Konyalılar adına Ahmet Özhan’a anlamlı takdim
TYB Konya Şubesi’nde düzenlenen programda, Hazreti Mevlânâ’yı Anma İhtifalleri’ne 45 yıldır katılan sanatçı Ahmet Özhan’a, Mevlânâ düşüncesine yaptığı katkılardan dolayı Mevlâna Türbesi Gümüş Kapısı özel minyatürü hediye edildi.
Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi tarafından düzenlenen programın başında gerçekleştirilen takdimde konuşan Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi Başkanı Ahmet Köseoğlu, bu özel minyatürün TYB’nin bir ödülü olarak Konyalılar adına bir teşekkür nişanesi mahiyetinde verildiğini ifade etti.
Köseoğlu, Konya’nın 7 Aralık’tan itibaren tam bir bayram havasına büründüğünü belirterek, “Şehrimiz adeta bir şehraîn yaşıyor; Hazreti Pîr’in hissesi, güzelliği, sesi ve nefesi Konya’nın her yerinde hissediliyor. Yılın başında planladığımız bu programın, Ahmet Özhan Efendimizin Konya’ya ve Hazreti Pîr’e hizmetinin 45. yılına denk gelmesi bizim için ayrı bir mutluluk oldu. Bu vesileyle, 45 yıldır dünyaya Hazreti Pîr’i tanıtmaya hizmet eden Ahmet Özhan’a, kapısına yüz sürdüğü Gümüş Kapı’nın minyatürünü takdim ediyoruz. İnşallah bu kapı, onun hizmetine devam etmesine vesile olur" dedi.
Ödül takdimi ardından söz alan sanatçı Ahmet Özhan, kendisine verilen ödülden dolayı duyduğu memnuniyeti derin bir tevazu ile dile getirdi. Ahmet Özhan konuşmasında, “Şu anda ne söyleyeceğimi bilemez bir hâldeyim. Çok mutluyum ama özgeçmişimde sayılan onca işin tarafımdan yapıldığını kabul edesim yok. Bunların tamamı Cenab-ı Hakk’ın lütfu ve keremidir. Rabbimiz kulunu nerede murat ediyorsa orada kullanıyor. Bu da bana hibe edilmiş bir kulluk vazifesidir. İnşallah bu lütfa layık olmaya ve hizmete devam etmeye gayret ederiz.” ifadelerini kullandı.
“Tüm kâinatın huzurdan alması gereken bir pay var. Belki de varlığın yaratılmasındaki bütün mana ancak huzurlu bir ortamda algılanabilir. Özellikle Konya’da olduğumuzda huzurla doluyoruz.” dedi.
“MEVLÂNÂ DEMEK HUZUR DEMEK, HUZUR DEMEK ALLAH’LA DOST OLMAK DEMEK”
TYB Konya Şubesi D. Mehmet Doğan Kütüphanesi’nde gerçekleştirilen "Mevlâna Mevlevîlik ve Musikî" başlıklı etkinlik, yoğun ilgiyle karşılandı. Programı Salih Sedat Ersöz'ün organize ettiği gecede, konuşmacı Ahmet Özhan, Mevlânâ’nın öğretilerinden tasavvuf musikisine kadar geniş bir yelpazede değerlendirmelerde bulundu. Programa, Mevlânâ 22. Kuşak torunu Esin Çelebi, Prof. Dr. Muzaffer Şeker, Prof. Dr. Ahmet Alkan, Prof. Dr. Ahmet Çaycı ve Abdussettar Yarar gibi Konya Kültür hayatında önemli olan isimler iştirak etti.
