Prof. Dr. Haşim Karpuz’a Konya’da vefa gecesi
1982 yılında akademik göreve başladığı Konya’da kırk yılı aşkın süre kültür, sanat ve tarih alanında değerli çalışmalar yürüten Prof. Dr. Haşim Karpuz Konya Aydınlar Ocağı’na konuk oldu.

PROF. DR. KARPUZ’A VEFA
Konya Aydınlar Ocağı Selçuklu Sohbetleri kapsamında, Konya’ya hizmetlerinden dolayı emekli Prof. Dr. Haşim Karpuz’a Vefa Gecesi düzenledi. Çocukluğundan itibaren hayatı ve hatıralarını anlatan Karpuz yürüttüğü önemli projelerle ilgili bilgiler de verdi.
Konevi derneği salonundaki konferansın açılış konuşmasını yapan Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü, 68 kuşağı denklerinden olan Haşim Karpuz’un 1982 yılında merhum Prof. Dr. Erol Güngör’ün Rektör olduğu dönemde Selçuk Üniversitesi kadrosuna dâhil olduğunu kaydederek “O dönem bazı hocaların üniversitelerden atıldığı, bazılarının sürgün edildiği, istifaya zorlandığı bir dönemdi. Düşünün; halkın gözünü boyamak için 1950’li yılların başında İmam Hatip Okullarını açan zihniyet, yedi yıl sonra bu öğrencilerin mezun olacaklarını bildiği halde onlara bir statü getirmemiş, üniversitelerde okuyabilmeleri için diğer liselerde fark derslerini vermeye, yani ikinci bir lise diploması almaya mecbur etmişti” dedi.
Haşim Karpuz’un 43 sene önce Konya’ya geldiğini, totalde 53 sene, sanata, kültüre ve tarihe hizmet ettiğini kaydeden Güçlü “Şehrimizde yaptığı akademik çalışmalar sebebiyle hocama çok borçluyuz. Emekli olduktan sonra Kuşadası’nda yaşıyor olmasına rağmen davetimize icabet ettiği için de teşekkür ediyoruz“ diyerek sözlerini tamamladı.

Daha sonra kürsüye gelen emekli Prof. Dr. Haşim Karpuz “Akçaabat’ın elektrik, su, yol, okul olmayan köylerinden Taşocağı’nda 1949’da dünyaya geldim. Dedem beni okutmayı çok istiyordu, ilkin bir sat mesafedeki Gökçeler köyündeki okula kaydettirdi. Fakat okul idarecileri ile ters düştükçe beni diğer köylerdeki okullara naklettirdi” dedi.
Akçabaat Ortaokuluna giderken kendisine tek odalı bir ev kiralandığını ama dışarıda esen rüzgârdan içerideki gaz ocağının söndüğünü anlatan Karpuz “Şartlar böyleydi. Sonra başka bir eve taşındık ama orası da kanalizasyona yakın olduğundan farelerle baş edemiyorduk” diyerek dönemin şartlarına dair bilgiler verdi.
Trabzon Lisesinde çok iyi hocalardan ders aldıklarını ifade eden Karpuz “Kitap, dergi gazete okurken fikir hareketlerine de katılmaya başladım. O arada Bekir Berk Rize’de tutuklanan bazı kişilerin duruşmasına gidiyordu, bizi de götürdüler. Yeni İstanbul gazetesindeki Ali Fuad Başgil, Arif Nihat Asya gibi yazarları takip ediyordum. Lise 3.sınıftayken bir Bozkurt rozeti bulup takmış ve bir de grup oluşturmuştuk. Yine bu dönem arkadaşlarımızla İleri Gazetesi’nde yazılar yazdık” şeklinde konuştu.
İstanbul’da üniversite öğrenimi görürken, artan öğrenci olaylarında zaman zaman okulun işgale uğradığını ve arkadaşları tarafından kendisi temsilci seçildiğinden hocalarla görüşüp eğitim öğretime dair talepleri ilettiğini ve bunlar arasında Orta Asya dersi konulmasının da bulunduğunu anlatan Karpuz “Daha sonra Orta Asya’ya seyahat etme talebimizi iletmek üzere Rusya Elçiliğine dilekçe verdim ve bir hafta sonra polisler gelip beni sorguya aldı, böyle bir seyahatin bizim için iyi olmayacağını söylediler” dedi.
