Müslümanların Mektebi: Ramazan

Müslümanların Mektebi: Ramazan
Konya İl Müftüsü Doç. Dr. Ali Öge, Selçuk Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ramazan Altıntaş, Neü Ahmet Keleşoğlu İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fikret Karapınar, ramazanın Müslümanlar için fırsat olduğuna dikkat çekti

Ramazanı içine barındırdığı değerlerin özel kıldığını ifade eden Konya İl Müftüsü Doç. Dr. Ali Öge, “Ramazan özelliği olan bir ay. Bu özellik hepimizin de bildiği gibi kendisinde Kuran-ı Kerim’in indirilmiş olmasıdır. Kuran’da Ramazan ayı ismi geçen tek aydır. Yine Ramazanı özel kılan bir diğer özellik farz olan orucun bu ayda tutuluyor olmasıdır. Yine Ramazan’a has bir durumda yaratılışımıza şükrün ifadesi olan fitre vermektir. Bu sene teravih namazlarını cemaatler kılamıyoruz ama teravihte Ramazan’a özel bir ibadettir. Kuran her ayda okunur ama ramazan da bir başka yani mukabele tarzında okunur. Ve yine Ramazan ayını son 10 gününde aradığımız Kadir Gecesi’de Ramazan’ın değerlerinden birisidir. Hatta Müslümanlar zorunluluk olmasa bile zekatlarını Ramazan’da vermeyi tercih ederler” diye konuştu.

doc-dr-ali-oge.jpg

AİLECEK KURAN OKUMAYI ALIŞKANLIK EDİNSİNLER

Ailede Ramazan coşkusunun hiçbir zaman kaybedilmemesi gerektiğini ifade eden Öge, “Bu sene müftülük olarak her yaştan insana özel uygulamalar yaptık. Bayanlara ve çocuklara özel online mukabelelerle halkımızın ramazanı güzel geçirmelerini amaçlıyoruz. Ama bu sene camiler de teravih ve mukabele ibadetlerine ara verilmesi ile özellikle aile içi ibadete de daha çok önem verilebilir diye düşünüyorum. Örnek vermek gerekirse biz kendi ailemizde de buna başladık. Çocuklarımla birlikte sabah okuyoruz. Onlar okuyor ben dinliyorum sonra biz okuduk onlar dinledi. Aile içinde yapmak daha güzel daha canlı bir uygulama olur. Ben bunu bütün vatandaşlarımıza önemle tavsiye ediyorum. Tüm cüzü her gün okumak için toplanamayız derlerse de mukabeleleri online olarak dinlesinler ama aile olarak da birlikte bir iki sayfa Kuran okumayı her gün alışkanlık haline getirsinler” dedi.

ÇOCUKLARI DA İBADETLERE DAHİL EDELİM

Teravihleri de aile içinde kılmanın güzelliğinden bahseden Öge, “Baba veya evde yetişkin bir erkek evlat varsa imam olur. Aile fertleri de arkasında saf tutar ve teravih çok da güzel bir şekilde eda edilir. Ramazan’ı ailenin fertleri ile nasıl ki iftar ve sahur yemeklerinde coşkuyla yaşıyorsak teravih ve mukabele ile de yaşayabiliriz. Ailedeki çocuklar bütün ibadetleri anne babası ile severek yaparsa daha mutlu olur. Mesela evde hayırı sadece erkek yapmasın. Hanım da yapabilsin. Hayır yaparken sadece baba ya da anne konuşmasın. Çocukları da masanın etrafına toplasınlar, ‘Allah bize bu nimetleri verdi. Bizimde bunu başkalarına ulaştırma şansımız var. Siz ne düşünüyorsunuz’ desinler. Hatta çocukların hediye etmek istedikleri küçük oyuncakları elimizin tersiyle itmeden önem vermeliyiz ki o da o hazzı yaşayabilsin. Çünkü o çocuğun dünyasında belki de en önem verdiği şey o hediye ettiği oyuncaktır. O yüzden çocuklara engel olmayalım. Aksine onları ibadetlerin hepsinin içine dahil edelim” şeklinde konuştu.

RAMAZAN AYI HASAT MEVSİMİDİR

Ramazan ayının hasat mevsimi gibi olduğunu aktaran Selçuk Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ramazan Altıntaş, “Nasıl toprağa atılan bir tohum gibi belli bir süre içinde çimlenip, meyveye durursa, Ramazan ayında yapılan ibadetler de güzel bir karşılık olarak öte dünyada bizi bulacaktır. Unutmayalım ki, herkes nefsiyle bir mücadele başlatabilir. Önemli olan bu mücadeleyi, bu can beden kafesinde bulunduğu sürece sürdürebilme başarısını göstermektir. Bunun için de ramazan ayı iyi bir fırsattır. Ramazan ayını yoğun bir ibadetle geçiren bir Müslüman gerçekten de bu ayı iyi değerlendirmiş olur” diye konuştu.

prof-dr-ramazan-altintas-001.jpg

RAMAZAN GECELERİNDE EVLERİMİZ OKULA DÖNÜŞMELİ

Ramazan ayında dünya Müslümanlarının sorunlarıyla yakından ilgilenmemiz gerektiğini ifade eden Altıntaş, “Gücümüz nispetinde yoksul ve acımasız savaşlara, sürgünlere maruz kalan kardeşlerimize yardım göndermeliyiz.  Ramazan gecelerinde evlerimiz okula dönüşmeli.  Kur’an’ın Arapça metniyle birlikte muteber bir alimin tefsirinden meal ve yorumunu okumalıyız,  Hz. Peygamberin yaşayan sünnetini öğrenmemizi kolaylaştırmada hiç olmazsa İmam-ı Nevevî’nin şerhli olan “Riyazü’s-Salihîn” adlı eserini ve Kandehlevi’nin “Hayatü’s-Sahabe”sini aile bireyleriyle birlikte okumalıyız.  Ramazan ayında oluşturduğumuz bu iklim, Ramazan sonrasında da yaşatıldığı takdirde Ramazan bizim hayatımızı değiştirecek ve dönüştürecektir” dedi. 

