Mahalle Kütüphaneleri

Mahalle Kütüphaneleri
Oku oku oku. Okumak, insan yaşamının en önemli eylemi. İnsanlık tarihi boyunca vazgeçilemeyen, öğrenmenin vazgeçilmezi. Selçuk Üniversitesi İİBF Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Doç. Dr. Metin Aksoy da değerli bir projeyle kütüphanelere dikkat çekiyor

Projenin adı “Mahalle Kütüphaneleri Projesi”. Çocuklara, gençlere çok okutmayı, internet kafelerden, gereksiz uğraşlardan uzaklaştırmayı da amaçlıyor. Ve röportajımız da bu proje üzerine…

Neden kütüphane?

İnsanlığın doğuşuyla başlayan bir serüvendir "Kütüphane" oluşumu. İlk ne zaman başladığı bilinmediği gibi ne zamanda son bulacağı da bilinmemektedir. İnsanlığın öğrenmeye, öğretmeye bilmeye ve araştırmaya duyduğu ihtiyaç devam ettiği sürece bu oluşum da devam edecektir. Okumanın, öğrenmenin ve öğretmenin yeri hep insanlık tarihinde ayrıcalıklı bir noktada olmuştur. Örneğin ilk medeniyetlerden olan Babiller’de de çocuklarına verilen nasihatler bugünkünden pek farklı olmadığını görmekteyiz, şöyle ki tavsiyeler, çocuklarına "Okuma yazma öğrenmesi ve kâtip olması"  üzerinedir ki ancak bu durumda ayrıcalıklı olacakları yönündedir.

Kutsal kitaplar da okumak ve okutmanın güzelliğine dikkat çekiyor. Yani bu konu geçmişe çok uzantılı mı?

Tabii ki kutsal kitaplarda da okumanın, okuyanın ve okutanın yeri ve önemi ayrı bir önemde ele alınmıştır. Öyle ki kutsal kitabımız Kuran da ilk sözü "Oku" emriyle başlar. Bu her şeyin başlangıç noktasının bilmekten ve cehaletten kurtulmaktan geçtiğinin temel bir göstergesidir. Yine Peygamberin (s.a.s) Bedir savaşı sonrasında esir aldığı Mekkelileri, her bir kişinin 10 kişiye okuma yazma öğretmesi sonucunda serbest bırakması da okuma ve yazmaya verilen değeri ve önemi göstermektedir. Müslüman olan devlet adamları da en iyi şekilde eğitim almış birçok dil bilen nitelikli bir insan olarak yetişmişlerdir ki dünyayı daha net yorumlaya bilsinler ve doğru kararlar alabilsinler. Bunun yanında kendilerine danışman olarak en iyi âlimleri belirlemişler ve yeri geldiğinde hocalarının önünde eğilmişlerdir.

Bu devlet adamının aslında bilgiye ve alime verdiği değerin bir göstergesidir. Bilgiye verilen değer şehirlerde de karşımıza çıkmakta İslam medeniyetlerinde en büyük kütüphaneler kurulmuş ve yaşatılmıştır. Hatta bunların yeni nesiller yetiştirmesi için vakıflar dahi kurularak yeni nesillerin okuması için her türlü ihtiyaçları bu vakıflar tarafından karşılanmıştır.  Bunlar arasında günümüze kadar Abbasilerin kurduğu Bağdat Kütüphaneleri, Avrupa aydınlanmasına temel oluşturmuş olan Endülüs Emevilerin kurduğu Kurtuba Kütüphaneleri ve Selçukluların, Osmanlının kurduğu medreseler ve kütüphaneler İslam medeniyetlerinin bilime ve ilime verdiği değeri göstermektedir.

Okumak, medeniyetlerin gelişmesinde nasıl bir rol oynuyor?

