Uluslararası  İlişkiler Uzmanı İshak Arslan

Uluslararası İlişkiler Uzmanı İshak Arslan

İnsanlığın kanayan yarası: Gazze - İnsanlığın Onur’u: Gazze

İnsanlığın kanayan yarası: Gazze - İnsanlığın Onur’u: Gazze

Geçenki yazımızda Gazze’de insanlığın gözü önünde yaşanan İnsanlık Dramını ve dağıtlamayan yardımları anlatmıştık.

Yazımızın sonunda şu soruları sormuştuk:

Peki;

1)Ne olacak Gazze’de, nasıl olacak, bu dram ve soykırım böyle devam mı edecek?

2)İslam ülkeleri ve Diğer ülkeler neler yapabilir, fert olarak biz neler yapabiliriz?

Geçenki yazımızda Filistin sorunu ve Gazze’de yaşanan insanlık dramını ortaya koymuştuk.

Bu yazımızda ise Gazze’de yaşanan insanlık dramının sona ermesi ve soykırımın bitmesi için, çözüm önerileri sunmaya çalışacağız.

Filistin sorunun temeline birlikte göz atalım.

14 Mayıs 1948’de Birleşmiş Milletler (BM) üyesi 192 devletten, günümüze kadar 160 ülke tarafından onaylamasıyla(%83) İsrail diplomatik olarak tanınmıştır.

“Biz Müslüman olarak; başkenti Batı Kudüs olan bir İsrail devleti değil,başkenti Tel-aviv olan bir İsrail devletini de tanımıyoruz.

Ancak ve ancak başkenti Kudüs olan tek devlet, Filistin’i tanıyoruz.”

İsrail’in devlet olarak tanındığı aynı gün, aynı saatte, Filistin’in de devlet olarak tanınması için oylama yapılacaktı. Fakat Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na ara verilerek, Filistin’in devlet olarak oylanması hile ile ertelendi. Ve bir daha bu oylama yapılamadı. İsrail’in hamileri olan Amerika ve Avrupalı devletler tarafından engellendi.

Filistin sorunun ana nedeni Filistin’nin devlet olarak tanınmamasıdır.

İsrail devlet olarak tanındığı için, silahlı gücünü, ekonomik gücünü, devlet kurumlarını kurabildi ve diğer devletler tarafından siyasi, askeri ve ekonomik olarak desteklendi. Böylece İsrail her türlü kalkınmasını sağlarken, Filistin devlet olarak tanınmadığı için İsrail kadar gelişim sağlayamadı. Bu durum asimetrik bir fark oluşturdu. Hatta Filistin’nin kendisini, Meşru Müdafaa kapsamında, savunma hakkı bile gayrimeşru sayıldı.

Yahudiler başlangıçta Filistin topraklarında ve Filistin haritasında mahalleler şeklinde, haritada noktalar şeklinde yer alırken; devlet olarak tanınmanın verdiği imkan ve güçle, İsrail’in hamisi devletlerin verdiği destekle, gün gün, adım adım, karış karış, işgalini sürdürdü.

İsrail, silah zoruyla, zorbalıkla, hırsızlıkla Filistinlileri evlerinden ve yerlerinden ederek zulmünü sistematik olarak bütün Filistin’in her yerine yayıldı.

Başlangıçta Yahudi yerleşimleri haritada noktalar halindeyken, bugün geldiğimiz durumda, Filistin nüfusu haritada noktalar haline geldi.

Bu durum asimetrik olarak nasıl değişti aklım almıyordu…

Bugünden baktığımız zaman haritadaki durumun nasıl değiştiğini çok iyi anlayabiliyorum.

Demek ki o zamanlarda da, bugün olduğu gibi Zülüm, Soykırım ve Vahşet yaşanırken, diğer Müslüman ülkeler seyretmiş, aciz kalmış ve hiçbir şey yapmamış, sadece kınamışlar.

Peki; ne olacak Gazze’de, nasıl olacak, bu durum böyle devam mı edecek?

Üzülerek ve kahrolarak söylüyorum ki; Müslümanlar ayağa kalkmadıkça, Müslümanlar devletlerin kukla yönetimlerini değiştirmedikçe, ve samimi yönetimler gelmedikçe; samimi yönetimlerde İslam Birliğini kurmadıkça, Filistin’deki bu Zülüm ve Soykırım artarak devam edecektir.

Hem de gözümüzün önünde yüreğimiz yanarak, çaresizce seyredeceğiz.

“ Çünkü mazlum ayağa kalkmadıkça, zalim diz çökmez”

Uyanın ey Müslümanlar ..!

Ayağa kalkın..!

Kendimize gelelim ..!

Yoksa; kendimize geldiğimizde, savunacak ne malımız, ne canımız, ne de Onurumuz kalmayacak..!!!

Bugün Gazze bütün müslümanların onuru için savaşıyor, ölüyor, yok oluyor.

Unutmayalım ki; Kudüs Fatih’i Selahattin Eyyubi İslam Birliğini kurmadan, Kudüs’ü Feth edememişti. Ne zaman ki, İslam Birliğini kurdu, o zaman üç yıl içinde Kudüs’ü Fethetti.

Peki İslam ülkeleri ve diğer ülkeler neler yapabilir?