PANDEMİ KENDİ FIKHINI ÜRETTİ

Pandemi sürecinin dini hayatı da etkilediğini söyleyen Altıntaş, “İslam dünyası açısından olaya bakacak olursak başta Mescid-i Haram olmak üzere Mescid-i Nebi, Mescid-i Aksa ve tüm dünyadaki camiler toplu ibadetlere belli bir süre kapatılmıştır. Şimdilerde kısmen ibadete açılmıştır. Geçen yıl belli bir dönem; Cuma ve Ramazan Bayramı namazları kılınamamış, Hac ve umre ibadetleri durdurulmuştur. Belli bir süre sonra sadece Suudi Arabistan vatandaşlarına açılmıştır.  Pandeminin kendi fıkhını ürettiğini söyleyebiliriz. Artık fıkıh külliyatımızın bir köşesini pandemi ile ilgili fetvalar oluşturacaktır” diye konuştu.

TERAVİHLERİ EVLERİMİZDE KILACAĞIZ

Pandemi sebebiyle teravih namazlarının evlerde kılınacağına değinen Altıntaş, “Bugün için her ne kadar camilerimiz beş vakit namaza sosyal mesafeyi korumak şartıyla açılmışsa da yine teravih namazlarına kapatılmıştır.  Bu sene evlerimizi kıble edinerek teravihleri evlerimizde kılacağız.  Pandemi nedeniyle birçok işyeri kapanmış, işten çıkarılan kardeşlerimiz olmuştur. Pandemi gölgesinde geçen bu ramazan ayında mümkün olduğu ölçüde işsiz kalan bu kardeşlerimize yardımlarda bulunmalıyız.  Bu afetten kurtulmak için ramazan gecelerinde Rabbimize bol bol dua etmeli, günahlarımızın bağışlanması için O’ndan af dilemeliyiz” şeklinde konuştu.

RAMAZAN’I ŞÜKÜR İÇERİSİNDE EDA EDELİM

Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) Ahmet Keleşoğlu İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fikret Karapınar ise pandemi nedeniyle cemaat atmosferinden feragat etmek durumunda kalacağımız oruç ayı Ramazan’a ve özen göstermemiz gereken hususlara ilişkin bir değerlendirmelerde bulundu. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da on bir ayın sultanı Ramazan’ı, Covid 19 virüs imtihanı ile karşılamakta olmanın hüznünü yaşadıklarını ifade eden Dekan Karapınar, sözlerini şöyle sürdürdü; “Kısıtlamalarla geçecek olan bir oruç ayına daha girmiş bulunuyoruz. Salgın tedbirleri gereği bu Ramazan’da da teravihleri camilerimizde cemaatle ihya edemeyeceğiz. Camilerimiz ve biz yine buruk bir Ramazan geçireceğiz. Bir yıldır hepimiz hem psikolojik hem de manevi olarak iyice yorulduk ve yıprandık. Gelin bu yorgunluğu Kur’an’ın indiği mübarek Ramazan ikliminde ibadet ve zikir ile yok edelim. Kur’an ayında Kitabımızı yüzünden okuyarak ailecek birlikte hatmedelim ve Türkçe mealini ve açıklamasını da birlikte okuyarak anlamaya çalışalım. Onunla tefekkür ve tezekkür edelim.”

prof-dr-fikret-karapinar-001.jpg

BU PANDEMİ SÜRECİNİ FIRSATA DÖNÜŞTÜRELİM

Karapınar, “Kısıtlamaların olduğu bu günlerde ailecek birbirimize vakit ayıralım, konuşalım, sohbet edelim. Belki de bugüne kadar birbirimize bu kadar vakit ayıramamıştık. Bunu fırsata dönüştürelim. Ramazan ayı yetimleri, yoksulları, kimsesizleri ve ihtiyaç sahiplerini koruyup gözetme ayıdır. Onların sofralarına fiziken misafir olamasak da yardımlarımızla ortak olabiliriz. Efendimizin de ifade ettiği gibi, onların ihtiyaçlarını giderelim ki Allah da başımızdan virüs dâhil belaları defetsin. Ne misafir kabul edelim, ne de misafirliğe gidelim! Bu görünmez mikrobu, sosyal izolasyonumuza dikkat ederek başkalarına bulaştırmayalım. Tarih boyunca bunun gibi nice bulaşıcı hastalıklar ortaya çıkmıştır. Tedbirlere uyarsak Allah’ın yardımı ile bu musibetin de üstesinden geleceğiz” dedi. (Gülşen Çopur)

 

 

 

Kaynak:Pusula Haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.