Ramazan'ın ışığında: Günün ayeti, hadisi, manisi, duası ve oruç ilmihali
On Bir Ayın Sultanı Ramazan geldi! Müslümanlar için büyük bir manevi anlam taşıyan bu mübarek ay, sadece oruç tutmakla sınırlı kalmayıp, ibadet, paylaşım ve huzur dolu bir zaman dilimi sunuyor. Ramazan ayının bereketini daha iyi idrak edebilmek için her gün bir hadis ve bir ayet paylaşarak orucun hikmetini anlamaya çalışacağız. Ayrıca, Kur’an’dan sureler, Ramazan’a özel maniler ve oruç ilmihali bilgileriyle bu kutlu ayın ruhunu hep birlikte yaşayacağız. İşte bugünün hadis ve ayeti...
Konya İçin İftar Vakti: 19.00
KURAN’DA SURELER
Fussilet Suresi
Mekke döneminde inmiştir. 54 âyettir. Sûre, adını üçüncü âyette geçen ve Kur’an âyetlerini niteleyen “fussilet” ifadesinden almıştır. “Fussilet”, “genişçe açıklandı” demektir. Sûre, ayrıca “Hâ Mîm es-Secde” diye de anılır. Sûrede başlıca hakka davet, batılda ısrar edenlerin uyarılması, vahyin insanlar üzerindeki ahlâkî ve manevî etkileri konu edilmektedir.
Şûrâ Suresi
Mekke döneminde inmiştir. 53 âyettir. Sûre, adını 38. âyette geçen “Şûrâ” kelimesinden almıştır. Şûrâ, danışma demektir. Sûrede başlıca müslümanların işlerini kendi aralarında danışma yoluyla yürüttükleri, ayrıca kâinatta Allah’ın birliğini gösteren deliller ve kıyamet gününün hâlleri konu edilmektedir
Zuhruf Suresi
Mekke döneminde inmiştir. 89 âyettir. Sûre, adını 35. âyette geçen “Zuhruf ” kelimesinden almaktadır. Zuhruf; yaldız, mücevher, dünya hayatının geçici menfaati anlamlarına gelir. Sûrede başlıca tevhit, iman ve vahyin getirdiği hakikatler ile insanların bu hakikatlere ters düşecek şekilde sırf geçici dünya menfaatlerine bağlanarak sergiledikleri çelişki vurgulanmakta, batıla karşı çıkan ve hakkı tutan şahsiyetler olarak İbrahim, Mûsâ ve İsa Peygamberlerden söz edilmektedir.
Duhân Suresi
Mekke döneminde inmiştir. 59 âyettir. Sûre, adını onuncu âyette geçen “duhân” kelimesinden almıştır. Duhan, duman demektir. Sûrede başlıca, Kur’an’ın indirilişi, müşriklerin ona karşı tutumu, Firavun ve halkının başlarına gelen azaplar, Kureyş’in Hz. Peygamberi yalanlaması, iyilerin ve kötülerin karşılaşacakları akıbet konu edilmektedir.
GÜNÜN HADİSİ
Allah buyurdu ki: "Ey Âdemoğlu! Günahın, bulutlar kadar olsa da istiğfar ettiğin takdirde günahının çok oluşuna bakmam, affederim." (Tirmizî, "Deavât", 109)
GÜNÜN AYETİ
Münafıklar Allah'a oyun etmeye kalkışıyorlar. Halbuki Allah onların oyunlarını kendi başlarına çevirmektedir. Onlar namaza kalktıklarında üşenerek kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar, Allah'ı da pek az hatıra getirirler.(Nisâ, 4/142)
GÜNÜN DUASI
Allah'ım! Nefsim ile şeytanın şerrinden ve şeytanın beni şirke sürüklemesinden Sana sığınıyorum. (Ebû Dâvud, "Edeb", 110)
RAMAZAN MANİSİ
Bir ekmek paylaş dostla,
Ramazan huzurla, dostlukla.
Kardeşlik yayılsın dünyaya,
Herkes katılsın bu duaya.
Bak geldi etli dolma
Çok yeyip göbek salma.
Üstüne bir kahve iç
Terâvihe geç kalma!
Orucu bozup hem kaza hem de kefâret gerektiren durumlar nelerdir?
Oruç, ibadet niyetiyle tan yerinin ağarmasından (fecr-i sâdık), güneş batıncaya kadar, yeme, içme ve cinsel ilişkiden uzak durmak demektir. Oruçlunun söz konusu yasak fiillerden uzak durması anlamındaki “imsak”ın ihlal edilmesiyle oruç bozulur.
Başlanan Ramazan orucunun aşağıdaki fiiller sebebiyle bozulmasından dolayı hem kaza hem de kefâret gerekir:
a) Cinsel ilişkide bulunmak. Oruçlu iken cinsel ilişkide bulunmak her iki taraf için de kaza ve kefâreti gerektirir.
b) Meşru bir mazeret bulunmaksızın, gıda veya gıda hükmünde olan ya da yenilip içilmesi mutat bir şeyi bilerek yemek ve içmek Hanefîler'e göre kaza ve kefâreti gerektirir (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, 2/409-411). Şâfiîlere göre ise bu durum sadece kazayı gerektirir (Şirbînî, Muğni’l-muhtâc, 2/177-178).
Şek günü (Şaban ayının sonuna gelip, Şaban’dan mı yoksa Ramazan’dan mı olduğunda şüphe edilen gün) oruç tutmak mekruhtur. Hz. Peygamber (s.a.s.) Ramazan’ı bir veya iki gün önceden oruç tutarak karşılamayı yasaklamıştır (Buhârî, Savm, 14 [1914]; Müslim, Sıyâm, 21 [1082]).
İki veya daha fazla günü, arada iftar etmeksizin birbirine ekleyerek oruç tutmak mekruhtur. Buna visal orucu (savm-i visal) denir. Hz. Âişe’nin belirttiğine göre Hz. Peygamber (s.a.s.) visal orucu tutmalarını yasaklamış; kendisinin bu şekilde oruç tuttuğu hatırlatılınca da “Ben sizin gibi değilim; beni Rabbim yedirir, içirir.” (Müslim, Sıyam, 61 [1105]) diye cevap vermiştir.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.