1) İsrail’le derhal bütün ithalat ve ihracat kesilerek, ticaret durdurulabilir. Böylece İsrail’in ekonomik olarak can damarlari kesilir.

2) İsrail’e ve destekçilerine petrol ve enerji akışı durdurulabilir. Bu madde uygulandığında, zaten başta İsrail destekçileri, İsrail’in bu zulümü derhal durdurmasını sağlayacaktır.

3) İsrail’in uçuşlarına, ülkelerin hava sahası kapatılabilir. Sadece Müslüman ülkeler hava sahalarını İsrail’e kapatsa, İsrail’in Akdenizden başka gidecek yolu kalmayarak Seyr-u Sefer maliyeti artacak ve İsrail köşeye sıkışacaktır.

4) İslam ülkeleri ve İsrail zulmüne karşı olan diğer ülkeler, diplomatik ilişkilerini kesebilir. Bu sayede İsrail sadece Orta Doğu‘da değil, bütün dünyada istenmeyen bir ülke haline gelir ki, bu da İsrail’in diplomatik olarak köşeye sıkışmasını ve siyasi olarak hareket edemeyecek hale gelmesini sağlayacaktır.

5) Biz de, Türkiye olarak; İncirlik Üssünü ve Malatya Kürecik radar Üssün‘ü kapatarak, İsrail’i hem askeri, hem de istihbari bilgi yönünden köşeye sıkıştırabiliriz.

6) Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin aldığı kararla, zulmün baş müsebbibi, İsrailli yöneticiler, hukuki olarak da köşeye sıkıştırılabilir. Bu zalim yöneticilerin gittikleri her ülkede yakalama kararı alarak, İsrail yöneticileri hareket edemez hale getirilebilir.

Ancak bu saydığımız yöntemle İsrail’i dizginleyebiliriz.

Çünkü, “ İsrail Laftan anlamaz, ancak Güçten anlar”

Bu saydığımız maddelere sizler de muhakkak çok önemli ve etkili maddeler ekleyebilirsiniz.

Bu çözüm önerilerinden önce; bazılarının şunu söylediğini duyar gibiyim..

“ iyi de arkadaş, Filistin için, Gazze için, İsrail’le mi savaşalım, Amerika ile mi savaşalım”

Görülüyor ki kimseyle savaşmaya gerek bile kalmıyor..

Yeter ki biz bahanelerin arkasına sığınmayalım ve samimi olalım.

Ve şunu unutmayalım ki Gazze /Filistin bugün bizim için savaşıyor, bizim için ölüyor.

Bugün biz Gazze’ye / Filistin’e destek olmazsak, yarın İsrail bizim sınırımıza dayanacaktır.

O zaman belki gözümüz açılacak, gerçeği , uyanacağız ve kendimize geleceğiz fakat iş işten geçmiş olacak.

Çünkü siyonistlerin bir hedefi var: Arz-ı Mevud(Nil Nehrinden Fırat Nehrine kadar, Vadedilmiş Topraklar)

Arz-ı Mevudda: Filistin var, Sina Yarımadası var(Mısır’ın), Lübnan var, Ürdün var, Kıbrıs var, Suriye var, Suudi Arabistan var, Irak var, İran ve Türkiye var.

Siyonistlerin inancı bu..

Bu hedefe adım adım ilerliyorlar.

Bana ne Gazze’den Filistin’den dediğimiz zaman, bir de bakmışız ki İsrail, yarın bizim sınırımıza dayanmış, iş işten geçtikten sonra artık geçmiş olsun. Dövünmenin çaresi yok..

Peki biz Fert olarak ne yapabiliriz?

1) Tehlikenin farkında olacağız ve bu tehlikeyi herkese duyuracağız.

2) Zulme karşı çıkacağız, zülmü unutmayacağız ve unutturmayacağız, sürekli Gazi’yi gündemde tutacağız.

3) Yönetimlerimize ve idarecilerimize baskı kuracağız ve taleplerimizi güçlü bir şekilde en gür seda ile dile getireceğiz.

4) Fert olarak en büyük gücümüzü, ekonomik gücümüzü, kullanarak İsrail ve destekçilerinin mallarını, büyük küçük demeden BOYKOT edeceğiz.

Unutmayalım ki, Hindistan İngiltere’den bağımsızlığını; Mahatma Gandi’nin başlattığı, Pasif Direniş olarak bilinen, İngiliz ve diğer sömürgeci devletlerin mallarını boykot ederek kazanmıştı.

“ boykot ederek ne olur ki?”demeden boykota devam ederek, ne olacağını ve ne kadar etkili olacağını göreceğiz.

Hem Ferd, hem devlet olarak; Bahanelere sığınmadan, samimiyetle, sadece kınamayla yetinmeyerek, ciddi ve somut adımlar atarak, bunları yaptığımızda başaracağınızı göreceğiz..!

“Zafer, İnanalarındır ve Zafer yakındır..!”

#Yaşasın Bağımsız Filistin

#Yaşasın Özgür Filistin

#Free Palestine

#Live Palestine

#Özgür Kudüs

#Free Quds

#Yaşasın İnsanlık Onuru

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Uluslararası İlişkiler Uzmanı İshak Arslan Arşivi
SON YAZILAR