Konya “Huzur Vakti”nde Mevlâna ile buluştu

Konya “Huzur Vakti”nde Mevlâna ile buluştu
Mevlâna'nın 752. Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma Törenleri (Şeb-i Arûs), son gününde Konya Mevlâna Kültür Merkezi Semâ Salonu'nda icra edildi.

Mevlâna'nın 752. Vuslat Yıldönümü'nde semazenlerin coşkulu dönüşleri, kalpleri bir kez daha Mevlana'ya yaklaştırdı. 752. yıl dönümünde Konya'da düzenlenen törenlerde semazenlerin dönüşleri, Mevlana'nın evrensel sevgi mesajını bir kez daha dünyaya duyurdu. Mevlâna Kültür Merkezi'ndeki sema ayinleri, katılımcılara unutulmaz bir deneyim yaşattı.

fb-img-1765996884953.jpg

Mevlana Kültür Merkezi Sema Salonu'nda gerçekleşen törene İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Safi Arpaguş, Konya Valisi İbrahim Akın, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, İlçe belediye başkanları, siyasi parti temsilcileri ve çok sayıda devlet erkanı katıldı. Hz. Mevlana Celaleddin Rumi'nin 752. Vuslat Yıldönümü, dünyanın dört bir yanından gelen Mevlana sevenlerin katılımıyla Konya'da coşkuyla kutlandı. Şeb-i Arus olarak adlandırılan bu özel gecede, Mevlana'nın felsefesi, edebiyatı ve tasavvufi düşünceleri bir kez daha gün yüzüne çıktı.

fb-img-1765996876909.jpg

"KALPLER ANCAK ALLAH’I ANMAKLA HUZUR BULUR"

Konya’da Hazreti Mevlâna’nın 752. vuslat yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen Uluslararası Şeb-i Arûs Anma Törenleri’nin kapanış programında konuşan Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay “Dünyanın farklı şehirlerinden Konya’mıza gelen kıymetli Mevlâna dostları, gönüllerimizi buluşturan, sevginin ve birliğin sesi olan Şeb-i Arûs gecesine hoş geldiniz, safalar getirdiniz. Bu gece, ayrılığın sevinçle karşılandığı; ölümün bir yok oluş değil, asla dönüş olduğu hakikatini idrak ettiğimiz müstesna bir gecedir. Hz. Mevlânâ, ‘Ne akarsu balıktan doyar ne de balık o akarsuya kanar. Ne cihanın canı âşıklardan sıkılır ne de âşık o cihanın canından doyup usanır.’ buyurur. İşte bu dinmek bilmeyen ilâhî aşk, insanı hayattan koparan değil; hayatın özüne, hakikatin merkezine taşıyan bir diriliştir. Şeb-i Arûs, firkatin vuslata dönüştüğü; benliğin susup teslimiyetin konuştuğu ilâhî bir buluşmadır. Mevlâna’nın, ‘Tohum toprağa düşse onun için “öldü” denebilir mi?’ sözü de bu hakikatin bir tecellisidir. Çünkü o, hakikî ölümün değil, tertemiz bir başlangıcın, yeni bir varoluşun kapısını işaret eder. Gönlün içsel acılardan temizlenmesi, sancılarını zikirle dindirmesi ve kalbin sükûnete ermesi huzur hâlidir; işte tam da bu hâl, kulun ‘huzur vaktidir.’ Nitekim Yüce Allah Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyurur: ‘Bunlar, iman edenler ve gönülleri Allah’ın zikriyle sükûnete erenlerdir. Bilesiniz ki kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur.’ Bu mukaddes huzur vaktine ermek için önce kalplerimizi dikenlerden temizlemeli, engelleri bertaraf ederek tüm benliğimizle Allah’a yönelmeliyiz" diye konuştu.

whatsapp-image-2025-12-17-at-20-59-33-1.jpeg

"ŞEB-İ ARUS KARDEŞLİĞİN VE SEVGİNİN HAKİKAT MEKTEBİ"

Gazze başta olmak üzere dünyanın dört bir yanında yaşanan acıların insanlığın canını yaktığını belirten Başkan Altay, "Katil İsrail’in Gazzeli kardeşlerimize reva gördüğü soykırımı yıllarca bütün insanlık kör, sağır ve dilsiz kesilerek seyretti; vicdanlar sustu, insaniyet karanlığa gömüldü. Tüm bu süreçte Gazze’de toprağa düşen bedenler, mazlum annelerin gözyaşı, çocukların masumiyeti bugün insanlığın utancı oldu. Unutmayınız ki eğer bir yerde mazlum ağlıyorsa orada hâlâ ayrılık vardır. Ve bir çocuğun gözyaşı, bir ümmetin imtihanıdır. Çare kavga değildir; çare gönülleri birleştirmektir. Bu yüzden Şeb-i Arûs, insanlığın özlediği barışın, kardeşliğin ve sevginin yeniden hatırlatıldığı bir hakikat mektebidir. Bu duygularla Hz. Mevlâna’yı 752. vuslat yıl dönümünde rahmetle anıyorum" dedi.