MANEVİYATTA ACZİYET VE VAHHABİYET SIRRI
Konuşmasına duyduğu mutluluğu dile getirerek başlayan Ahmet Özhan, biyografisinde yer alan çalışmaların kendi becerisiyle değil, İlahi lütufla gerçekleştiğini şu sözlerle ifade etti: “Cenabı Hakk'ın lütfu keremi kulunu nerede murat ediyorsa orada kullanıyor yoksa benim bir becerimle alakası olduğu kanaatini taşımıyorum. Ben kendimi biliyorum ne kadar aciz, ne kadar garip olduğumu biliyorum ama onca söylenen evet bir gerçek, bunların hepsini yaşadım. Lütfu ilahi olarak yaşadım, Cenabı Hak Vahhaptır, hibe eder karşılıksız olarak, tamamıyla Cenabı Hakk'ın vahhabiyetidir bize lütfetmiş olduğu, hibe etmiş olduğu bir kulluk görevidir” dedi.
Huzurun Tek Çaresi: Allah’la Dost Olmak
Günümüzde aranan huzurun sırrının ancak Allah’ın varlığıyla kurulan doğru ilişkiyle mümkün olacağını vurgulayan Özhan, bu konudaki ayet-i kerimeye dikkat çekti:
“Huzur için tek çare vardır, o da Cenabı Hakk'ın varlığı yaratış hikmetini kavramak. Bu hikmet kavrandığında, bunun gerçekleşmesi için de yine Cenabı Hakk'ın varlığıyla entegre olunması gereken yaşam biçimini de tarifi olan kitap ve sünnet üzerinde bir sabit kadem olma mecburiyeti vardır, aksi takdirde huzur tecelli etmez, inananlar için bu böyledir.” şeklinde konuştu.
Özhan, Cenab-ı Hakk’ın Kur’an-ı Kerim’deki “Allah dostları için hayıflanmak ve mahsuniyet söz konusu değildir” ayetine atıfta bulunarak, "Bunun eşitine bakacak olursak, Allah'la dost olmadıktan sonra huzura erişmenin mümkün olmadığı çok net olarak ortaya çıkmaktadır. Allah'la dost olmak için bir anlamda Allah'ı tanımak lazımdır." ifadelerini kullandı.
Mevlânâ ve İslam Disiplini
Hazreti Mevlânâ ’nın yaşam biçimi ve öğretisinin temelinde İslam disiplininin yattığını kaydeden sanatçı, şu alıntıyı yaptı:
“Mevlânâ demek huzur demek, huzur demek Allah'la dost olmak demek, Allah'la dost olmak demek onun bize din olarak ve şu ifadelerle 'sizin için İslam'ı beğendim, razı oldum, nimetimi tamamladım, kemale erdirdim' ifadeleriyle Kur'an-ı Azimi Şan'da bize emanet ettiği ve lütfettiği bu yaşam biçimini samimiyetle bir disiplin olarak kabul etmek ve de orada sabit kadem olmak, sırat-ı müstakim üzre sabit kadem olmak mecburiyeti vardır.” dedi.
Hazreti Mevlânâ ’nın kendini tanımladığı meşhur sözünü aktararak bu gerçeğin altını bir kez daha çizdi: “'Ben yaşadıkça Kur'an'ın kölesiyim, ben Ahmed-i Muhtar'ın bastığı yerin tozunun zerresiyim, bunun haricinde beni kim nasıl tarif ederse ondan da o sözden de bizarım' buyurduğu gibi, İslam denilen Cenabı Hakk'ın bize vermiş olduğu yaşam biçimi nimetini mutlaka içselleştirmemiz ve itimat ve samimiyetle, ihlas ile yaşamamız lazımdır." şeklinde konuştu.
Özhan, Hazreti Mevlânâ 'nın ilminin büyüklüğüne değinerek, "Hazreti Mevlânâ hiçbir üniversitenin kapasitesinin yetmeyeceği, hiçbir üniversiteye sığmayacak bir bilgidir, Allah'ın Alim sıfatının açığa çıkışıdır her türlü haliyle ve her türlü sözüyle. Mesnevi'nin her satırı bir fakültedir, çünkü orada tababet vardır, psikoloji vardır, sosyoloji vardır, ontoloji vardır, ne ararsanız vardır." dedi.
