PC'nizin İçinde Ne Var?

PC'nizin İçinde Ne Var?
İster hazır toplanmış, yeni bir bilgisayar satın alın, ister kendi bilgisayarınızı oluşturun, çok sayıda kısaltma ve sayıyla karşılaşmaya hazırlıklı olmalısınız.

İster hazır toplanmış, yeni bir bilgisayar satın alın, ister kendi bilgisayarınızı oluşturun, çok sayıda kısaltma ve sayıyla karşılaşmaya hazırlıklı olmalısınız. Bu bilgiler arasından işinize yarayacak, faydalı verilere ulaşmanız ise kimi güç olabilir. Makalemizde çağdaş bir bilgisayarın içerisindeki bütün mühim bileşenlere değinecek, ne işe yaradıklarından ve tarihinden bahsedeceğiz. Bunun yanında hangi bileşenlerin mühim olduğunu ve bunun nedenini de açıklamaya çalışacağız. 

Makalemizi okuduktan sonra bilgisayar veya herhangi bir bilgisayar bileşeni satın alırken, nelere dikkat etmeniz gerektiğini öğrenmiş olacaksınız. 

İşlemci (CPU) 

Merkezi İşlem Biriminin (CPU) çoğu vakit bilgisayarın beyni olarak tanım edildiğine tanık olursunuz. Ancak CPU, yani işlemci, tam anlamıyla bilgisayarın beyni değildir - "bilgisayar" veya "bilgisayar" kelimesinin karşılığını verecek bir iş yapmaktadır: hesaplamak. 

Tuşlara basmaktan fareye tıklamaya, bilgisayarınıza gönderdiğiniz her komut, ikiliye dönüştürülür ve işlemciye gönderilir. İşlemci, yalın matematiksel işlemler gerçekleştirir, ancak saniyede binlercesini yapabildiğinden çok karmaşık sonuçlar üretebilir. Bunun ardından işlemci, işletim sistemine kendi komutlarını gönderir. Bu "imlecin olduğu yere K harfini ekle" veya "farenin üzerinde durduğu dosyası seç" gibi yalın bir işlem veya "Pi'yi çözmek" gibi karmaşık bir işlem de olabilir. 

Modern bilişim, 16-bit'lik Intel 8086 mikroişlemcisinin ortaya çıkmasıyla oldu. 8086'nın halefi 8088 ise ilk IBM PC'de kullanılmak üzere seçildi. 8086'nın etkisi bugün hala hissedilmekte - teoride çağdaş Intel çipleri, 8086 için yazılmış herhangi bir komutu çalıştırabiliyor. 

İşlemciler, milyarlarca transistörden oluşur. Transistörler, elektrik sinyallerinin yönünü değiştirme veya güçlendirme yeteneğine sahiptir. Binlerce ilim insanı ve mühendisin çalışmaları sonucunda bu mikroskobik elektronik parçalar, işletim sisteminin ve şu an kullandığınız internet sitesi tarayıcısının doğmasını sağlamıştır. İşlemcinin gücü, kabaca sahip olduğu transistör sayısına bağlıdır. 

İşlemci boyutu: Önemli istatistikler 

Laptop üreticileri, işlemcide kaç transistör olduğunu söylemek yerine çekirdek sayısı ve modelden bahsetmeyi tercih ederler. Eskiden sadece rakamları karşılaştırarak hangi işlemcinin daha hızlı olduğunu anlamak mümkündü. Şimdi ise birkaç farklı şeyi göz önünde bulundurmanız gerekiyor. 

En çok rastlanan işlemci sıfatı, saat hızıdır. Basit olarak bu, işlemcinin saniyede kaç işlem yapabildiğini gösterir. Diğer koşullar eşitken daha yüksek saat hızı, daha iyidir. Ancak problem, başka koşulların çoğu vakit eşit olmamasıdır. 

Geçtiğimiz on sene içinde işlemcilerdeki en büyük gelişme, müsait fiyatlı çok çekirdekli işlemcilerde oldu. Çok çekirdekli işlemciler, bir çip üzerinde aniden çok işlemciye sahiptir. Daha çok çekirdek daha fazla kuvvet anlamına gelse de bu vaziyet, her vazife için geçerli değildir. 

