Emrullah Nergiz

Emrullah Nergiz

Gıybet etmesek olmaz mı?

Gıybet etmesek olmaz mı?

Siyasette liste savaşları devam ediyor. Evvel ki gün belirlenen listelerin dün tamamen sil baştan değiştiğini duyduk yalan değilse. Konya’nın 2 aday değişikliği ile bu işi bitirdiği de dünün mevzularındandı ayrıca. Bugün 17,00'da öğreneceğiz nasıl olsa...

 

Biz Cuma gününe münhasır kaidemizi bozmayarak dini temalı yazımızı yazalım.

 

Asrımızın vebası olarak bilinen hastalıktan haberiniz vardır. Her gün her alanda neredeyse her oturmada hepimizin bilerek ya da bilmeyerek yaptığı gıybetten bahsediyorum.

 

Bunu en iyi anlatan kitaplardan biri geçti geçenlerde elime. Cüneyt Gezer’e ait harika bir seri. Şimdilik elime 3 tanesini aldım. Hızlıca okuyup bitirdiğim ‘Gıybeti Bıraktıran Kitap’tan bahsedeceğim bugün sizlere.

Gelecek haftalarda “Göz Zinasını Bıraktıran Kitap” ve “Yalanı bıraktıran Kitap” olarak adlandırılmış serinin diğer kitaplarını da ele alırız.

 

Bir köşe yazısı ile ne bu kitabı ne de gıybeti anlatmanın mümkün olmadığını biliyoruz. Ana hatlarıyla değinelim.

 

Gıybetin dedikodu manasına geldiğini hepimiz biliriz. “Gıybetten dilini kurtaramayan Allah Celle Celâlünün lütfundan mahrumdur” diyor ünlü mutasavvıf Ferîdüddin Attâr.

 

Gıybet, bir kimsenin arkasından hoşuna gitmeyecek şeyleri söylemek, başka bir deyimle, kendimize söylendiği zaman hoşlanmayacağımız bir şeyi, din kardeşimiz hakkında arkasından konuşmamız anlamına geliyor.

 

Gıybetle ilgili en çok bilinen ayeti hatırlayalım: “Bir kısmınız diğerlerinizin gıybetini yapmasın. Sizden biriniz ölmüş kardeşinin etini yemek ister mi? Bundan tiksindiniz değil mi?" (Hucurat, 49/12);

 

Yine gıybetle ilgilibir hadis-i şerifte şöyle buyrulmuş: “Miraca çıkarıldığımda, bakırdan tırnaklarıyla yüzlerini ve göğüslerini tırmalayan kimseler gördüm. “Bunlar kim” dedim. Cebrail aleyhisselam, “Gıybet ederek insanların etini yiyen, şahsiyetlerini zedeleyen kimselerdir” dedi.” [Ebu Davud]

 

Gıybetin büyük günahlardan olduğunu bildiğimiz halde ne yazık ki her ortamda bu günahı işleyebiliyoruz. Bunu bazen öyle tatlı tatlı konuşurken yapıyoruz ki gıybet yaptığımızın farkında dahi olmuyoruz. Hâlbuki birinin arkasından gözü kaşı şöyle, boyu kısa, elbisesi kötü vb. istenmeyen cümleler dahi gıybet kapsamına girebiliyor.

 

Tabi en çok gıybet yapılan mesleklerden bir tanesi de gazetecilik Allah bizleri affetsin. Gıybetle ilgili bilinmesi gereken durumlardan biri de kul hakkıdır. Gıybet kul hakkına girdiği için, gıybetini yaptığımız kişiyle helalleşmeliyiz. Mümkünse ona gıybet ettiğimizi söylemeliyiz.

 

Eğer bir Müslüman gıybet ettiyse ya da  isteyerek gıybeti dinlediyse; “Allahım, bizi affet ve gıybetini ettiğimiz kişiyi de bağışla.” diye dua etmelidir. Ayrıca gıybetini yaptığı kişiyle karşılaşınca helallik almalıdır.” Beyanını da kafamızın bir kenarına yazmalıyız.

 

Başkalarını kötü anmasak emin olalım hiçbir şey kaybetmeyiz. Allah sevdiklerimizi, sevenlerimizi ve müminleri bu günahtan korusun…

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Emrullah Nergiz Arşivi
SON YAZILAR