Grip mi Covid mi? Uzmanlar sonbahar enfeksiyonlarına karşı uyardı
Uzmanlar, sonbaharla birlikte grip, soğuk algınlığı ve Covid vakalarında artış yaşandığını belirterek, belirtilerin birbirine çok benzediğini, kendi kendine tanı koymanın yanlış olduğunu vurguladı. Aşı, hijyen ve dengeli beslenme en etkili korunma yolları olarak öne çıkıyor.
Medicana Konya Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Bölümü'nden Uzmanı Uzm. Dr. Doğaç Uğurcan, sonbahar mevsimiyle birlikte grip, soğuk algınlığı ve Covid vakalarında artış yaşandığını belirterek, “Eylül ayından itibaren Aralık–Ocak dönemine kadar bu tip viral enfeksiyonları sık görüyoruz. Ancak bu yılki artış mevsimsel bir seyirde ilerliyor, endişeye gerek yok” dedi.
“BELİRTİLER BİRBİRİNE ÇOK BENZİYOR, DOKTORA BAŞVURMADAN TANI KOYMAK ZOR”

Viral enfeksiyonların sıklıkla birbirine karıştırıldığını vurgulayan Uğurcan, hastaların kendi kendine tanı koymaması gerektiğini belirterek, “Ateş, öksürük, boğaz ağrısı, burun akıntısı gibi belirtiler hem gripte, hem Covid’de hem de diğer soğuk algınlıklarında görülebiliyor. Bu nedenle evde ‘ben grip oldum’ veya ‘Covid oldum’ demek doğru değil. Mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurup test yaptırmak gerekiyor. 65 yaş üstü, diyabet, tansiyon, kalp veya akciğer hastalığı bulunan kişilerin viral enfeksiyonları daha ağır geçiriyor. Bir–iki gün içinde düşmeyen yüksek ateş, boğaz ağrısı ve öksürük şikâyeti varsa mutlaka doktora gidilmeli. Bu hastalıklar tedavi edilmezse bronşit ya da zatürreye ilerleyebilir. Özellikle yaşlı hastalarda erken tanı ve tedavi çok önemli” dedi.
“GRİP AŞISI HASTALIĞI HAFİF ATLATMAYI SAĞLAR”
Gripten korunmanın en etkili yolunun aşı olduğunu belirten Uğurcan, “Her yıl Eylül–Ekim aylarında riskli grupların grip aşısını mutlaka yaptırmasını öneriyoruz. Aşı yüzde yüz koruma sağlamasa da hastalığın ağır seyretmesini engeller. Ben de her yıl kendim ve ailem için grip aşısı yaptırıyorum. Maalesef toplumda kulaktan dolma bilgilerle aşıya karşı bir çekince var, ama bunlar bilimsel temele dayanmıyor" dedi.

“COVİD TAMAMEN KAYBOLMADI, ARALIKLARLA GÖRÜLÜYOR”
Covid-19’un halen zaman zaman görüldüğünü belirten Uğurcan, hastaların bu konuda rehavete kapılmaması gerektiğini belirterek ”Pandemi bitti ama virüs tamamen ortadan kalkmadı. Aralıklarla Covid vakalarına rastlıyoruz. Testler devlet ve özel hastanelerde hâlâ yapılabiliyor. Özellikle risk grubundaki hastalar semptom gösterdiğinde test yaptırmalı. ‘Covid artık bulaşmıyor’ demek yanlış. Hâlâ bulaşabilir ve riskli kişilerde ağır seyredebilir”
Havaların soğumasıyla birlikte artan gribal enfeksiyonlara dikkat çeken Medicana Konya Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü'nden Uzman Doktor Hüseyin Yıldız, okulların açılmasıyla kalabalık ortamların hastalık yayılımında önemli bir etken haline geldiğini söyledi. Dr. Yıldız, “Okul ve kalabalık ortamlar hastalıkların yayılması için en büyük etkenlerden biridir. Bu durum sadece okullara özgü değil, insanların uzun süre bir arada bulunduğu tüm ortamlarda geçerlidir. Okulların açılmasıyla birlikte çocukların kalabalık ortamlarda geçirdiği süre artıyor. Bu da elbette hastalıkların daha hızlı yayılmasına neden oluyor” diye konuştu.