Çok çekirdekli işlemcilerin avantajlı yanı, birkaç işi paralel olarak yapabilmesidir. Video kodlama gibi paralel hale getirilebilen bir işlem yapıyorsanız, daha çok çekirdek, daha iyidir. Çekirdekler farklı kareler üzerinde çalışıp, sonunda işi birleştirebilir. Dört çekirdekli bir işlemci, bir çekirdekliden dört kat daha hızlı olmayacaktır - işlemcilerde işler bu kadar yalın değildir. İşlemleri paralel olarak çalıştırmak, yazılım geliştiricileri için birçok ilave iş anlamına gelir. Oyunlar gibi paralelleştirmesi güç görevler, çok çekirdekli işlemcilerin faydasını daha az görürler.

Yeni bir bilgisayar satın alacaksanız, çekirdek sayısına dikkat edin. 300 dolarlık çift çekirdekli bir işlemci, yaptığınız işe bağlı olarak 500 dolarlık dört çekirdekli bir işlemciden yüksek performans sunmayabilir 

İşlemcilerin model numaraları üreticiler tarafından sağlansa da, işlemcinin ilave özellikleri hakkında çok şey söyleyebilir. Örneğin Intel'in orta ve üst düzen işlemcileri arasındaki en büyük fiyat farkı, önbellek boyutudur. İşlemciler, talimatları önbellekte saklarlar. İşlemci, talimatları en hızlı önbellekten çekebileceği için daha büyük önbellek, daha iyidir. 

En mühim oyuncular 

Intel, işlemci üreten bir firma değil. AMD olarak tanınan Advanced Micro Devices ve VIA Technologies de x86 işlemcileri üretiyor. 2000'li senelerin başlarında AMD'nin işlemcileri, Intel'inkilerden üstündü ancak bu vaziyet, Core i serileriyle birlikte değişti. 

Akıllı telefonlar gibi başka cihazlarda işlemciler, genellikle başka bileşenlerle bir çipte toplanmaktadır. Çip-üzerinde-sistem cihazlarının en mühim sağlayıcıları arasında Qualcomm, Texas Instruments ve Samsung bulunuyor. 

Anakart 

Kendi bilgisayarınızı topluyorsanız, anakart seçeceğiniz en mühim parçalardan bir tanesi olacak. Bilgisayarınızı satın alacaksanız, teknik sıfat listesinde anakartın ismini bile görmeyeceksiniz. Anakart, PC'nizin başka bütün bileşenlerini bağlayan bir dönem kartıdır (PCB). USB, I/O portları ve çoğu vakit HDMI, anakart üzerindeki başka port ve bağlantılar arasındadır. 

Diğer parçaları birbirine bağlama görevini üstlenen anakartlar, performans üzerinde büyük bir etkide bulunmazlar. Bununla beraber bilgisayarınızda hangi parçaları kullanabileceğinizi belirlediklerinden, performans sınırlarınızı belirlerler. 

Anakartların farklı kasalarla eşleşen boyutları bulunmaktadır. En çok ATX standardında kasaya rastlamanız olası. Piyasada çok bulunan en ufak anakart ise 170 mm x 170 mm boyutlarındaki mini-ITX'tir. En büyük anakartlar ise 356 mm x 425 mm boyutuna sahip Workstation ATX'tir. Bu ikisi arasında farklı boyutlarda anakartlar da bulunmaktadır. 

Anakartın boyutu büyüdükçe, üzerindeki port sayısı da artar. Güç konusunda sıkıntısı olmayan bir bilgisayar toplayacaksanız, aniden fazla grafik kartına, terabaytlarca depolama alanına ve bolca RAM çubuğuna sahip olacaksınız demektir. PC'nizin amacı hane eğlence sisteminiz olmaksa, çok daha ufak bir anakartla ve daha az ilave bileşenle yetinebilirsiniz. 

