Rumeli Anadolu, Anadolu Rumeli’dir

Rumeli Anadolu, Anadolu Rumeli’dir
 Muhabir
Yahya Kemal’in Üsküp sevgisi, şehrin Osmanlı mirası, kültürü, insanı ve estetiğiyle kaybolmayan tarih bilincini ve ruhunu yansıtıyor.

Yahya Kemal’in Yitik Şehri Üsküp’ü yazmaya devam ediyoruz. Üsküp’ü görüp de duygulanmamak, Osmanlıyı koklamamak, Vardar Nehrinde ağlamamak, Kosova’ya yanmamak elde değildir. Maya Dağından kalkan kazların Vardar Ovasına oradan da Vardar Nehrine konduğu yerdir Üsküp. Maya Dağının tek yıldızı olan genç kız, annesinin tek kuzusu olmakla dert yanarken, Üsküp’ü terk eden Türkün tarihine, kendi bahtına ağlarken, Vardar kıyısında bu türküyü rüzgâr fısıltılarında duyarsınız.

skup-3-1-001.jpg

skup-3-2-001.jpg

Yahya Kemal’in, Üsküp'ün en mübarek tepesi olarak andığı, tüm güzelliği ve ihtişamıyla bugüne kalan Sultan Murat Camii’nin bulunduğu yer, şairin gözünden kadim Üsküp’ü anlatır. İşte o tepeden kalkar bütün sessiz gemiler. Dönülmez akşamın ufku en güzel o tepeden seyredilir. Vardar Nehri önünden akan kale burçlarından nehrin her iki yakasını seyretmek, sanki Osmanlı tarihi önümüzden akıyor.

Türk Üsküp’ün ruh mimarları İsa Bey ve İshak Beyler şehri buradan selamlar. Âmin alayları, Selanik treni, bayram sabahları, Rakofça kırları ve kaybolan bir şehrin son sözleri kalır geriye. O kadim Üsküp kaybolsa da Yahya Kemal yaşadıkça, bir imkân ve mana olarak tarihi varlığını ebediyen sürdürecektir.

skup-3-3-001.jpg

Kaybolan Şehir

Üsküp ki Yıldırım Bayazıd Han diyarıdır. Evlâd-ı Fâtihân’a onun yadigârıdır.

Üç şanlı harbin Arş’a asılmış silâhları. Parlardı yaşlı gözlere bayram sabahları.

Kalbimde bir hayâli kalıp kaybolan şehir! Ayrılmanın bıraktığı hicran derindedir!

Çok sürse ayrılık, aradan geçse çok sene. Biz sende olmasak bile, sen bizdesin gene.

skup-3-4.jpg

Yahya kemal o kadar içine sindirmiş ki Üsküp’ü, oradan ve Ondan ayrılmak kelimelerle zor ifade edilir. Gerçekten gezerken Üsküp içinde sanki bir sokakları daha derli toplu, daha temiz bir Orta veya Batı Anadolu kasabalarından birinde seyahat ediyorsunuz. Kime selam verseniz alıyor, kime gülümseseniz karşılık veren insanı arasında olmak. Onlar da bizim gibi dostlarıyla el ele, kol kola, omuz omuza atarak geziyorlar. Aslında bu Avrupa ülkelerinin çoğunda yanluş anlaşılır, yanlış yorumlanırsa da bu davranış Türk’e haz, Bize mahsus bir davranış biçimi, dostluğun da nişanesi sayılır.

Sokakta genç 2 çifte rastlıyoruz. Modern görünüşlü 2 genç aile. Şuradan buradan derken; hayretlerini gizleyemeyip “Abi çok yer gezdikse de burası çok başka, bizi çok etkiledi; neler kaybettiğimizi daha iyi anladık, tarih şuurumuzu diriltti” dediler.

skup-3-5-001.jpg

Levhasında Türkçe Türk yemekleri-aşevi yazan yere giriyoruz. öğle vakti olduğu için salon tamamen dolu. Yan masada iriyarı sarışın 2 çocuklu bir aile yemek bekliyor. Şöyle bir bakıyorum ve merhaba ile selamlıyorum. Merhaba diye gülerek karşılık verse de İngilizce ben Sırp’ım, İngilizce biliyorum” diyor. Üsküp’ün Güney bölümünden Türk yemeklerini çok seviyormuş har hafta buraya ailesiyle beraber yemeğe gelirmiş. Sempatisi ve sıcaklığı ile bile bizden biri gibi.

Osmanlı idaresinde 523 yıl kalan Üsküp, Balkan harbiyle 1912 de ayrılır. Bu süre içinde 130 cami ve mescit, 10 han, 12 hamam, 20 türbe, 1 saat kulesi, 2 çeşme ve binlerce Türk mimari tarzıyla evler yapılır. Yahya Kemal boşuna “yalnız bizimdi, çehre ve ruhiyle bizimdi o” dememiştir.

Yahya Kemal, bu diyarın rüzgârı, suyu ve havasıyla büyümüş, O da Üsküp gibi kültürümüzün mühim bir yapı taşı olmuştur. Zira şehir ve insan arasındaki göbek bağı, şehrin insanı ve özellikle sanatı ve estetiği besleyen yapısı inkâr edilemez. Medeniyetinin ve tarihinin ruh kökünü arayanlar Üsküp’e gidip samimiyeti, kültüre bağlılığı, asaleti; medeniyeti ve toplumda yeniden dirilişteki nezaketi ve zarafeti mutlaka görmelidir.

skup-3-8.jpg

Bizden ayrılalı 100 seneyi geçmiş olmasına, devamında onlarca istila ve savaşlar görmesine rağmen bozulmamış kültürü ve mimarisi ve insan yapısı ile kendini, iç dünyasını korumasını bilmiş sağlam bir mirasın model temsilcisi. Bu özel kültürü anlamsız ve ne demeye, dar bir alanda sıkıştırılmış onlarca gölgesini, heykellerin kendileri bozamamış görülüyor.

skup-3-6-001.jpg

Osmanlıdan kalma Şairin dediği gibi: biz sende olmasak bile, sen bizdesin gene.

Özetle; Rumeli Anadolu, Anadolu Rumeli. Bu kayba yanmayana bilmem ki ne demeli.

Kaynak:Pusula Haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.