screenshot-20251217-2129202.png

"YAZILI OLMAYAN BİR GÖNÜL SÖZLEŞMESİ"

Programda konuşan Konya Valisi İbrahim Akın ise Selçuklu’nun kadim başkenti Konya’da böylesine anlamlı bir programda bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. 7-17 Aralık tarihleri arasında “Gönlün huzuru, gönül sahiplerinin huzurundadır” temasıyla gerçekleştirilen etkinliklerin büyük bir ilgiyle tamamlandığını belirten Akın, Hazreti Mevlâna’nın öğretilerinin asırlardır gönülden gönüle aktarılan bir irfan yolculuğu olduğunu ifade etti.

"ŞEB-İ ARÛS, TASAVVUFTA ‘DÜĞÜN GECESİ"

Mevlâna Kültür Merkezi ve Konya'nın farklı mekânlarında icra edilen etkinliklerin, Hazreti Mevlâna’nın öğrettiği gibi ham gönülleri pişmeye, pişenleri yanmaya davet eden asırlık huzur yolculuğunun parçası olduğunu belirten Vali Akın, "Zira bu yolculuk, dilden dile, gönülden gönüle aktarılan bir irfan zincirinin bugün de aynı hikmetle sürmesidir. Şeb-i Arûs, tasavvufta ‘düğün gecesi’ olarak nitelendirilir. Bu vuslat anlayışı, ülkemizin ve dünyanın dört bir yanından gelen tüm insanları aynı hakikatin etrafında birleştiren ve yazılı olmayan bir gönül sözleşmesidir. Bu itibarla Hazreti Mevlâna’nın öğretileri hem ulusal hem de uluslararası düzlemde insanlığın ortak vicdanına seslenen bir barış ve hoşgörü çağrısı olmayı sürdürmektedir. Değerli Mevlâna dostları, kıymetli misafirler, sözlerime son verirken Hazreti Mevlâna’yı vuslatının 752. yıl dönümünde rahmetle yâd ediyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızın riyasetinde Hazreti Mevlâna’nın 752. vuslat yıl dönümü Uluslararası Anma Törenleri’nin tertibinde emek veren Kültür ve Turizm Bakanlığımıza, Konya Büyükşehir Belediyemize, kurum ve kuruluşlarımıza, sanatçılarımıza ve tüm gönüllülerimize şükranlarımı sunuyorum. Her birinizi yeniden sevgi ve saygıyla selamlıyorum.” diye konuştu.

img-20251207-wa0007.jpg

"MEVLANA KUR’AN VE YOLU İSLAM OLAN BİR TASAVVUF EHLİDİR”

Hazreti Mevlânâ’nın vuslatının 752’nci yıl dönümü kapsamında Konya’da gerçekleştirilen Uluslararası Anma Törenleri, “Huzur Vakti” temasıyla düzenlendi. Programda konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Mevlânâ’nın insanlığa bıraktığı manevi mirasın doğru anlaşılması gerektiğini vurguladı. Bakan Ersoy, Mevlânâ’nın eserlerinin edebî kaygıyla yazılmış metinler olduğunu belirterek, “O, Allah aşkı ve Peygamber sevgisiyle yoğrulmuş, kaynağı Kur’an ve yolu İslam olan bir tasavvuf ehlidir” dedi. Mevlânâ’nın kendisini “Kur’ân-ı Kerîm’in bendesi ve Peygamber Efendimiz’in ayağının tozu” olarak tanımladığını hatırlatan Ersoy, Mesnevî’nin de bu anlayışın bir ürünü olduğunu ifade etti.

Tasavvuf kültürü araştırmacıları tarafından adeta bir Kur’an tefsiri olarak görülen Mesnevî’nin, Mevlânâ’nın Yaratıcısına olan yolculuğunu anlattığını dile getiren Ersoy, “Kadın-erkek, genç-yaşlı, dini ve milliyeti ne olursa olsun herkes için Mesnevî’de bir nasip vardır” dedi. Mesnevî’nin dünyanın pek çok diline çevrilmiş olmasının da bu evrenselliğin bir göstergesi olduğunu kaydetti.

Bakan Ersoy, Mevlânâ’nın “Ümitsizlik tarafına gitme, nice ümit kapıları vardır” sözleriyle insanlığa umut olmaya devam ettiğini belirterek konuşmasını tamamladı.

Kaynak:Pusula Haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.