Çoğu anakart, bazı standart dahili portlara sahiptir. İşlemci soketine, RAM slotuna, kabloları ve depolama sürücülerini bağlamaya yönelik portlara her vakit rastlayacaksınız. 

En ufak anakartlar dışında bütün anakartlarda Component Interconnect Express (PCIe) slotları bulunur. PCIe slotları, grafik kartları, kablosuz kartlar gibi farklı bileşenleri PC'nize bağlamanıza imkan tanırlar. İşlemciyle farklı cin bağlantılar kurabilen, farklı boyutta PCIe slotları vardır. Slot boyutu büyüdükçe, saniyede gönderip alabildiği bilgi miktarı artar. 

Bu PCIe boyutları x1, x4, x8 ve x16'dır. Güçlü video kartları PCIe x16 slotuna gereksinim duyarken bir kablosuz file kartı, x4 veya hatta x1 slotuyla çalışabilir. 

Bir anakart satın alacaksanız, onun kullanmak istediğiniz işlemciyle olmasına dikkat etmelisiniz. Farklı anakartlar, farklı işlemcileri destekler. Örneğin bir Intel işlemciyi AMD işlemcileri destekleyen bir anakartla çalıştıramazsınız. Bunun yanında mesela iki grafik kartı kullanacaksanız, en az iki PCIe x16 slotuna sahip olmanız gerekecektir. Bu durumda standart ATX anakartlardan ufak olan seçenekler mecburen ortadan kalkacaktır. 

En mühim oyuncular 

Tüketicilere yönelik anakart üreticilerinin en önemlileri ASUS ve Gigabyte Technology'dir. Her iki firma da Intel ve AMD işlemciler için farklı boyutlarda bilgisayarlar üretmektedir. Güçlü bir oyun PC'si toplamak istiyorsanız, ihtiyacınız olan anakartı iki firma da sağlayabilir. Büyük bilgisayar üreticileri, bilgisayarlarında çoğu vakit kendi anakartlarını kullanmaktadır. 

RAM 

Rastgele Erişim Belleği (RAM), çoğu vakit hafıza ya da bellek olarak da adlandırılır. RAM, işlemcinin üzerinde çalıştığı veya yakın zamanda çalışacağı şeyleri depoladığı yerdir. RAM'ler, verilerin daimi olarak saklandığı sabit disk gibi depolama alanlarından farklıdır. 

Fark, en çok veriye erişim biçimindedir. Fiziksel sabit diskte veriye erişim hızı, onun nerede saklandığına bağlıdır. Sabit diskler, disk, okuma kafası gibi fiziksel parçalara sahip olduğundan farklı noktalara erişim hızları kısıtlıdır. RAM ise veri nerede depolanırsa depolansın onu çok hızlı okuyabilir. RAM'in bir diğer mühim farkı, "uçucu" olmasıdır, yani veriler sadece elektrik akımı oldukça saklanır. Böyle bir kısıtlama, sabit disklerde bulunmamaktadır. 

RAM'i mühim yapan sıfatı, hızıdır. İşlemci için RAM'deki veriye erişmek, sabit diskteki verileri almaktan 100.000 kat daha hızlı olabilir. Herhangi bir uygulama, herhangi bir işlem gerçekleştirdiğinde işlemci, ihtiyacı olan verileri alır ve onları RAM'e kopyalar. Dosyayı kaydettiğinizde ise veriler sabit diske geri kopyalanır. Bilgisayarınız kilitlendiğinde kaydetmediğiniz verileri kaybetmenizin nedeni budur - RAM, üzerinden geçen enerji olmadıkça verileri tutamaz. 

RAM'inizdeki abes alan tükenirse bilgisayarınız fark edilir derecede yavaşlayacaktır. Bu durumda işlemci, çok daha yavaş olan sabit diskten veri çekmek zorunda kalacaktır. Yetersiz miktarda RAM, bilgisayarların yavaşlamasının en çok rastlanan sebeplerindendir. 

