Uğur Özteke

Uğur Özteke

Gerçek sevgi ve anlamlı teşekkür bu olsa gerek

Gerçek sevgi ve anlamlı teşekkür bu olsa gerek

Resmi bir kurumda çalışan çok sevdiğim bir dostumun gönderdiği yazıya dokunmadan ama gönderdiği fotoğraflara yer vermeden yaşanmış bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum.

“Sevgili Uğur Ağabey; öncelikle zat-ı alinize hürmet ve saygılarımı sunuyorum.

Yaşadığım bir olayı tüm detaylarıyla ve güncelliğini yitirmeden sizinle paylaşmak istedim. Yazının başlığı belki farklı bir anlam ifade edebilir. Ancak size anlatacağım öykü, “anlatılmaz yaşanılır” denilir ya, işte onun gibi bir şey, gerçek bir dostun öyküsü.

Şu an oturduğumuz eve geçtiğimiz yıl ekim ayında taşınmıştık. Evimizin bulunduğu site aynı zamanda bir inşaat sahası içinde yer alıyor. Hal böyle olunca etrafta da bir kaç tane sahipsiz köpek dolaşmakta, hatta içlerinden bir tanesi iki ay önce doğum yaparak dört yavru dünyaya getirdi. Bazen günlük bazen de gün aşırı olarak tavukçulardan pay (tavuk kemiği) alarak, hem inşaattaki bekçi köpeklerine, hem de bu yavru ve analarına vermeye gayret ediyorum. Geçtiğimiz hafta sonu karşı blokta oturan kendini bilmez, insanlıktan nasibini almamış birisinin orada bulunan köpeklere taş attığını görünce, aramızda hayli mesafe olmasına rağmen kızgın bir vaziyette “arkadaşım köpeklere niçin taş atıyorsun” şeklinde beni duysun diye bağırdım. O da bana “Hayvansa hayvanlığı bilsin, o kadar seviyorsan al da evinde besle” diye cevap verdi. O an anladım ki bu adam sıkıntılı bir tip, o an aklıma yazları fotoğraf stüdyosunda yanında çalıştığım ustamın sözü aklıma geldi. “Cahille uğraşacağına, bilginle taş taşı” derdi. Onu Allah’a havale ediyorum.

O akşam KONDOHAYKODER’in (Konya Doğayı ve Hayvanları Koruma Derneği) facebook sayfasına mesaj attım ve ertesi gün de çalıştığım kurumdan BİMER’e müracaatta bulunarak, köpeklerin bakım evine naklini istedim. Akşam mesaiden çıkıp eve döndüğümde, yavru köpeklerin etrafta olmadığını, fakat annelerinin orada olduğunu gördüm. İnşaat bekçisi, belediyeden görevlilerin geldiğini, ancak yavruları yakalayabildiklerini, analarını yakalayamadıklarını söyledi. O an içim sızladı. İyilik yapalım derken şimdi de sanki yavruları annelerinden ayırmış gibi bir suçluluk duygusu yaşamaya başladım. Annenin yavrularını bulma çabası içinde yeri koklaya koklaya sahayı dört dönmesi bizi iyice mahvetti. Bir süre sonra telefonuma gelen mesajda bana Dernek Başkanı Ümit Börü Hanım’ın cep telefonu verilerek kendisi ile irtibata geçmem isteniyordu. Aradım, kendisinin İstanbul’da torunlarının yanında olduğunu söyledi. Kendisine durumu anlattığımda, köpek yavrularının annelerinden ayrılmaması gerektiğini, aksi halde 20 güne kalmaz öleceklerini söyleyince, başımdan aşağıya kaynar sular döküldü. Sağ olsun konuyla hemen ilgileneceğini söyledi ve telefonu kapattık. Zaman ilerliyor saat gece yarısına doğru yaklaşıyordu. Cep telefonum çalınca hepimiz heyecanlandık. Karşımdaki Büyükşehir Belediyesi Başıboş Hayvanları Koruma ve Barındırma Merkezinden Şeref Bey diye biri, bulunduğumuz yer ve köpekler ile ilgili benden bilgi aldıktan sonra, gerekli araştırmayı yapıp döneceğini söyledi. Barınakta binin üzerinde köpek olduğunu o an öğrendim ve çok şaşırdım doğrusu. Bir de acaba yavruları bulabilecekler mi diye de endişelendik. Neyse telefonum tekrar çaldı arayan Şeref Bey’di. Gecenin o saatinde belki de ailesinin, çocuklarının yanında olması gerekirken, o da bize yardımcı olmak için gayret gösteriyordu. Paldır kültür o heyecanla, bir çırpıda merdivenlerden aşağıya indim. Koşarak site alanı dışındaki yola gittim. Yüzünü ilk defa gördüğüm Şeref Bey şoför mahallinde oturuyordu. Yanında da biri vardı. Yanındakini (Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığında görevli Veteriner Hekim Halil Bey) tanımadığım için hep Şeref Bey’le muhatap oluyordum. Üzerinde köpek resimleri olan beyaz boyalı, kasası kafes şeklindeki kamyonetin arka kapağı açılınca, o anki manzara hem beni çok sevindirdi, hem de hüzünlendirdi. Şeref Bey tek tek köpekleri indirmeye başladı. Bir, iki, üç derken, dördüncü yavruya sıra geldiğinde köpek ciyaklayınca gecenin o karanlığında bir havlama sesi, bir de baktık ki anneleri, yavrusunun sesi duymuş koşarak bizim bulunduğumuz yöne doğru geldi. Yavrularını koklamaya, yalamaya başladı…

Bu gece yarısı operasyonundan dolayı, Büyükşehir Belediyesi Başıboş Hayvanları Koruma ve Barındırma Merkezi görevlisi Şeref Bey’e, Veteriner Hekim Halil Bey’e, Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Ali Özer Bey’e, her ne kadar da kendisine şahsi bir meseleden dolayı kırgın olsam da Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek Bey’e ve tabi ki Konya Doğayı ve Hayvanları Koruma Derneği Başkanı Ümit Börü Hanım’a ve dernek çalışanlarına sonsuz teşekkür ve şükranlarımı sunuyorum. Ümit Hanım için de bir kaç cümle söylemeden yazımı bitirmek istemiyorum. Saygıdeğer Ümit Hanım; Riyakarlığın, ikiyüzlülüğün, sahte dostlukların, mevki, makam, para hırsının, çıkar ilişkilerinin tavan yaptığı günümüzde, biliyorum ve inanıyorum ki hiçbir karşılık beklemeksizin yaptığınız bu iyilikler, inşallah Allah katında mükafatını bulur.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Hayvanları da O yarattı. Onlarda sizi ısıtacak şeyler ve birçok faydalar vardır. Ve siz onlardan bir kısmını da yersiniz.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Hocafakıh alt geçidinde motorlar ters yönden gelmediği zaman ADAM oluruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Uğur Özteke Arşivi
SON YAZILAR