“GRİP BAZEN İLAÇSIZ GEÇEBİLİR AMA DESTEK TEDAVİ ŞART”
Toplumda “grip ilaçla bir haftada, ilaçsız yedi günde geçer” şeklinde yanlış bir inanışın bulunduğunu belirten Dr. Yıldız, bu görüşün her hastalık için geçerli olmadığını vurguladı.
“Bazı gribal enfeksiyonlarda medikal tedavi şart değildir, destekleyici tedavi yeterli olabilir. Ancak influenza yani gerçek grip için antiviral ilaçlar mevcuttur. Bu ilaçlar hastalığın süresini kısaltır. Soğuk algınlığı veya nezle gibi durumlarda ise antiviral tedavi yoktur ama burun tıkanıklığı, boğaz ağrısı, ateş ve kas ağrısı gibi belirtilere yönelik ilaç tedavileri gerekebilir” dedi.
“İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ HASTALIKLARIN SEYRİNİ UZATIYOR”
Sonbahar mevsiminde beklenen hava koşullarının oluşmamasının hastalıkların seyrini etkilediğini dile getiren Dr. Yıldız, “Soğuk ve kuru hava, virüslerin çoğalması için uygun bir ortam oluşturur. Ancak mevsim normallerinin dışında seyreden hava koşulları hastalıkların seyrini değiştiriyor. Yağmur ve karın yağmaması, havadaki virüslerin yere çökmesini engelliyor ve enfeksiyon riski artıyor. Vücudumuz mevsimlere göre hormon dengesini ayarlıyor. Ancak bu geçişler düzensiz olduğunda bağışıklık sistemi de zayıflıyor, virüslerle mücadelede zorlanıyor. Bu da hastalıkların daha uzun sürmesine yol açabiliyor” şeklinde konuştu.

“KALABALIKTAN UZAK DURUN, HİJYENE DİKKAT EDİN”
Hastalıklardan korunmak için alınması gereken önlemleri sıralayan Yıldız, “Gribal enfeksiyonların çoğu solunum yoluyla bulaşır. Bu nedenle kalabalık ortamlardan uzak durmak, hasta kişilerle teması azaltmak ve elleri sık sık yıkamak gerekir. Uzun süre kalınan ortamların da düzenli havalandırılması önemlidir” dedi.
Ayrıca vücudun direncini artırmak için dinlenmenin ve doğru beslenmenin önemine değinen Yıldız, “Kaliteli uyku, bol sıvı alımı, C ve D vitamini, çinko, magnezyum açısından zengin beslenme bağışıklığı güçlendirir. Mevsim meyveleri ve protein ağırlıklı beslenme hastalıkla mücadelede olumlu etki yaratır” ifadelerini kullandı.
“TAKVİYE ÜRÜNLERİ KONTROLSÜZ KULLANMAK ZARARLI OLABİLİR”
Son dönemde artan bitkisel takviye ve vitamin kullanımına da değinen Dr. Yıldız, bu ürünlerin bilinçsiz tüketilmesinin ciddi sonuçlar doğurabileceği uyarısında bulundu.
“Vücudun bazı vitaminlere ihtiyacı var ancak bu ihtiyaç sınırsız değil. Denetimsiz takviye gıdalar yüksek dozlarda karaciğer ve böbreğe zarar verebilir. Bu yüzden mümkün olduğunca doğal besinlerden faydalanmak gerekir” dedi.
Yıldız, “Nane, limon, zencefil, zerdeçal gibi bitkiler ölçülü tüketildiğinde faydalı olabilir ancak bunların kontrolsüz ve ticari şekilde kullanılmasını önermiyoruz. Alerjik reaksiyonlar veya organ hasarları oluşabilir” diye konuştu.

Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.