Sayıların anlamı 

RAM, kafaları en çok karıştıran PC bileşenlerinden biri. İsterseniz RAM'in özelliklerine bir tek değinerek bu karışıklığı çözelim. 

RAM'ler öncelikle gigabayt ile ölçülen bir boyuta sahiptir. Tahmininiz yanlış değil, gigabayt miktarı, RAM'in ne kadar veri depolayabildiğini gösterir. RAM boyutu ne kadar çoksa o kadar iyidir, ancak bir yerden fazlasına hiç ihtiyacınız olmayabilir. 

8GB RAM, nihai birkaç senedir yeterli bir taban çizgisi olarak kabul ediliyor. Çoğu kullanıcı, bundan fazlasına gereksinim duymayacaktır. Video düzenleme veya oyun işinde çok ciddiyseniz, 16GB veya 32GB RAM de size hitap edebilir. 

Geçtiğimiz on sene içinde DDR, DDR2 ve DDR3 olmak üzere üç RAM nesliyle tanıştık. Bugün itibariyle DDR3'leri kullanmaktayız. DDR4'ün gelmesine ise henüz birkaç yıl mevcut. "Çift veri oranı" anlamına gelen DDR'nin her yeni nesli, veri aktarım hızını bir öncekine göre ikiye katlar. RAM'lerini değiştirmeniz gereken eski bir bilgisayarınız yoksa, DDR3'ün altını düşünmeyin bile. Bu yazımızı 2019 - 2020 gibi bir tarihte okuyorsanız, tercihiniz muhtemelen DDR4'ten yana olacak. 

RAM'lerde ikinci mühim sıfat ise aktarım hızıdır. Bu sayı, işlemcinin verileri RAM'den ne kadar hızlı çekebileceğini belirler ve MHz ile ölçülür. DDR3 RAM'ler normalde 1066 ile 2400MHz arasında hızlara sahiptir. Bu sayılar, gerçek saat hızını değil yekün aktarım hızını temsil eder. RAM'in hafıza saat hızı, normalde 133MHz ile 300MHz arasındadır, ancak bileşik ikiye katlama sayesinde veri aktarım oranı, çok daha yüksektir. İşlemcilerde olduğu gibi daha hızlı RAM daha iyidir. 

Son olarak RAM'in gecikme süresini belirten CL değeri vardır. Bu sayı, istenen verilerin getirilmesinin kaç saat döngüsü sürdüğünü belirtir ve ne kadar az ise, o kadar iyidir. DDR3'lerde bu, genellikle 6 ile 16 saat döngüsü arasındadır. CL değerleri genellikle aktarım hızıyla ilintilidir, aktarım hızı arttıkça gecikme de artar. Yani yekün RAM hızıyla RAM gecikmesi arasında bir değiş tokuş vardır. 

Önemli oyuncular 

Samsung, en büyük RAM üreticisi olsa da başka üreticilere çıktı sağlamaktadır. Tüketici RAM'lerinin en büyük sağlayıcıları ise Corsair, Kingston ve Crucial'dır. Bu büyük isimlerin yanında G.SKILL gibi oyunlara yönelik RAM'ler üreten, daha ufak firmalar da var. 

HDD ve SSD 

Sabit diskler (HDD) ve daha yeni olan sert durum sürücüleri (SSD), hafıza-depolama sistemlerinin başka tarafını oluşturur. Bu ikili, büyük boyutlu veriler için birincil depolama yöntemidir. 

HDD'ler, ikili veriyi depolamak için dönen manyetik disklerden faydalanırlar. Bu cin disklerde bir kol, disk üzerindeki manyetik alanın polaritesini okur. Değişiklikler 1'e, değişiklik olmayan bölgeler ise 0'a denk gelir. İlk HDD'ler 1950'lerde IBM tarafından geliştirilmiştir. 

İlk sabit diskler, dev boyutlara sahiplerdi. IBM 350 RAMAC'ın gövdesi, iki buzdolabı kadardı ve 3,75MB veri depolayabiliyordu. O günden bu yana çok şey değişti. Bugünkü HDD'ler, 3,5 inç'lik sürücü yuvasına sığıyor ve 8TB veri saklayabiliyor. 

