"Mucize Kitabın Muhteşem Hattı: KUFİ” sergisi açıldı

"Mucize Kitabın Muhteşem Hattı: KUFİ” sergisi açıldı
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Görmez:- "Moğollar İslam coğrafyasını işgal ettiğinde nasıl ki nehirler kan ve mürekkep aktı, bugün nice yazma eserler, nice kütüphaneler, tarih boyunca İslam medeniyetine yön vermiş nice eserler yok ediliyor"- "Doğrusu be

İSTANBUL (AA) - Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, "Moğollar İslam coğrafyasını işgal ettiğinde nasıl ki nehirler kan ve mürekkep aktı, bugün nice yazma eserler, nice kütüphaneler, tarih boyunca İslam medeniyetine yön vermiş nice eserler yok ediliyor" dedi.

Cumhurbaşkanlığı himayesinde, İslam Kültür Sanat Platformu (İKSP) tarafından Türk Hava Yolları’nın (THY) katkıları ile Türk ve İslam Eserleri Müzesi'nde düzenlenen “Mucize Kitabın Muhteşem Hattı: KUFİ” sergisi açılışında konuşan Görmez, İslam coğrafyasında çocukların ve kadınların ölümünden duyduğu üzüntüyü dile getirerek, "Çocuklar yetim kalıyor, şiddet insanoğlunu esir alıyor ancak bütün bunlar olurken medeniyet katlediliyor. İslam medeniyeti adeta yağmalanıyor, belki de İslam medeniyeti tarihte ikinci defa Moğol istilasından sonra bütün müzeleriyle, bütün antik kentleriyle, bütün değerleriyle, kültürel mirasıyla adeta yok olmakla karşı karşıya olduğu bir zaman diliminden geçiyor" diye konuştu.

Başkan Görmez, yağmalanan eserlerin sadece İslam medeniyetine ait eserler olmadığına dikkati çekerek, şunları söyledi:

"İslam'dan önce bu topraklarda, özellikle bugün çatışmaların yaşandığı, küresel güçlerin bir çatışma alanı haline getirdiği İslam coğrafyasında, kaynak olarak üç ilahi dinin ortaya çıktığı topraklarda, hem Yahudiliğin, hem Hristiyanlığın, hem de İslam dininin nevşünema bulduğu topraklar sadece İslam medeniyetine ait eserler değil, bu üç ilahi dine ait nice eserler, yine bu topraklardan çıkmış bir takım barbarlıklarla yok ediliyor ve belki bunlar bizim için bugün haber değeri dahi taşımıyor."

- "Bu barbarlık İslam'ın eseri değil"

Çocukların ve masum insanların katledildiği bir dünyada önceliğin insana verilmesi gerektiğini söyleyen Başkan Görmez, "Bu topraklarda olup bitenler geçtikten sonra hepimiz farklı bir alanda uyanacağız. Şam'da, Irak'ta sadece İslam medeniyetine ait eserler değil, Müslümanların tarih boyunca sakladığı eserler, insanlığın tarih boyunca devralıp geleceğe taşıdığı eserler, Babürlerin, Asurların, o Mezapotamya medeniyetinde inşa edilen, ortaya konan ve Müslümanların tarih boyunca insanlık mirası olarak geleceğe taşımak istediği, muhafaza ettiği nice eserler tarumar edildi" dedi.

Başkan Görmez, "Moğollar İslam coğrafyasını işgal ettiğinde nasıl ki nehirler kan ve mürekkep aktı, bugün nice yazma eserler, nice kütüphaneler, tarih boyunca İslam medeniyetine yön vermiş nice eserler yok ediliyor" diyerek, şöyle konuştu:

"Doğrusu ben bütün dünyaya buradan bir mesaj olsun diye bir ifade kullanmak isterim; herkes bilsin ki bu barbarlık İslam'ın eseri değildir. Bu barbarlık Müslümanlığın doğurduğu bir eser değildir. Öyle olsaydı bizatihi Müslümanlık ve İslamlık kendisinden önceki bütün medeniyetlere ait o kültürel mirası bugüne kadar koruyup, getirip, geleceğe emanet etmezdi."

- "Bilinen en eski Kur'an-ı Kerim örneği bu sergide"

Sergi küratörü Sevgi Kutluay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, müzede 6 yıl önce "1400. Yılında Kur'an-ı Kerim" sergisi gerçekleştirdiklerini hatırlatarak, şunları anlattı:

"İki sergiyi ayıran çok önemli bir özellik var. İlk sergimiz 1400. Yılında Kur'an-ı Kerim sergisiydi ve küratörlüğünü yine ben yapmıştım. Bu müzenin ne kadar muazzam bir Kur'an koleksiyonu olduğunu ortaya koymak için sekizinci yüzyıldan yirminci yüzyıla ulaşan bir süreç içerisindeydi. Şimdi altı yıl sonra, ilk defa, yani Kufi ile ilgili doğru düzgün bir sergi yoktu, bunu gerçekleştirdik. Sergide müzenin Kufi hat örneklerindeki zenginliğini görüyorsunuz."

Kufinin Kur'an yazısı olarak isimlendirildiği bilgisini veren Kutluay, Kur'an'ın ilk nüshalarının doğru okunması ve öğrenilmesi için kufi ile yazıldığını vurguladı.

Kutluay, sergide Kur'an-ı Kerim'in bilinen en eski örneklerinin yer aldığının altını çizerek, şunları kaydetti:

"En eski örnekler Emevi döneminden gelen örneklerdir ve biz bunlara 'Şam Evrakları Koleksiyonu' diyoruz. Onun içinde de örnekler parşömen üzerine seka mürekkeple yazılmıştır ve bence herkesin görmesi gerekiyor çünkü bu nüshalar bize Kur'an-ı Kerim metninin hiç değişmeden geldiğini gösteriyor. O yüzden İslam dünyası için çok önemli nüshalar bunlar.

Bana şöyle bir şey sorarsanız, 'Bir İslam belgesi üzerindeki en erken tarih nedir?' derseniz, evet o bizdedir derim size. Çünkü bu bir vakıf kaydıdır ve Hicri 262 yılına denk gelir, evet o bizde ve teşhirde. Bu eser bir Amacur mushafından, yani İslam dünyasındaki ilk vakıf yapan devlet adamı Amacur (Ali bin), Abbasilerin Şam Valisi, onun vakıf kaydı olan bir Kur'an-ı Kerim nüshasının yaprağından söz ediyoruz, o bu sergide."

THY İnsan Kaynaklarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Abdulkadir Çay ise, 284 farklı şehre seferler düzenlediklerini ifade ederek, "Bu 284 farklı kültür ve medeniyet demektir. Bir yandan bu kültür ve medeniyetlerden insanları bir araya getirirken, diğer yandan da geçmişimizdeki kıymetli eserleri, geçmişimizin kültür ve medeniyetini günümüze tanıtılması ve geleceğe iletilmesi amacıyla yapılan faaliyetlere destek oluyoruz. Bugün burada Kufi tarzında yazılan Kur'an eserlerinin tanıtılmasıyla ilgili Cumhurbaşkanlığımızın himayelerinde açılan sergimize de destek olduk" şeklinde konuştu.

Geç Emevi ve Abbasi dönemine ait Kur’an yaprakları, rulo Kur’an’lar ve cilt örnekleri ile 15. yüzyıla kadar İslam coğrafyasında hazırlanan, her biri birer başyapıt niteliğindeki Kur’an-ı Kerim’lerin gün yüzüne çıktığı sergi, 10 Mayıs'a kadar görülebilecek.


Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.