Pusula Avrupa'nın önemli merkezlerinde -1-

Evet bu terör denilen insanlık dışı vahşeti biz ülke olarak yıllardır yaşıyoruz. Güzel ülkemizde terörün önüne geçilmesi, kardeşçe huzur içerisinde yaşayabilmek daha güçlü bir ülke olabilmek adına insanların ve devleti yönetenlerin aklına gelebilecek her türlü alternatif bu topraklarda denendi. Ancak insanlık var oldukça hangi kıtada olursa olsun bir yanda huzur içinde olmak için çırpınan insanlar diğer tarafta bu güzel insanların rahatını bozmak için adeta kurgulanmış bir sistem var. Bu kanlı sistemin adına artık son yıllarda terör deniliyor.

Ülke insanı olarak yıllarca terörü yaşamış bu konuda can vermiş gözyaşı dökmüş bir milletin insanları olarak teröre pek de alışık olmayan, hatta bizim yüreklerimiz yanarken sadece bizleri seyreden insanlar namluların kendilerine dönmesi, bombaların kucaklarında patlamasının ardından nasıl yaşıyorlar? Diye bizde uzun ince bir yolculuk için düğmeye bastık.

Çünkü Avrupa’da ki son saldırıların ardından bu insanlar ve özellikle de bizim bu ülkelerde ki gurbetçilerimizin ruh hali neydi? Çünkü bu insanlarda göçmen olarak zaman zaman hiçte hak etmedikleri anda ikinci sınıf vatandaş olarak görülebiliyorlardı.

AVRUPA YOL HARİTAMIZ BELLİ İDİ

Ekip olarak Konya’dan yola çıkarken “yol haritamız” belli idi. Tabii önce Konya-İstanbul ve İstanbul’dan da ver elini Almanya. Sırası ile Belçika-Hollanda-Fransa, İsviçre…

İlk izlenimlerimizde duygusal olabiliriz diye aynı şehirler olmasa da dönüş güzergahımızı aynı ülkeler üzerinden yapacak son olarak Köln’den İstanbul’a uçacaktık.

Allah’a şükürler olsun ki her şey düşündüğümüz ve planladığımız gibi oldu. Rabbimize binlerce şükür ki yolculuk için düşünülen, planlanan ve hazırlıklı olduğumuz hava şartları bile bizi yanıltmadı.  Bu ülkelerde görüşmek, konuşmak zaman zaman rehberliklerine başvurmak istediğimiz insanlarımız bile işlerini güçlerini okullarını bize göre planlıyorlardı.

Artık dünyada gururumuz olan THY ile İstanbul’dan 2 saat 55 dakikalık bir uçuş ile Köln havaalanına iniyorduk.

Yazı dizimize Almanya-Belçika-Hollanda hattını sadece başlangıç için atlayıp bu seyahatte ülke olarak güvenlik olarak işi en sıkı ve ciddi tutan ülke olarak gördüğümüz ve bize bu kesin intibayı veren Fransa ile siz değerli okurlarımıza çok samimi duygu ve görüşlerimizi yansıtmak istiyoruz.           

FRANSA’DA GÜVENLİK EN ÜST DÜZEYDE

Karayolu ile gerçekleştirdiğimiz bu Avrupa turunda ülkelerin sınırlarından geçerken malum AB statüsünde ki bu ülkelerin geçişleri bizim Konya-Aksaray, Konya-Ankara girişi gibi. Yani Almanya’dan Hollanda’ya geçerken Hollanda’ya girdiğinizi sadece yol kenarlarında ki yön ve bilgilendirme levhalarından öğrenebiliyorsunuz.

Amma Fransa sınırında bu böyle olmadı. Oysa bizde ülkelere giriş çıkış yaparken bu rahatlığa alışmış hatta havaya bile girmiştik.

Ne var ki Fransa sınırı derken bir anda iki ciddi güvenlik barajı ile karşılaşıverdik. Birincisinden bizi ve bizim gibi kara yolu ile geçen her aracı çok ciddi tarayan elleri tetikte ki Fransız asker ve polislerinin yanı sıra sabit-hareketli kameralar adeta tarıyorlardı.

Derken ikinci güvenlik barajında silahlı 4 Fransız askerinin uyarısı ile bizde yolun sağında bekleyen konvoyun arasına girdik. Hepimizin pasaportları kibarca istendi ve mobil güvenlik taramasına götürüldü. Evet bu taramadan biz tahminen 20 dakikada geçtik. Ancak sıraya bizden önce girip, biz çıkarken hala bekleyen otomobillerin durumu da gözlerden kaçmıyordu.

Gerçi o 20 dakikalık bekleyiş bile bizi germişti. Bize rehberlik eden dostlarımız bu işin rutin olduğunu esprilerle anlatıp bizleri rahatlatmaya çalışsalar da ne yalan söyleyeyim gerilmiştik bir kere.

PARİS’E GİDİNCE ZAFER TAKI’NA MUTLAKA GİDİN

Elbette Fransa hele hele Paris denilince ilk akla gelen Eyfel Kulesidir. Hatta ikinci bir yer aklınıza bile gelmeyebilir. Ancak gitmeyen okurlarımız için Zafer Takı’na mutlaka gitmelerini altında ki o geçitlere girmelerini burası ile bilgi sahibi olmalarını öneririz.