Yaygınlaşmaya başlayan SSD'lerin ilki, 1990'ların başlarında ortaya çıktı. SSD teknolojisi daha evvel de vardı, ancak fiyatları RAM'lere yaklaşıyordu. SSD'ler, RAM'lerin aksine üzerlerinden elektrik akımı geçmezken verileri tutabilirler. SSD'ler, verileri manyetik bir disk yerine entegre devreler üzerinde tutarlar. Bu yüzden HDD'lere göre çok daha hızlıdırlar. Ancak fiyatları, HDD'lere göre çok daha pahalıdır ve depolama alanları kısıtlıdır. 2000'lerin ortalarına kadar SSD'ler, yüksek fiyatlar nedeniyle sadece en üst düzen bilgisayarlarda kullanılmaktaydı. 

SSD'lerin daha az kuvvet tüketimi, sessiz çalışmaları gibi avantajları da vardır. Verilerin büyük bir mıknatıs tarafından silinme riski de yoktur, bu yüzden telefon ve başka mobil cihazlar için daha uygundur. 

SSD'lerin maliyetleri düşüp, kapasiteleri arttıkça, onu kullanan üreticilerin de sayısı arttı. ÖrneğinApple, 2007'de SSD'nin en mühim müşterisi konumundaydı. Firmanın bugünkü neredeyse bütün cihazları, SSD ile gelmekte. 

SSD'ler üst düzen laptop'ların ana depolama cihazı olmaya başlasa da, bilgisayarlarda hala HDD'nin yerini tam olarak almış değiller. Kendi bilgisayarını toplayan kullanıcılar, çoğu vakit her ikisini; işletim sistemi için ufak bir SSD ve dosya depolama için büyük bir HDD'yi tercih ediyorlar. 

Piyasada melez, içerisinde ufak bir SSD olan HDD'ler bulmanız da olası. Bu disklerde en çok erişilen dosyalar HDD'den daha hızlı olan SSD'ye menkul, böylece performans artışı sağlanır. 

Depolama savaşları 

Depolama birimlerinde ilk bakılan sıfat, kapasitedir. Gigabayt (GB) ile ölçülür, ancak daha büyük sürücüler terabaytlarla (TB) ölçülmektedir. Sayılar ne kadar büyükse, sürücünün tutabileceği veri miktarı o kadar fazladır. 

HDD'lerin bir sıfatı, dönüş hızlarıdır. Çoğu HDD, dakikada 5400 veya 7200 dönüş hızına sahiptir. Sürücü diski ne kadar hızlı döndürüyorsa, verileri o kadar hızlı okuyup yazabiliyor demektir. Yüksek performanslı sürücüler, 15.000RPM'e kadar dönüş hızı sunabilir. 

Büyük oyuncular 

HDD'lerin büyük bölümü, şu üç firma tarafından üretilmekte: Seagate, Western Digital ve Toshiba. Bu üç firma, başka üreticilerin çoğunu satın almış durumda. Samsung gibi büyük firmalar bile sabit disk bölümlerini bu üç firmadan birine sattı. 

SSD'lerin en mühim üreticileri ise HDD'lerinkiyle neredeyse aynı, ancak listeye Sandisk'i, Crucial ve Corsair'i de eklemeniz gerekiyor. 



Grafik işlemci (GPU) 

Grafik İşleme Birimleri (GPU'lar), hususi birer mikroişlemcidir. İşlemciler dört çekirdekli olabilirken üst düzey GPU'lar, binlerce çekirdeğe sahip olabilir. İlk olarak grafiksel kullanıcı arayüzünü (GUI) oluşturmak için tasarlanmış olsalar da GPU'lar bugün poligonları çok etkili biçimde düzenleyip oluşturabiliyorlar. Paralel tasarımları, bundan çok daha fazlasını yapabilmelerine de izin veriyor. 