 İslam medeniyetindeki gerilemenin temelinde yatan en önemli etkenlerden birisi dönemin ilmini ve bilimini yakalayacak güçten uzak kalmış olmasıdır. Yani İslam'ın ilk yıllarında bile önemsediği oku emrini büyük oranda unutulmuş olması, Batının yükselişindeki en temel etkendir.  İlme ve Bilme önem vermeyi İslam dünyasından öğrenen Batı medeniyeti dünyayı yönetmeye başlarken, İslam medeniyetlerinde ilim ve bilim aradığı değeri bulamamıştır. Bu denge değişimi günümüze kadarda devam etmektedir. Her ne kadar İslam medeniyetleri bir geri dönüş yaşamaya çalıştıysa da ilmin ve bilimin hak ettiği değere bir türlü ulaşamamış olması bu geri dönüşü bir türlü gerçekleştirmemektedir.

Bu güne baktığımızda kütüphaneleşmeyi nerede görüyorsunuz?

Bugün bile İslam medeniyetlerinde oluşan kütüphaneleşme, üniversite, okuryazar oranı Batının çok ama çok gerisindedir. Bunun en önemli nedeni sürekli toplumunun okumadığından yakınan yöneticilerin var olmasıdır. Oysa toplumu okutacak altyapıyı sağlayamamış olması asıl kusurken bu kusur bir türlü görülememiş daha popüler, kısa vadeli kazançlar getiren çabalar içine girilmekten kaçınılmamıştır. Bu çalışmanın asıl temel noktası okuyan toplumun alt yapısını oluşturmak, kitaba gitmeyen veya gidemeyen yeni nesil’e, kitap götürebilmek ve kütüphaneleri çocuklar ve aileleri için daha görünür kurmaktır. Bu çalışma, bu doğrultuda oluşturulması planlanan "Mahalle Kütüphaneleri" nasıl çalışabileceği ve etkin bir kullanım kazanacağı doğrultusunda bir perspektif kazandırmayı amaçlamaktadır.

Sizin projeniz Mahalle Kütüphaneleri. Merkez kütüphaneleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Şehir merkezinde yer alan tüm mahalle kütüphanelerinin bağlı olduğu yer olarak planlanmıştır. Mahalle Kütüphanelerine oranla daha büyük ve geniş bir alt yapıya ve binaya sahiptir. Merkezde yer almasından dolayı ziyaretçi kapasitesi haliyle fazla olacağı için bu kütüphanenin geniş ferah bir mekâna sahip olması önemlidir. Burada önemli olan öğrencilerin dışında okuryazar kitlesinin de kullanabileceği okuma alanlarının oluşturulmasıdır. Bu alanların yanı sıra daha zengin ve güncel kitap, dergi, gazete (ulusal ve uluslararası) vb materyalleri barındırarak daha fazla insan için cazibe merkezi olması gerekmektedir. Bu doğrultuda Kütüphanenin daha kapsamlı bir yapıya bürünmesi ve bunları yönlendirebilecek teknolojik alt yapıya sahip olması önemlidir. Klasik oturma şekillerinden daha modern sofalar farklı dizayn edilmiş koltuklar bu bina içerisinde yer alabilmektedir.

Türkiye’de belediyelerce yönetilen kütüphanesin fazla değildir, ilk akla gelenler İstanbul belediyesi (Atatürk Kitaplığı), Beyoğlu (Turabibaba), Kadıköy (Muhtar Özkaya)  Bursa (Şehir, Akkılıç) Konya (Koyunoğlu). Bundan dolayı planlanan merkezi kütüphanenin var olanlar içinde  en iyisi olmalıdır. Bu noktada Konyalılar başta olmak üzere, tüm kesimlerden kitap ve koleksiyon istemede yardım istenebilir, çok farklı seferberlik  düzenlenebilir.

Merkez kütüphaneler için başka neler yapılabilir?

Bina içerisinde Elektronik  (CD, DVD vb) kütüphane ziyaretçilerin kullanımına sunulmalıdır.

Yabancı dil öğrenimi için oluşturulan elektronik kitaplar ücretsiz dinleme imkanına sahip olmalı ve ziyaretçilere yabancı dillerde modern ve online (sesli) kitaplar dinleme imkanına sahip olmalıdır. Bu doğrultuda zaten var olan kütüphanenin altyapısı yeniden gözden geçirilmeli ve daha kolay kullanılır hale getirilmelidir.

Ve Mahalle Kütüphaneleri. Bu projeyi anlatır mısınız?

