Gün geçtikçe, detaylar gün yüzüne çıktıkça 15 Temmuz’da ne büyük bir badire atlattığımız daha iyi anlaşılıyor.

Bu kalkışma, daha önceki askeri darbelerden çok farklıydı.

Bu güne kadarki gördüğümüz darbelerde asker darbeye karar vermişse, kararını hayata geçiriyor ve idareye el koyuyordu.

Bu defaki kalkışma bir darbe girişiminden daha çok işgal ve imha girişimiydi sanki. Niyet sadece idareye el koymak değildi.

Üst düzey idareciler bulundukları yerde infaz edilecek, (gerek duyulursa) yargılama arkadan gelecekti. Çünkü neyle suçlanacakları belliydi.

Eğer darbe başarılı olsaydı bir daha normal hayata dönmemiz mümkün olmayabilirdi. Akabinde uluslararası güçler devreye girecek, ülkemiz bir kere daha batılı ülkeler tarafından santim santim işgal edilecekti.

O gece Cumhurbaşkanımızın feraseti, halkımızın kararlılığı, Allah’ın yardımı ile büyük bir bela def edilirken birileri de ATM önlerinde kuyruk bekliyor, marketlerde çılgınca alış veriş yapıyordu.

Halk da sokaklarda, meydanlarda kahramanlığı ile tüm dünyaya bir kere daha ders verdi. Bu arada sahte kahramanlar da deşifre oldu.

Millet olarak unutmamamız gereken bir şey var;

Bu coğrafyada bize rahat yok. Dış güçler, içerideki işbirlikçileri ile birlikte ellerine her fırsat geçtiğinde bunu yeniden deneyecekler. Anlıyoruz ki, bu bizim kaderimiz.

Ama umutsuz olmayacağız. Korkaklık ve yılgınlık göstermeyeceğiz. Bileceğiz ki; daha güçlü olmak mecburiyetindeyiz. Bir ölecek, bin dirileceğiz. Ama asla pes etmeyeceğiz.

Tarih boyu İslam’ın kılıcı olan milletimiz her zaman güçsüzden, mazlumdan yana olmuştur. Yine öyledir. Bizi umut olarak görenlerin umutlarını söndürmemek için güçlü olacağız. Hakkın batıla galebesi için güçlü olacağız. Bizim her sıkıntısında elinden tutacağımızı bilenler için güçlü olacağız. Bir kere daha 15 Temmuz’lar yaşamamak için güçlü olacağız. Bizim güçlü olmamız için dua eden dünya Müslümanları için güçlü olacağız.

Güçlü olmak bizim görevimiz. Zaten telaşları da güçlendiğimizi gördükleri için.

Batı, bir kere daha Osmanlı ile yüzleşmek istemiyor.

Geçmişte, Osmanlı ile mutlu anıları yok çünkü.