4 Nisan 2004 yılında kaybettiğimiz o dönem ki Teknik Direktörümüz Tevfik Lav’ın vefatından tam 11 yıl geçti kendisini rahmetle anarak başlamak istiyorum bugünkü yazıma…

Trabzonspor maçı öncesinde taraftar gruplarımızın, Trabzon’dan gelen taraftarlar için, hassas bir dönemde yaptıkları konuk severlik ve ikramlardan dolayı tebrik ediyorum. Yaptıkları görsel şovla başta İbrahim Apalı olmak üzere, son 15 gün içerisinde gecesini gündüzüne katarak çalışıp yine Türkiye’nin gündemine oturmayı başardılar.

İlk yarı Torku Konyaspor, rakibi üzerinde çok fazla baskı kuramazken Trabzon ekibi ise birkaç net pozisyon buldu bu pozisyonlarda kalecimiz Kaya ve defansın bariz hataları bizleri şaşırttı, neyse ki bu pozisyonlardan yararlanamadılar.

 Trabzonspor’un, en çok maçını yöneten hakem ‘’Hüseyin Göçek’’ üzerine düşeni fazlasıyla yapıyor sanki deplasman takımı Konyaspor’muş gibi davranıyordu. Bu maçta bir defa daha gördük ki, ister hakem deyin ister federasyon ister spor kamuoyu, yıllardır süre gelen Konyaspor düşmanlığı ve nefreti bitmeyecek. Bir takım bir hakem tarafından bu kadar ezilmez diyeceğim ama neredeyse her hafta benzer şeyler oluyor. Bu şehir adalet için  daha ne yapması gerekiyor bilemiyorum… Ali Çamdalı sakatlandığında futbolcuların hareketlerinden yürekler ağza geldi, yalnız o ambulans şoförünü anonsla bile bulamadılar ya, ya çok daha ciddi bir durum olsaydı ne olurdu?

 İkinci yarı ekibimiz takım olarak baskı kurmayı ve oyunu Trabzon sahasına yıkmayı başardı. Takım olarak sahada üzerine düşeni yapmayan futbolcu neredeyse yoktu ama özellikle Rangelov ve Kenan Özer’i çok beğendim.  Rangelov geldiği günden bu güne en iyi oyununu oynadı topu dağıtması kontrolü saklaması galipken oyalaması çok güzeldi. Kenan Özer zaten milli takım arasında oynanan maçlarda bu sinyali vermişti. Baskılı oyunla gelen gol, o kadar temiz bir gol ki hakem bunu iptal edemedi, inanın en ufak bir şüphe olsa bunu yapardı. Bu maçta ekimizde en dikkat çekici kısım hakem 4 dakika uzatma vermesine rağmen bunu o kadar güzel idare ettiler ki ne zaman maç bitti anlamadık.

Sonuç olarak son beş maçta kaybetmezken üst üste üçüncü maçtan da zaferle ayrılmasını bildik.

Maçın sözü; hakem yönetimine rağmen gelen galibiyet, bir türlü gelemeyen ambulans şoförünü unutturdu.