Projeye göre her mahalle kütüphanesi merkeze bağlı çalışmaktadır. Hangi mahalleden kitap kiralanırsa kiralarsın diğerine iade edilebilmektedir. Her üye kartı tüm kütüphaneler için geçerlidir. Merkeze oranla daha az kitaba ve diğer materyallere sahip olan bu kütüphaneler çocuklar ve aileler için ziyaret edilmesi kolay ve merkezi sokaklar üzerinde olmalıdır. Temiz, rahat kullanışlı ferah yerler olmasına önem verilmelidir.

 Buralarda yine merkez kütüphanede olduğu gibi daha çocuklar için bölümler oluşturulmalı ve bu bölümler onların ilgi alanlarına göre dizayn edilmelidir. Öğrenciler internet kullanımına en fazla 1 saat olmak kaydıyla (duruma göre uzatılır veya kısaltılır) izin verilmeli bunun yanında çıktı alma imkanı sağlanabilmelidir (sayfa sınırlaması olabilir). Üniversite ve orta öğretim öğrencilerinin yoğun olduğu mahallelerde daha büyük kütüphane alt yapısı oluşturulabilmelidir. Mahalle kütüphaneleri aracılığıyla daha çok okuyan ve kitaba daha kolay ulaşan internet kafelerden uzaklaşabilen bir gençlik için ilk altyapı atılmış olmaktadır.

Birer sosyal alan olarak da kullanılabilecek mi?

Bu mahalle kütüphanelerinde yazarlar için (bunlar çok ünlü olmak zorunda değil bu haliyle az okunan yazarlar da desteklenmiş olabilir) imza söyleşi günleri düzenlenebilmektedir. Yerel tarihle ilgili çalışmalarda bulunulabilir. Konya’nın tarihsel ve kültürel mirasına ile ilgili faaliyetler yapılabilir. Bu noktada bu kütüphanelerin bir bakıma, Konya’nın bir kültür arşivi olabilir.  Konya’nın yerel yazım hayatının gelişmesi için, kurslar, seminerler düzenlenebilir.

 Bildiğimiz kadarıyla bu proje ilk. Mahalle kütüphanelerinin hayata geçirilmesi ne kazandırır?

Türkiye de bir ilk olan bu proje hayata geçirildiğinde yeni nesillerin neler başarabileceğini hayal bile edemeyebiliriz. Bu nesil bu kadar imkansızlıkla bunları başardıysa imkan verildiğinde yeni Osmanlıları kurması içten bile değildir.

Son olarak neler söylersiniz?

Bir medeniyetin yükselişinin en önemli göstergesi, ilme ve ilim adamlarına verdiği değerle aynı orantıdadır. Bu durum, o medeniyetin gelecek yüzyıllarının hangi düzeyde olacağını göstermesi açısından da önemli bir noktadır. İlme yatırım yapan toplumlar, bu noktada geri kalmış toplumlardan her zaman bir adım daha geriden gelmiş ve medeniyetlere yön veren güçler olmuşlardır. Bugün bile saniyede, ilimde fende muasır medeniyet olabilmek bu alanlarda yatırımları artırmaktan ve genç nesilleri desteklemekten geçmektedir. Bu doğrultuda Anadolu’da ve İslam dünyasında yükselmiş ve dünyanın tek gücü haline gelmiş medeniyetler de bile ilim ve fen önemli bir yere sahip olmuştur. Medreselerle ordu karargahları aynı sayı ve kalitede oldukları sürece o medeniyet, varlığını en üst düzeylere taşımıştır. Ne var ki bu iki unsurdan birisinin kalitesi bozulduğunda maalesef o varlık zamanla ya yok olmuş yada küçülmek zorunda kalmıştır.

Bu nedenle tarihinde bizi doğruladığı gibi “mahalle Kütüphaneleri Projesi” gelecek nesillerin Bilim insanların yetiştirilmesi için önemli bir beşik olacaktır. Bu adım ne kadar hızlı atılırsa çalışmanın başarısı o kadar hızlı sonuç verecektir. Bu proje ülkede ilk olması itibariyle de her türlü  platformda kullanılma imkanına da sahiptir. 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.