"Gençler Buluşuyor, Yeni Anayasayı Konuşuyor"

"Gençler Buluşuyor, Yeni Anayasayı Konuşuyor"
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: (1)-"Türkiye'de artık devleti, milletten koruyacak bir anayasa değil, milletin istediği istikamette devleti şekillendirecek bir millet anayasasına ihtiyaç vardır da onun için bir anayasa gereklidir"-"Artık bu memlekette anay

İSTANBUL (AA) - Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Türkiye'de artık devleti, milletten koruyacak bir anayasa değil, milletin istediği istikamette devleti şekillendirecek bir millet anayasasına ihtiyaç olduğunu söyledi.

AK Parti Kağıthane Gençlik Kollarınca Hamidiye Gençlik Merkezi'nde düzenlenen "Gençler Buluşuyor, Yeni Anayasayı Konuşuyor" programında, konuşmasına terörle mücadelede son zamanlarda hayatını kaybeden şehitlere Allah'tan rahmet dileyerek başlayan Kurtulmuş, "Terör meselesi, karşımızda gördüğümüz bir terör örgütünden ve onun eylemlerinden ibaret bir mesele değildir" dedi.

Bir asır evvelki savaşı kazanan emperyalistlerin, haritalarda böldükleri insanların şimdi zihinlerini ve gönüllerini de parça parça etmek, bu coğrafyanın amiral gemisi olan Türkiye'yi de bölmek istediğini ifade eden Kurtulmuş, "Nusaybin'de patlayan bombaların, Cizre'de ya da Sur'da el yapımı bombalarla havaya uçurulan binaların arkasındaki gerçek budur. Bu oyuna gelmeyeceğiz" diye konuştu.

-"Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyacı var"

Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğunu dile getiren Kurtulmuş, anayasa yazmakla, anayasa yapmak arasındaki farkı anlattı. Dört soruyla konuyu ele alan Kurtulmuş, öncelikle "Niçin yeni bir anayasaya ihtiyaç var" sorusunun yanıtını verdi.

Kurtulmuş, Türkiye'nin şimdiye kadar anayasa yapmadığını, yazdığını ifade ederek, aslında Batı'da ne varsa onların tercüme edildiğini ve o günün hukukçularının bunları yazdığını söyledi.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, 1924,1961 ve 1982 anayasaları ile Türkiye'de anayasa yazma meselesinin devam ettiğini anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye 1921 ruhuna benzer, milletin istediği istikamette bir araya gelerek anayasa yapma yeteneğine sahip bir ülkedir. Biz artık bir anayasa yazmak değil, anayasa yapmak istiyoruz. Anayasalar, devleti temsil etmek üzere yazılmış olan metinlerdir. Türkiye'de artık devleti, milletten koruyacak bir anayasa değil, milletin istediği istikamette devleti şekillendirecek bir millet anayasasına ihtiyaç vardır da onun için bir anayasa gereklidir. Artık bu memlekette anayasanın sivil bir şekilde yapılması ihtiyacı vardır. Anayasanın demokratik ve çağdaş bir anayasa olması lazım. Toplumun her kesiminin, kendisini içinde gördüğü, 'bu ülkenin sahibi benim' diyerek, bütün farklı kesimlerin bu ülkeye sahip olduğu bir anayasanın olabilmesi ve anayasanın bu anlamda toplumun taleplerini yansıtabilmesi lazım."

- "Anayasa sadece bir hukuk metni değildir"

Anayasanın, "Devletin sahibi kim?" sorusuna yanıt vermesi gerektiğini dile getiren Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu çerçevede baktığımız zaman, bu soruyu artık devletin de ülkenin de her şeyin sahibi millettir, şekline oturtturmak mecburiyetindeyiz. Anayasa sadece bir hukuk metni değildir. Anayasanın bir felsefesi, çerçevesi ve getirdiği sistemler var. Maalesef Türkiye'de hem 1961 hem de 1982 anayasasında bu soruya verilen cevap, 'ülkenin sahibi devlettir'. Devletin milleti olmaz, devletin ülkesi olmaz. Devlet dediğiniz şey bir mekanizmadır. Halkı yönetmek için var olan bir mekanizmadır. Aslolan millettir. Milletin devleti olur, milletin ülkesi olur. Devletin de ülkenin de sahibi bizatihi millettir. İnşallah bu hükmü de bu şekilde değiştirmek için gayret sarf edeceğiz. 'Millet, devletiyle, ülkesiyle bölünmez bir bütündür' ibaresini bu şekliyle geçirmiş olacağız."

Kurtulmuş, ne 1961 ne de 1982 anayasasının eşitlik fikrinden hareket etmediğini, tam tersine memlekette yaşayan vatandaşları, "özde vatandaşlar", "sözde vatandaşlar" diye ikiye ayırdığını ifade ederek, şöyle devam etti:

"(Etnik olarak Türk, mezhep olarak Sünni, devletin istediği kadar Müslüman ve laik olan) bir tanım içinde ortaya konan fert, makbul bir fert, diğerleri ise problemli fertlerdi. Yıllardır Türkiye'deki temel meselelerimizin arkasında yatan sorun, devletin vatandaşları özgürlük ve adalet prensipleri çerçevesinde değil, birinci sınıf ve ikinci sınıf vatandaşlar olarak tanımlamasından kaynaklanıyor."

(Sürecek)

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.