İnsanları konfor ve zevk budalası yaptılar

Hikmet İlim ve Sanat Derneği tarafından düzenlenen Pazartesi Sohbetleri’nde, “Modern İnsanın Çaresizliği ve Tarihsel Bakışın Önemi” ele alındı. Yaşadığımız dünyada değişimin hızlandığını ve farklı bir noktaya doğru evrildiğini, bugüne kadar doğrularımız ile yaşadığımız hayat alışkanlıklarının hızla yabancılaşmaya başladığını ifade ederek konuşmasına başlayan Tarihçi-Yazar Cengiz Acar, şunları dile getirdi: “Bu gelişmelere iki yıl öncesine kadar tanık oluyorduk. Yaşadığımız pandemi süreci bunu daha da hızlandırdı. İnsanların toplumsal kimlik ve değerlerini, birbirlerine olan ve ünsiyeti ve muhabbeti perdeleyen, birbirine uzaklaştıran yabancılaştıran süreci daha da perçinleyen bir süreç yaşadık. Ve bu bizi sadece bir virüsle, sadece bir pandemiyle karşı karşıya olmadığımızı çok daha derin bir hakikatle, yani yaşadığımız dünyada daha farklı bir dünyaya doğru evrildiğimiz gerçeğiyle karşı karşıya olduğumuzu ortaya koydu. Bunu bilmek, bunun farkındalığını oluşturabilmek artık herkesin ve hepimizin sorumluluğu haline geldi. Bu noktada neler yağmalıyız? Yaşadığımız mevcut travmalar nelerdir? Hayata bakış açımız neler olmalıdır? Dünya ekonomisini, sosyal medya ortamını, her alanda dünya siyasetini elinde tutan küresel güç odakları, ciddi bir planlamanın içinde olduklarını, süreci asla tesadüfe bırakmayan yeni bir dünya tasarımı içinde olduklarını biliyoruz. Toplumsal birikimlerimiz ile birlikte bizi biz yapan ve insan yapan, bizi ilkeli ve doğru yapan ve bizim dünya ile ahiret saadetimizi sağlayan noktalarda ciddi riskler içerdiğini görüyoruz. Bu açıdan ciddi zihinsel bakış açısına sahip olmamız, bu anlamda ciddi istişareler, ciddi bilgi ve düşünce üretim içinde olmamız gerektiği gerçeğiyle karşı karşıyayız. ”

“İnsanları konfor ve zevk budalası yaptılar”

Yapay, dondurulmuş, kimyasallarla ömrü uzatılan ürünlerin vitrinlerde, market tezgâhlarında pazarlamasını yapan sermayenin, artık sıranın insana geldiğini ve yapay, ahlâkî ve manevi değerleri olmayan, duygularından, kendi değerlerinden, geçmişinden, birikimlerinden uzaklaştırılmış bir yapay insan modelini ortaya koymaya çalıştığına dikkat çeken yazar Cengiz Acar, “Yaklaşık 18.yüzyıldan itibaren bizim dünyamızda modernite dedikleri bir yaşam tarzı kurguladılar. Tamamen seküler, yani bir ahiret inancı beklentisi olmayan, herhangi bir inanç ve değere bağlı olmayan tamamen bu dünyanın haz ve zevklerine odaklı bir yaşam modeli örneklediler. Bu modeli bize enjekte ettiler. Elli yıl içerisinde insanları konfor ve zevk budalası durumuna dönüştürdüler.” dedi.

Yapay kavramlar zihinsel değişim yaşattı

Modern insanın travmalarını 10 maddede özetleyerek bunlardan bazılarını “yalnızlık, mutsuzluk, imaj” olarak sıralayan Acar, “Sosyal medya ortamında en mahrem bilgilerini bile çok rahat paylaşabilen ama en yakınıyla en temel problemlerini bile paylaşabilecek duygusal iletişimi olmayan zavallı insanlar, modernite denilen yaşam tarzıyla hızlı bir şekilde bilgi ve kültür değişimine uğradı insanlar. Yapay kavramlar üzerinden zihin ve bilgi dünyası sporla, müzikle, eğlenceyle, modayla, markayla, dizilerle, sinemayla ve aklınıza gelebilecek daha başka kavramlarla zihinsel bir değişim ve büyük bir deformasyon yaşandı. Hâlbuki insanı insan yapan nesil yetiştirebilmesidir. Bilgi ve tecrübesini gelecek nesillere aktarabilmesidir. Bugün biz bu konuda travma yaşıyoruz” dedi. Meram Uluslararası Gençlik Akademisi’nde gerçekleştirilen sohbetin soru-cevap kısmından sonra derneğin teşekkür plaketini HİSDER Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Önder Kutlu, Gazeteci-Yazar Nail Bülbül ile birlikte takdim etti.