Kurtulmuş: Kobani'ye tek girersek çıkamayız

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, IŞİD'le mücadelede askeri operasyonların yeterli olmayacağını meselenin ancak bölgede herkesin temsil edildiği demokratik yönetimlerin kurulmasıyla çözülebileceğini söyledi. Medya kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle akşam yemeğinde bir araya gelen Kurtulmuş, IŞİD'le mücadeleden, mültecilerin durumu ve çözüm sürecine kadar birçok konuda önemli açıklamalarda bulundu.

Kurtulmuş'un değerlendirmeleri şöyle:

IŞİD TEHLİKESİ: Siyasi çözüm olmadan atılacak askeri adımlar problem üretir. Krizin bitmesi için Suriye'de katılımcı demokratik bir yönetim kurulmalıdır. Irak, Suriye ve Mısır'da otoriter yönetimler büyük kitleleri sistem dışına itti. IŞİD bu zeminde ortaya çıkan bir sonuç. IŞİD'i bitirmek için bu zemini ortadan kaldırmak lazım.

KOBANİ: Biz No Fly Zone (Uçuşa Yasak Bölge) ve Buffer Zone (Tampon Bölge) istiyoruz. Ancak bunları uluslararası koalisyonun desteği olmadan oluşturamayız. O sebeple tam sınırda, kendi topraklarımızda güvenli bölgeden söz ediyoruz. Türkiye, Kobani'ye karadan tek başına giremez. Girse de çıkamaz. Amerika Afganistan'a girdi çıkabildi mi? Barzani 'Türkiye bize silah verdi' açıklamasını yapmamalıydı.

MÜLTECİLER: Kobani'den 180-200 bin civarında insan geldi. Çatışmaların seyrine göre mevcut 1.5 milyona ilave 1 milyon kişi daha gelebilir. Nisan 2011'den beri harcadığımız para 4 milyar dolar. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği, kamplardaki standardı çok beğeniyor. Bir taraftan da dağıttıkları buzdolaplarına amblemlerini yapıştırarak bizim üzerimizden reklam yapıyor.

ÇÖZÜM SÜRECİ: Süreç PKK açısından da vazgeçilmeyecek bir noktaya geldi. Halk barış ve özgürlüklerin tadını aldı. Suriye'deki durumun böyle devam etmesi süreci zorlaştırıyor ama demokratikleşme adımlarını geri alamayız. 35 ildeki eylemlere 70 bin kişi katıldı. Bölgede makul çoğunluk destek olmadı. Gelişmeler işin temeline zarar veremez.

HİZBULLAH-PKK ÇATIŞMASI: Bu sorunun uzun zamandır küllendiği bir ortamda böyle bir çatışmanın yaşanması başka bir olay. Bu olayların tarafı olanlar, birtakım istihbarat birimlerinin etkisinde olabilir. Göstericilerin polise, devlete saldırmasının kendi içlerinde bir mantığı olabilir ama insanlarının komşularına saldırmasının mantığı yok.

SON OLAYLAR: Kobani konusunda sokakları müzeleri yakıp yıkmak yerine siyasi tavır konulabilirdi. HDP'ye büyük sorumluluklar düşüyor. Yaşananlar en büyük zararı HDP'ye veriyor. HDP Türkiye siyasetinde varlık gösterebilmek için Türkiye partisi olmalı.

 PARALEL YAPI: HSYK seçim sonucu gösterdi ki yargının yüzde 45'i bir cemaatin kontrolü altındadır. Önemli bir şey. Bu ilk defa oluyor. Sadece dini cemaat meselesi değil. Aynı zamanda demokratik meşruiyet meselesidir. Bütün cemaatler özgürleştirilebilir ama hiçbiri devletin işlerine karışmamalı. Devleti ben yöneteceğim diyememeli. Bu yapı MGK'da da konuşulacak.