Konya’da doğanın mucizesi: Şifa arayanlar buranın yolunu tutuyor

Konya’nın Ilgın ilçesinde, Hamam Dağı’nın eteklerinde yer alan Ilgın Sahip Ata Kaplıcası, tarihi ve şifalı sularıyla yüzyıllardır ziyaretçilerine derman oluyor. Şehir merkezine yaklaşık 2,5 kilometre mesafede, Konya-Afyon karayolu üzerinde konumlanan kaplıca, Selçuklu döneminden bu yana “ab-ı germ” adıyla biliniyor.
Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait olan ve günümüzde Ilgın Belediyesi tarafından işletilen tarihi tesisin, Roma ve Bizans dönemlerinde de kullanıldığı tahmin ediliyor. Kaplıca çevresinde bulunan bazı mimari kalıntılar, bu eski medeniyetlerin izlerini günümüze taşıyor.
1838 yılında Hacı Numan Efendi tarafından kapsamlı bir onarımdan geçirilen hamam, 1966 yılında 1. grup tarihi eser olarak tescillenmiş durumda. Yerli ve yabancı turistlerin özellikle sağlık turizmi kapsamında ilgi gösterdiği kaplıca, başta Konya olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanından gelen konuklara hizmet veriyor.
Yüzyılların şifasını barındıran Ilgın Sahip Ata Kaplıcası, hem tarihi dokusuyla hem de doğal kaynak suyunun sağladığı faydalarla ziyaretçilerini bekliyor.
SELÇUKLU MİMARİSİYLE İNŞA EDİLEN ILGIN SAHİP ATA KAPLICASI, TARİHE IŞIK TUTUYOR
Konya'nın Ilgın ilçesinde yer alan Sahip Ata Kaplıcası, yalnızca şifalı sularıyla değil, tarihi ve mimari yapısıyla da dikkat çekiyor. Doğu-batı yönünde uzanan ve birbirine bitişik iki ayrı hamamdan oluşan yapı, Selçuklu döneminin izlerini taşıyor.
Günümüzde mevcut olmayan kitabesine göre, kaplıca ilk olarak 1235-1236 yılları arasında Selçuklu Sultanı I. Alâeddin Keykubat tarafından, dönemin önemli ustalarından Mimar Cemalettin’e yaptırıldı. Ancak 1267 yılında meydana gelen büyük bir deprem sonucu yapının büyük bölümü yıkıldı.
Yapı, daha sonra Sultan Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde, ünlü devlet adamı Sahip Ata Fahreddin Ali tarafından yeniden inşa ettirildi. Bu dönemde yapılan restorasyon, yapıya hem işlevsel hem de estetik bir kimlik kazandırdı. Hamamın kadınlar bölümünün üst kısmında yer alan ve iki dilimli kemer arasında bulunan 1267 tarihli kitabe, bu süreci belgeleyen en önemli mimari ayrıntılardan biri olarak öne çıkıyor.
Tarihi, mimarisi ve şifa sunan sularıyla Ilgın Sahip Ata Kaplıcası, Konya'nın kültürel mirasına katkı sunmaya devam ediyor. Hem geçmişin ihtişamını hem de bugünün sağlık arayışını bir arada barındıran bu eşsiz yapı, ziyaretçilerine tarih ve huzuru aynı anda sunuyor.
HAMAM DAĞI’NIN ETEKLERİNDEN KAYNAYAN ŞİFA: ILGIN SAHİP ATA KAPLICASI
Konya'nın Ilgın ilçesinde bulunan Sahip Ata Kaplıcası, hem doğal kaynakları hem de sağlığa olan faydalarıyla dikkat çekiyor. Günümüzde modern sıcak su şebekesiyle hizmet veren kaplıca, geçmişte Hamam Dağı’ndan kaynayan sıcak suyun kadınlar bölümünün arkasındaki özel bir depoda toplanarak hamama aktarılmasıyla işletiliyordu.
Hamam Dağı eteklerinden 42 derece sıcaklıkta çıkan doğal kaynak suyu, bugün de doğrudan kaplıcaya verilerek ziyaretçilere sunuluyor. Yapılan analizlere göre suyun içinde amonyum, sodyum, potasyum, kalsiyum, magnezyum, demir, alüminyum, nitrat, klorür, sülfat ve hidrokarbonat gibi çok sayıda mineral ve element bulunuyor.
Ayrıca, iyodür ve bromür de içeren kaplıca suyu, hidrokarbonatlı ve kükürtlü sular grubuna giriyor. Bu zengin içerik sayesinde suyun; egzama, cilt hastalıkları, cüzam, felç, sinir sistemi rahatsızlıkları, kadın hastalıkları, akciğer, böbrek ve idrar yolu hastalıkları, iltihaplanma, yara ve romatizma gibi birçok rahatsızlığa iyi geldiği belirtiliyor.
Berrak, renksiz ve kokusuz yapısıyla öne çıkan kaplıca suyu, hem tarihi geçmişiyle hem de sağlığa olan katkılarıyla bölge halkı ve ziyaretçiler için önemli bir şifa merkezi olmayı sürdürüyor.
TARİHİ ŞİFANIN ADRESİ: ILGIN KAPLICALARI ASIRLARDIR ŞİFA DAĞITIYOR
Konya’nın Ilgın ilçesinde yer alan Sahip Ata Kaplıcaları, sadece doğal şifasıyla değil, köklü geçmişiyle de dikkat çekiyor. Asırlardır pek çok önemli ismin uğrak noktası olan bu tarihi mekân, Selçuklu’dan Osmanlı’ya ve Cumhuriyet’e kadar birçok döneme tanıklık etti.
Rivayetlere göre, Selçuklu Sultanı I. Alâeddin Keykubat, nikris hastalığına şifa bulmak için bu kaplıcaya gelmiş ve iyileştikten sonra minnettarlık duygusuyla kaplıcanın üzerine bir kubbe inşa ettirmiştir. Aynı şekilde, Osmanlı Padişahı IV. Murat da Bağdat Seferi sırasında Ilgın’da konaklamış ve burada kaplıcada dinlenmiştir.
Tarihe yön vermiş önemli şahsiyetlerden Kâtip Çelebi, Evliya Çelebi, Lala Mustafa Paşa ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün de Ilgın Kaplıcaları’nda konakladığı, dinlendiği anlatılmaktadır. Atatürk’ün, Ilgın Manevraları sırasında burada kaldığı belirtilirken, Hz. Mevlâna’nın da zaman zaman kaplıcaya gelip huzur bulduğu, hatta Mesnevi’sinin bir bölümünü burada kaleme aldığı ifade edilmektedir.
Hem şifalı suları hem de tarih kokan atmosferiyle Ilgın Kaplıcaları, yüzyıllardır insanlara hem bedensel hem ruhsal iyileşme imkânı sunmaya devam ediyor.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.