GPU'ların iki ana türü bulunuyor: Entegre grafikler ve PCIe grafik kartları. HD Graphics gibi entegre grafikler, işlemcilere entegre olarak geliyor. Grafik kartları ise genellikle çok daha büyük bir GPU'ya ve kendi RAM'ine sahiptir ve PCIe kartı olarak karşımıza menfaat. 

1970'lerdeki Arcade sistemleri, GPU'ların ilk öncüllerindendir. Grafik arayüzler yaygınlaşmadan evvel işlemciler, ekranı yönetme işinin altından kalkabiliyordu. Ekranda birkaç sözcük ve yanıp sönen bir imleçten fazlası olmadığından, ayrı bir mikroişlemciye gereksinim da yoktu. Bilgisayar arayüzleri 1980'lerde geliştikçe ve karmaşık hale geldikçe, grafik işini bu işe hususi bir işlemciye yüklemenin daha yüksek verim sunacağını ortaya çıkardı. 

GPU'lar bilhassa 3 boyutlu nesnelerle ilgili görevlerde ehemmiyet taşımaktaydı. İlk 3D eklenti kartları, 1990'larda ortaya çıktı. Bilgisayarlarla yapılabilecekleri adeta baştan yaratan bu kartlar, çağdaş GPU'ların ve PC oyun sektörünün atalarıydı. 

Grafik kartı üreticileri, nihai yıllarda yazılım geliştiricilerini GPU'yu normal bir işlemci gibi kullanmaya teşvik ediyorlar. Bunun nedeni, grafik işlemcilerin paralel yapısının, onları bazı görevlerde işlemcilere göre çok daha verimli hale getirmesi. Parola kırma işi, GPU'ların CPU'lara göre çok daha etkili biçimde gerçekleştirebildiği görevler arasında. Apple'ın Final Cut Pro'su gibi GPU hızlandırmasından faydalanan profesyonel uygulamaların sayısı, her geçen gün artıyor. 

GPU özellikleri 

En çok rastlanan GPU özellikleri, kartın sahip olduğu RAM (GRAM) miktarı ve GPU'yu ayrı olarak satın alıyorsanız PCIe portudur. RAM miktarı hem GPU hem de CPU için önemlidir. Entegre grafikler, sistem RAM'ini kullanırken ayrı GPU'lar, kendi RAM'lerine sahiptirler. GRAM'lerin farklı nesilleri de bulunmaktadır. Şu anki kuşak GDDR5 olsa da piyasada GDDR4'lü grafik kartlarına rastlayabilirsiniz. GPU'lar, CPU'lar kadar RAM'lere dayalı çalışmazlar. En yeni oyunları oynuyorsanız veya video düzenlemeyle uğraşıyorsanız, orta düzen bir ekran kartını bile zorlamayacaksınızdır. İşinize yaramayacak bir kart için binlerce lira nakit dökmenize de gerek yoktur. Örneğin Intel'in entegre grafikleri, 1080p videoları çok rahat biçimde oynatabiliyor. 

Kendi bilgisayarınızı oluşturuyorsanız, şu anki kuşak olan PCIe 3.0'a uyumlu bir kart ve anakart satın almalısınız. Önceden toplanmış bir PC'de hangi PCIe slotunun kullanıldığı bilinmeyebilir. 

Önemli oyuncular 

Grafik kartlarının GPU'larının en mühim üreticileri, NVIDIA ve AMD iken Intel, entegre grafik çiplerinin üreticisi olarak öne çıkıyor. NVIDIA ve AMD grafik çiplerini, onları kendi grafik kartlarında kullanan ASUS veya Gigabyte'a satmakta. 

Hepsi bu kadar değil 

Bu makalemizde sadece en mühim bilgisayar bileşenlerine değindik. Bu bileşenlerin dışında bahsetmediğimiz kuvvet kaynağı, fanlar, kablosuz kartlar ve sıvı soğutma sistemleri gibi yardımcı parçalar da elbette mevcut. Güç kaynağı gibi bileşenlere kasanızda yer vermeniz şartken, mesela kablosuz file kartı gibi bileşenler sisteminize ilave özellikler ekleyebilir ancak kullanılması koşul değildir.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.