Küresel Huzursuzluk ve Manevi Muhtaçlık
Dünyadaki kargaşanın nedeninin manevi kopukluk olduğunu belirten Ahmet Özhan, dünyanın Hazreti Mevlânâ gibi büyüklerin çağrısına muhtaç olduğunu söyledi:
“Bugün dünyaya baktığımız zaman bütün dünya coğrafyasında huzuru göremiyoruz, huzursuzluk var, fevkalade huzursuzluk var. Çocuklar ölüyor, kadınlar ölüyor, yaşlılar ölüyor, çorba kuyruğundaki insanlara ateşler ediliyor... O yüzden dünyanın İslam'a, Muhammediliğe ve onların çağırıcıları olan Cenabı Mevlânâ gibi olan büyüklerimizin varlığına, konseptlerine mutlaka ve mutlaka ihtiyaç bile demeyeceğim, muhtaciyetimiz vardır, insanlar buna muhtaçtır.” şeklinde konuştu.
Huzursuzluğun kaynağının ilahi takdir değil, insanın kendi yanlış tercihleri olduğunu dile getiren Özhan, “Allah huzursuzluk yaratmaz, kötü kader yaratmaz, Allah nasipsiz bir kul yaratmaz. Bu ne kadar sıkıntı varsa bizden kaynaklanmaktadır, bizim yanlış tercihlerimizden, yanlış yaşamlarımızdan kaynaklanmaktadır.” dedi.
Musiki ve Tedavi Kültürü
Türk-İslam kültüründeki müziğin iyileştirici rolünden bahseden Ahmet Özhan, Osmanlı şifahanelerini hatırlattı:
“Biliyorsunuz bizim kültürümüzde şifahaneler vardır, musikiyle tedavi yerleridir. Musikiyle tedavi çünkü insan varlığı bir frekans yapıdır. Hastalık demek vücuttaki bir frekansın, bir tona olan ortamın detone olmasından ibarettir. Bizim şifahanelerde mesela gidiyor bir marazda söylüyor oradaki zata, oradaki zat da bunun Rast makamının tını özelliğiyle tedavi ediyor.” ifadelerini kullandı.
Mesnevi'nin Kapısını Açan Sır
Dinleyicilerden gelen bir soru üzerine, merhum mürşidi Muzaffer Ozak Hazretleri'nin Mesnevi ile olan özel bağını anlattı:
“Muzaffer Efendim 'Benim kilidim Mesnevi'yle açıldı.' derdi. 'Benim kilidim Mesnevi'yle açıldı' derdi, büyük bir Hazreti Mevlânâ aşığıydı. Demek ki onların yapısı Hazreti Pir’in, Kur'an'ın kölesi ve efendimizin bastığı yerin zerresi olmakla iftihar eden insanlardı.” şeklinde konuştu.
Doyurucu konuşmasının ardından, 1980 yılından beri 45 yıldır aralıksız olarak Konya Şeb-i Arus törenlerine katılan Ahmet Özhan’a, TYB Konya Şubesi tarafından özel bir ödül takdim edildi. TYB Konya Şubesi Başkanı Ahmet Kösoğlu ve Mevlânâ’nın 22. Kuşak torunu Esin Çelebi, Hazreti Mevlânâ Türbesi’nin Gümüş Kapısı’nın 1/50 ebatında küçültülmüş bir minyatürünü takdim etti. Ahmet Özhan’a ayrıca; Abdussettar Yarar, Prof. Dr. Muzaffer Şeker, Salih Sedat Ersöz, Prof. Dr. Nuri Şimşekler ve Prof. Dr. Ahmet Alkan tarafından katılım belgesi ve TYB Konya Şubesi yayınları serisi takdim edildi. Başkan Ahmet Kösoğlu tarafından ise Özhan’a “Kendini Arayan Şehir” kitabı hediye edildi.
Program, konuşmacı ve protokolün hatıra fotoğrafı çekilmesi ve TYB Konya Şubesi’nin misafirlere ikramlarıyla sona erdi.
Programın tamamını izlemek için: https://www.youtube.com/live/oeYx-FSUB74
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.