Günün Aşr-ı Şerifi (Fussilet Sûresi: 33-36)-(Kadir Sûresi)

Günün Aşr-ı Şerifi (Fussilet Sûresi: 33-36)-(Kadir Sûresi)
Günün Aşr-ı Şerifi (Fussilet Sûresi: 33-36-Kadir Sûresi) TİLAVET: Mehmet Erarabacı (Konya Sarraflar Yeraltı Camii İmam Hatibi)

Rahman ve Rahim olan Allah'ın (CC) adıyla...

Allah'a çağıran, salih amel işleyen ve "Kuşkusuz ben müslümanlardanım" diyenden daha güzel sözlü kimdir? ﴾33﴿

İyilikle kötülük bir olmaz. Kötülüğü en güzel bir şekilde sav. Bir de bakarsın ki, seninle arasında düşmanlık bulunan kimse sanki sıcak bir dost oluvermiştir. ﴾34﴿

Bu güzel davranışa ancak sabredenler kavuşturulur. Buna ancak (hayırdan ve olgunluktan) büyük payı olanlar kavuşturulur. ﴾35﴿

Eğer şeytandan gelen kötü bir düşünce seni dürtecek olursa, hemen Allah'a sığın. Çünkü O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. ﴾36﴿

Azim olan Allah (CC) doğru söyledi.

KADİR SÛRESİ

Rahman ve Rahim olan Allah'ın (CC) adıyla...

Şüphesiz, biz onu (Kur'an'ı) Kadir gecesinde indirdik. ﴾1﴿

Kadir gecesinin ne olduğunu sen ne bileceksin! ﴾2﴿

Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. ﴾3﴿

Melekler ve Ruh (Cebrail) o gecede, Rablerinin izniyle her türlü iş için iner de iner. ﴾4﴿

O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir. ﴾5﴿

Azim olan Allah (CC) doğru söyledi.

FUSSILET SÛRESİ (سورة فصّلت)

KUR’ÂN-I KERÎM’İN KIRK BİRİNCİ SÛRESİ

Mekke döneminde inmiştir. 54 âyettir. Sûre, adını üçüncü âyette geçen ve Kur’an âyetlerini niteleyen “fussilet” ifadesinden almıştır. “Fussilet”, “genişçe açıklandı” demektir. Sûre, ayrıca “Hâ Mîm es-Secde” diye de anılır. Sûrede başlıca hakka davet, batılda ısrar edenlerin uyarılması, vahyin insanlar üzerindeki ahlâkî ve manevî etkileri konu edilmektedir.


“Hâ mîm” rumuzu ile başlayıp ardarda sıralanan yedi sûrenin ikincisidir. Mekke devrinin sonlarına doğru mi‘rac olayının ardından Mü’min (Gāfir) sûresinden sonra nâzil olmuştur. Mekke devrinin erken dönemi sayılan Habeşistan’a hicret yıllarında nâzil olduğu yolunda bazı tahminler ileri sürülmüşse de (Doğrul, s. 530) bunu destekleyen herhangi bir rivayet bulunmamaktadır. İsrâ sûresinden sonra inen sûrelerden olduğuna ilişkin rivayetler göz önüne alınarak hicretten az önce nâzil olduğu kabul edilebilir (Şehhâte, I, 347).

Küfe âlimlerinin sayımına göre elli dört, Mekke ve Medine sayımına göre elli üç, Basra ve Şam sayımına göre elli iki âyettir. İhtilâf, baştaki “hâ mîm” rumuzu ile bazı âyetlerinin müstakil birer âyet sayılıp sayılmamasından kaynaklanmaktadır. Fâsıla*sı (ب ، د ، ر ، ز ، ص ، ض ، ط ، ظ ، م ، ن) harfleridir.

Sûre adını, 3. âyette geçen ve “ayrıntılarıyla açıklandı” anlamına gelen fussılet kelimesinden alır. “Hâ mîm” rumuzu ile başlayan sûreler arasında, içinde secde âyeti bulunan tek sûre olması sebebiyle “Hâ mîmü’s-secde” adıyla da anılır. Bu sûreye, 12. âyette geçen “kandiller” anlamındaki mesâbîh kelimesinden dolayı Mesâbîh sûresi ve 10. âyette yer alan, “azık” anlamındaki kūt kelimesinin çoğulu akvâttan dolayı Akvât sûresi de denir.

Sûrenin maksadı, Kur’an’ın ilâhî vahiy, Hz. Muhammed’in peygamber olduğunu inkâr eden, onun davetine karşı kalplerinin ve kulaklarının tıkalı olduğunu söyleyen, bu kadarla da yetinmeyip Peygamber’e engel olmak için ellerinden geleni yapan ve ona, “Sen istediğini yap, biz istediğimizi yapmaktayız” (âyet 5) diye tehditler savuran müşrikleri uyarmak; iman gerçeklerini kabul etmelerinin kendi lehlerine olacağını, bu uyarıların Allah’ın rahmet ve merhametinin icabı olduğunu haber vermektir.

KADR SÛRESİ (سورة القدر)

KUR’ÂN-I KERÎM’İN DOKSAN YEDİNCİ SÛRESİ

Mekke döneminde inmiştir. 5 âyettir. Sûre, Kadir gecesini anlattığı için bu adı almıştır. Kadr, azamet ve şeref demektir.

Müfessirlerin çoğunluğuna göre Mekke döneminde Abese sûresinden sonra nâzil olmuştur; Medine’de indiğine dair bazı rivayetler de mevcuttur. Nüzûl sırasına göre yirmi beşinci sûre olduğu kabul edilir. Beş âyetten oluşan sûrenin fâsılası ر harfidir. Adını, sûrede üç defa tekrar edilen ve üstünlüğü sebebiyle “leyletü’l-Kadr” olarak nitelenen geceden almıştır. “İnnâ enzelnâ” sûresi olarak da anılmaktadır. Vahyin nüzûlünü konu alan sûrenin mushaftaki tertip sırasına göre ilk nâzil olan âyetlerin yer aldığı Alak sûresinden sonra gelmesi muhtevası açısından ayrı bir anlam ifade eder.


Kadr sûresinde, Kur’ân-ı Kerîm’in indirildiği gecenin geniş rahmet ve bereketlere vesile olduğuna işaret edilerek Kur’an’ın insanlık için taşıdığı değer ve öneme, insanlığın ona olan ihtiyacına dikkat çekilmektedir. Ayrıca insanların mümkün olan en yüksek düzeyde ve yoğunlukta Allah’a yönelip derin bir dindarlık hali yaşamaları durumunda meleklerin kendilerine katılmasına kadar varan bir ulviyete ulaşabilecekleri vurgulanmaktadır.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.