Parti içinde yükselmek, partinin tozunu yutarak olmalı. Dışarıdan gelip, seçimden seçime partiye gelmek bana ters. İyi müslüman iki namaz arasında, iyi partili iki seçim arasında belli olur. Ben o anlamda gençliğime güveniyorum, örgütlere verdiğim emeğe güveniyorum. Ve iki seçim arasındaki parti çalışmalarıma güveniyorum.

Konya’da sol kesimin görüşlerini açıklamada çekincemede kaldıklarını düşünüyor musunuz?

Okulda bizim zamanımızda vardı. Bazı hocalarımız tepki gösterirdi. Bazı siyasi görüşteki arkadaşlardan uyarı aldık. Ben hep kendimi belli ettim. Sonuçta serbest çalışan bir avukatım. Ama hiçbir zaman çizgimden ödün vermedim.  Benim CHP’li olduğumu bilmeyen yoktur.

CHP’de siyaset yapmak daha mı zor?

Konya coğrafyasında siyaset yapıyoruz. Ve ben bunu çok söylüyorum. Şu coğrafyada, CHP’de siyaset yapmak çok daha zor. Uçtan uca 400 kilometre. Ciddi bir zorluk. Bu coğrafyayı dolaşabilen adam zaten örgütçü bir adamdır. Benim örgütçü bir yapım vardır. Örgütlerden geldiğim için bütün örgütlerimi desteklerim. Mazbata örgütten alınır. Benim sloganım bu. Mazbatayı örgütten almak için yola çıktım Örgütün vekili olacağım. Örgütte meclis arasında ciddi bir diyalog sorunu var. Örgütler çok bir şey istemezler, beklemezler. Diyorum ki, örgütler güler yüz tatlı dil ve Ankara’ya gittiği zaman sahip çıkılmak ister. Örgütçü yapımla bunu yapabileceğime inanıyorum. Örgütler ekonomik olarak zorluklar yaşamaktalar. Örgütün vekili olursam eğer,  her ay maaşımın yüzde 25’i bütün örgütlere paylaştırılacak. Çünkü beni örgütüm taşıyorsa maaşımda da payı vardır. 29 Mart’ta bana hiç oy çıkmasa bile tüm ilçelere teşekkür ziyaretine gideceğim. Eğer vekil olursam da onun çalışma programı bile hazır. Tüm örgütler ziyaret edilecek. Bu dönem Konya’da tahminlerin üzerinde milletvekili çıkaracağımıza inanıyorum.

Önseçim CHP’nin kaderini değiştirir mi?

Değiştirir. Başından beri savunduğum konu; koşulsuz ön seçim. Üye bazında yapıldığı zaman bir anlam ifade eder. 9 bin 700 kişi oy kullanacak. Üyelerin, adayların eleştirme bahanesi kalmadı.  Medeni bir çalışma ortamı var şu anda. Tüm aday arkadaşlarım son derece seviyeli ve nezaketli bir çalışma içerisinde. Genel merkez düzeyinde belirlenen adaylık sürecinde sonuç da aşağı yukarı belli oluyordu. Genel merkezle yakınlık ilişkileri kurulmaya çalışılırdı. Artık insanlar kendilerini örgüte anlatıyorlar. Genel merkezden Konya’ya gelindiği zaman peşinde aday adayları ayrılmazdı. Bu sefer genel başkan geldi aday adayları yanında yok. Bunu genel başkan da istiyor. Herkes kendi işine bakıyor. Ön  seçimi avantaja dönüştürmek bizim elimizde. Biz Konya’da 9 bin 700 üyenin 3 biniyle ön seçim yaparsak bir daha Konya önseçim göremez. En az yüzde 80 oranında bir katılım sağlayabilirsek amacına uyar. Katılım bekliyoruz. Çünkü insanlar aç. İnsanlar ön seçim konusunda hevesliler. Benim adayım gidecek diyebilir. “Ben seni seçtim” diyecek.

Konya’da CHP, kalesi olduğu bazı ilçeleri geri kazanabilir mi?

Evet. Şu anda hiçbir parti sahada değil ama CHP her yerde. 28 adayın giydirilmiş araçları Konya coğrafyasında dolaşıyor. Bu çok önemli bir hareket.

Geçtiğimiz seçimlerde örgütlenme sıkıntısı yaşandığı için mi Konya’daki oy oranlarınız hep geriye doğru gitti?

Genel merkez bazında atama yaparsanız  bu  küskünlüklere yol açar. Genel merkezin benimsemediği adayımız küsüyor ve yakınlarıyla birlikte kenara çekilip çalışmıyor. O zaman o dinamizmi kazanamıyorsunuz. Ama şimdi öyle bir şey yok. Şimdi herkes taşın altına elini sokmak zorunda. Bizim örgütlerimiz katılım sağlayacaklar ve yapmaları gereken örgütleri lokomotif gibi çalıştıracak adayları ilk sıralara getirecek. O durumda Konya’da 3 de çıkar, 4 de. Eğer biz kendimizi doğru anlatırsak Konya’dan oy alırız. Biz örgütlerimizi düzgün çalıştırırsak Konya’dan oy alırız. Demokratikleşme adına ciddi bir adım attık. Tüm partiler bunu yapsa demokratikleşme adına da ciddi adımlar atılır.

Nasıl bir vekil olacaksınız?

Örgütünün vekili olamayan milletinin vekili olamaz. Önce siz kendinizi taşıyanları, sonra milletinizi mutlu edeceksiniz.  Parlamenterlik görevini zaten yapacaksınız. Meclisle örgüt arasında duvar ören değil, köprü olan vekil olacağım ve benim odam örgütün odası olacak.  Herkes gelip gidecek ama örgüt arkadaşlarım daha çok gelip gidecek. Ben örgütçü bir milletvekili olacağım.