Burayı görün. Mutlaka görün. Görürken ke 24 saat en az 10 şerit halinde ki trafik düğümünün nasıl işlediğini kaza olmadığını, kimsenin kimseye korna çalmadığını izleyin. İzleyin ya da izleyelim ki biz bile iki şerit halinde bir döner kavşağa girerken nasıl günaha girdiğimizi hatırlayalım.

Aslında bu insanlara karşı hiç sempatim yok. Yine de olmadı. Ama bir kez daha yaşadık ki burada sistem iyi işliyor.

TERÖR KRONOLOJİSİ

2015 Paris saldırıları

2. Dünya savaşının ardından Fransa sınırlarını dünyaya ilk kez kapatıyordu

Saldırıların gerçekleştiği noktalar

Bölge: Paris

Tarih: 13 Kasım 2015

Saat: 21. 16

Saldırı türü: Bombalı saldırı, intihar saldırısı,

Silahlı saldırı, rehin alma

Silahlar

AK-47 (Kalaşnikov)

El bombası

Patlayıcı madde

Patlayıcı kemer

Ölü         132 sivil ve 8 saldırgan

Yaralı     300 (99'u ağır)

Saldırıyı üstlenen örgüt: IŞİD

Şüpheliler: En az 8 kişi

2015 Paris saldırıları, 13 Kasım 2015 tarihinde, yerel saatle 21. 16'da başlayan (OAZD) Paris'in birinci, onuncu ve on birinci bölgeleriyle birlikte Fransa Stadyumu'nda gerçekleştirilen silahlı ve bombalı terör saldırı. Bataclan tiyatrosunda gerçekleşen rehin alma eyleminin yanı sıra başkent çevresinde en az altı silahlı ve üç bombalı saldırı gerçekleştirildiği açıklandı.

Kayıp sayısı bilinmemekle birlikte bazı haber kaynaklarına göre saldırılarda en az 132 kişi öldü. Bir haber kaynağına göre saldırılar altı silahlı kişi tarafından gerçekleştirildi. Fransız polisi ayrıca iki intihar bombacısının saldırılara katıldığını açıkladı.

Yerel saatle 23. 58' de yayınlanan açıklamasında Fransız cumhurbaşkanı François Hollande olağanüstü hâl ilan edildiğini ve Fransa'nın tüm sınırlarının kapatıldığını açıkladı. Fransa sınırları İkinci Dünya Savaşından bu yana ilk defa kapatıldı. En son Cezayir Savaşında tüm ülkeyi kapsayan olağanüstü hâl ilan edilmiş.

 Saldırılar, Paris'in 10. bölgesindeki Le Petit Cambodge isimli restorana ve Paris'in doğusunun 11. bölgedeki Bataclan isimli tiyatro salonuna yapıldı. Bataclan tiyatrosunda en az 100, diğer altı bölgede yapılan saldırılarda ise en az 40 kişi hayatını kaybetti.

SALDIRININ ARKA PLANI

Fransa, Koalisyon Güçleri arasında IŞİD'e karşı yapılan hava saldırılarında en büyük desteği veren ülkelerden biriydi. Ayrıca koalisyon güçlerine ilk katılanlardan olan Fransa IŞİD'e karşı savaşan Kürt kuvvetlere askerî ve insani yardım sağladı. Fransız Özel Birlikleri peşmergelere eğitim verdi. 2015 G-20 Antalya zirvesinin konularından biri de IŞİD'in geleceğiydi. IŞİD'in bu zirve öncesi ses getirecek bir eylem yapmayı istediği sanılıyordu.

Fransa, Charlie Hebdo saldırısı ve 2015 İle de Fransa saldırıları gibi saldırılar nedeniyle terörist tehlikelerine karşı üst düzey alarmdaydı.

2015 Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı, 30 Kasım ve 11 Aralık 2015 arası gerçekleşeceği için güvenlik ayrıyeten artırılmıştı. Sınır kontrolleri haftalar öncesinden tekrar düzenlenmişti.

Türkiye'nin istihbaratı saldırılardan aylar önce Fransa'yı iki ayrı kere uyardı, ancak Fransız yetkililerden bir yanıt verilmemişti.

YOLLARIN ALTI TAMAMEN OTOPARK    

Zafer Takı ya da orijinal adıyla Arc de Trimophe, dünyanın en büyük döner kavşaklarından birinde yer alıyor. Zaten bu bölgede yerleşim ehir planlaması öyle yapılmış ki gezdiğiniz yürüdüğünüz yerlerin altları tamamen katlı otopark. Bu yüzden oto park sorunu yok.

Uygunsuz park yok. Yaparsanız da yandınız demektir çünkü cezalar çok pahalı. Dolayısıyla caydırıcı. Ya oto parklar ucuz mu? Asla… Asla… Asla… Ama parklarda cebinizde ki avroya göre. Merkeze yakını var uzağı var. Sistem adeta para üzerine kurulmuş.

Charles de Gaulle Meydanı’nda yer alan bu kavşak tam 12 caddenin birleşim noktası. Zafer Takı’nın ön yüzü Paris’in en önemli caddesi olan kitaplara romanlara girmiş Şanzelize’ye bakıyor.

DEVAM EDECEK...