Babıali’de Sabah gazetesinde çalışmaya başladığını ve maaşının yarısıyla yurt parasını ödediğini anlatan Karpuz “Bu gazetenin sahipleri Kadınhanılı Topbaş’lar ailesiydi. Necip Fazıl ve Osman Turan bizim gazetede yazıyordu. Hatta Konyalı meşhur Mehmet Emin Eminoğlu’da Babı Ali’de Sabah’ta çalışırken tanışmıştık. MTTB’nin faaliyetlerine katıldım ama Genel Kurula alınmadık. Sinema ve fotoğraf sanatına ilgim o dönem gelişti; Ulusal sinema akımı konferanslarını takip ettim” dedi.
Üniversiteden mezun olduktan sonra Şişli Lisesinde vekil öğretmenlik yaparken 1974 yılında Kültür Bakanlığının açtığı sınavı kazanarak Erzurum Müzesi Asistanlığına atandığını, bu arada Atatürk Lisesinde de dersler verdiğini söyleyen Karpuz “Müzede araştırmalar, envanter çalışmaları yaptım. Âşıklar kahvesinde Reyhani ile tanışıp dinledik, çalıştık. Erzurum’da Milli Sinema konulu bir konferans verince, hocalar bu alanda doktora yapmamı tavsiye ettiler. Ecevit hükümeti iktidar olup Ahmet Taner Kışlalı Kültür Bakanı olunca da bir gecede elli kişiyi görevden aldılar” diyerek devam etti.
Karadeniz Teknik Üniversitesinden asistanlık teklifi aldığını, fakat göreve başlayacağı sırada atamasının durdurulması üzerine zor da olsa müzedeki görevine dönüp Trabzon Müzesi Müdürlüğü yaptığını, 1982 yılında da Selçuk Üniversitesine yardımcı doçent olarak katıldığını anlatan Karpuz “Buradaki en zor dönemim başörtüsü yasağının ve eylemlerinin olduğu yıllardı. Öğrencilerimi korumak için soruşturmaları geciktirdim. Bir gün Rektör Halil Cin beni telefonla arayıp (Ortalık çok karışık, ya istifa et ya da dosyaların gereğini yap) dedi. Bugünkü aklım olsa o gün istifa ederdim, benim için çok zor bir süreçti ve eve varınca ağlamıştım” dedi.
Konya’da basın faaliyetlerine devam ettiğini de kaydeden Karpuz “Konya’da iki büyük çalışma yaptık. Birincisi İl Halk Kütüphanesi arşivinden SEKA’ya gönderilmesi kararlaştırılan yüz elli ton gazetenin Selçuk Üniversitesi’ne kazandırılmasıydı. Edebiyat Fakültesinde altmış öğrenciyi görevlendirerek titizlikle tasnif ettik. İçinden böcekler, kertenkeleler bile çıkmıştı. İkincisi ise Konya-Karaman Kültür Varlıkları Envanteri idi. Bu çok stratejik bir konuydu. Sanat Tarihi Bölümü olarak tarihi eserleri envanterledik” şeklinde konuştu.
1995 yılından itibaren düzenli günlük tuttuğunu ve daha evvel başlamadığına üzüldüğünü ifade eden Karpuz “Öğrencilerime daima yardımcı olmaya, sanata, kültüre, tarihe katkıda bulunmaya, adil ve merhametli olmaya özen gösterdim. Konya Aydınlar Ocağı’na, bize gösterdiği vefadan dolayı teşekkür ederim” diyerek konuşmasını tamamladı.
Programa katılan İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Aynur Türkoğlu, iki yıl önce uygulanan Öğretmen Akademisine katkılarından dolayı Prof. Dr. Haşim Karpuz’a plâket takdim ederken Aydınlar Ocağı Başkan Yardımcısı Mustafa Sinan Ümit de 75. Yıl pastası hediye etti. Karpuz’un katılım beratını talebesi Eski Çumra Belediye Başkanı Zeki Türker verdi. Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü ve yazar Haşim Akten de kitap takdiminde bulundu.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.