Pusula Avrupa'nın önemli merkezlerinde -4-

Avrupa’daki canlı bombalar, patlamalar bölgenin en sakin ülkesi olarak bilinen Belçika’yı matem havasına döndürmüş. Oysa bu ülkeye ve özellikle de bu ülkenin başkenti Brüksel’e defalarca gitmiştik. Brüksel ana caddeleri meydanları ile bayram yeri gibi olurdu. Ancak bu sefer gözlerimize inanamıyorduk. Tamam o korkunç patlamaların olduğu ve artık terörün lanetlendiği simge haline dönüşen De La Bourse Meydanında sinek uçsa sineğin kanat çırpışlarını duyacaktık. Burada insanlar cenaze evinde gibiydiler. Nefes alırken bile sessiz olmaya çalışıyorlardı.

Bu alan içinde önümüzdeki günlerde yazı dizimiz içerisinde ayrı bir dosya açarız. Ama buradan 500 metre ötede insanların kalabalıktan normal bir şekilde yürümekte zorlandığı Grand Place meydanında da insana rastlamıyorsunuz biz 7 kişiyiz. Vallahi fotoğraf çekmek için 15-20 dakika bu alanda oyalandık dilenen göçmenler hariç 7 insanı zor gördük. Oysa hava şartları olarak da ne yağmur vardı ne de kar. Hava soğukda olsa tepemizdeki güneş içimizi ısıtıyordu. İsterseniz içinizi karartmadan Brüksel’in dünyaca ünlü Grand Place Meydanından kısaca söz edelim. Bu meydan Brüksel’in en ünlü ve en hareketli meydanı, aynı zamanda Avrupa’nın da en güzel meydanlarından birisi kabul ediliyor.

Bu meydanı Avrupa’da ki diğer meydanlardan farklı kılan en büyük özellik üç mimari tarzı olan barok, gotik ve Louis XIV’nin bir arada kullanılmış olması imiş. Meydanı çevreleyen sokaklara yiyecek içecek isimleri verilmiş. Bunun nedeni ise bu meydan yapılırken burada yiyecek içecek satışının yapılması imiş. Meydan genel olarak gece gündüz her zaman çok kalabalık olması ile zihinlerde yer alıyor. Burada normal zamanlarda konser ve sosyal, kültürel organizasyonlar için kullanılıyor. Çevresinde çok sayıda otel, restoran, kafe var. Bizler için yine burada dikkat çeken bir başka özellik ise bu restoranların, kafelerin, büfelerin nerede ise tamamını Türk ve Yunanlılar çalıştırıyor.

BURASI ÖZÜNDE BİR ÇİÇEK PAZARI

Grand Place ile adeta bütünleşen başka bir karede burada çiçek pazarının kurulması. Ama dedik ya biz bu meydanda iken tek bir çiçek satıcısı vardı. Tabii fiyat olarak da biraz pahalı olan çiçeklerden alamayabilirsiniz. Ya da almayı kendi memleketimizde ki çiçek fiyatlarını düşünüp “enayilik” sayabilirsiniz. Ama bizim sizlere tavsiyemiz burada bol bol çiçeklerle fotoğraf çektirin.

Bu meydanda tarih olarak ise 15. yüzyıldan kalma Hotel Ville, kral evi olarak bilinen Maison du Roi, Le Renard lonca evi, Ağustos ayında 5 günlük bir sergide düzenlenen Tapis de Fleurs çiçek halısı, neoklasik Maison des Ducs de Brabant, tekneciler loncası Le Cornet bulunuyor. DEVAM EDECEK