Şeyma Sarı ve kardeşini öldüren sanık hakim karşısında

Şeyma Sarı ve kardeşini öldüren sanık hakim karşısında
Selçuklu’ da öğretmen Şeyma Sarı ile kız kardeşi Tuğba Sarı'yı öldüren tutuklu sanık Muzaffer Canpolat, hakim karşısına çıktı

Konya 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, tutuklu sanık Muzaffer Canpolat, sanık Mustafa Kaya, öldürülen kız kardeşlerin anneleri Hacer Sarı, babaları Burhanettin Sarı ve taraf avukatları katıldı. Anne Hacer Sarı, Muzaffer Canpolat'ın olaydan önce uzun bir süre 25 yaşındaki öğretmen kızı Şeyma'yı takip ettiğini söyledi.

“SÜREKLİ BANA BAKIYOR GİBİ HİSSEDİYORUM”

Şeyma'nın, sanıkla ilgili kendisiyle dertleştiğini anlatan anne Hacer Sarı, "Şeyma, komşumuz olan sanığın bazı tavırlarını fark etmiş ve benimle konuşmuştu. Bu şahıs için, 'Anne sürekli bana bakıyor gibi hissediyorum. Rahatsız oluyorum. Sabahın köründe beni takip ettiğini görüyorum' demişti. Ben de bu şüphelerin doğru olabileceğinden endişelenince, sanığın kapısını çaldım. Bu tür hareketlerin yanlış olduğunu söyledim. Uyarmaya çalıştım. Sanık Muzaffer bana, kendisine iftira attığımı söyledi." diye konuştu. Hacer Sarı, bu olayın ardından endişeleri arttığı için sabahları işe giden kızını dolmuşa bırakmaya başladığını belirtti. Bir gün sanık Muzaffer Canpolat'ın erken saatlerde, Şeyma Sarı'dan önce apartman ayrıldığını dile getiren Hacer Sarı, "O gün sanığın erkenden işe gittiğini düşünerek, Şeyma'yı bırakmak için çıkmadım. Şeyma kendisi gitti ve bir süre sonra, dolmuştayken bana şahsın da dolmuşta olduğuna dair bir mesaj attı. 'Kızım hemen in' dedim. Şeyma dolmuşu durdurup inmiş, ardından gelen ilk dolmuşa bindiği için sanık kendisini takip edememiş.' Bir süre bu tür olayları yaşamaya devam ettik." ifadelerini kullandı.

“BİRŞEY DEMEDEN SİLAHLA ATEŞ ETTİ”

Olay günü her şeyin çok kısa bir süre içinde gerçekleştiğini anlatan Sarı, "Küçük kızımla evden çıkıyorduk. Kapıyı kapattım ve arkamı döndüm. Ben daha bir şey demeden arkamda beliren sanık silahla ateş etti. Gerisini hatırlamıyorum." dedi. Duruşma salonuna tekerlekli sandalyeyle gelen anne Hacer Sarı, olay günü sanığın kendisine de ateş ettiğini, tedavisinin sürdüğünü söyledi.

“EVİMİ DİNLİYORLARDI” İDDİASI

Tutuklu sanık Muzaffer Canpolat, hakkındaki suçlamaları kabul etmedi.  Olaydan önce iki kız kardeşin ve annelerinin tavırlarının kendisini rahatsız ettiğini öne süren Canpolat, "Evimi dinliyorlardı. Gizlice evime girip çıkıyorlardı. Duvarıma vuruyorlardı, öksürüyorlardı. Psikolojim bozulmuştu. Hatta bununla ilgili 4-5 ay önce psikolojik tedavi görmüştüm. Yine bir süre tatile gittim. Döndüğümde perdenin kornişi sökülmüş, sineklik kırılmıştı. Ben de bu konuyu konuşmak için yanlarına gitmiştim. 'Sizinle konuşacağım' dedim. Anneleri beni itekleyince ben de silahımı gösterdim." dedi.

“AMACIM TAVIRLARINA GÖRE HAREKET ETMEKTİ”

 Mahkeme Başkanı bunun üzerine sanığa, "Konuşmak için gittiysen neden yanında silah götürdün?" diye sordu. Sanık Canpolat, "Silahı yanıma almaktaki amacım, onların bana karşı tavırlarına göre hareket etmekti. Konuşmak için gittiğimde Şeyma ve Tuğba içeri girdi. Anneleri Hacer de beni itekledikten sonra neler olduğunu hatırlamıyorum. Olay nedeniyle çok pişmanım." ifadesini kullandı. 

“BİRŞEY DANIŞACAKTIM

Olayın yaşandığı binada ikamet eden tanıklardan Remzi D. ise kız kardeşlerin babaları Burhanettin Sarı'yla bir yıl kadar önce, sanıkla ilgili konuştuklarını söyledi. Baba Burhanettin Sarı'nın o sıra Şeyma'yı takip ettiği gerekçesiyle Canpolat'a kızgın olduğunu anlatan Remzi D, şöyle devam etti:

 

"Ben 'yanlış anlaşılma olmuştur' diyerek Burhanettin Sarı'yı sakinleştirmeye çalıştım. Bu durumu Muzaffer'e sormak için eşimle birlikte evine gittim. Şahsa, Şeyma öğretmeni neden takip ettiğini sorduk. 'Şeyma'ya bir şey danışacaktım. O kültürlü ve okumuş olduğu için' dedi. Ben yine de yaptığının yanlış olduğunu söyleyince inkar etti."

Mahkeme heyeti, Canpolat'ın tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.

“VAHŞİCE İŞLENMİŞ CİNAYETLERDEN BİRİSİ”

Öte yandan, duruşma sonrası basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Sarı ailesi avukatı Ferit Atalay, şunları kaydetti: "Bu cinayet, Türkiye'de sonu gelmeyen, bitmeyen, tükenmeyen kadın cinayetlerinin tipik bir örneği. Belki de en vahşice işlenmiş cinayetlerden birisi. Bu davayı baştan sona kadar izleyeceğiz. Bu davada verilecek kararın, Türkiye'deki kadın cinayetlerinin önlenmesine katkı sağlamasını istiyoruz. Mahkemenin bu konuda en doğru kararı vereceğini biliyoruz. Sanık bugünkü duruşmada akli melekelerinin yerinde olmadığı görüntüsünü vermeye uğraşmıştır. Ancak sanığın yargılamanın tüm aşamalarında verdiği ifadeler birbiriyle çelişik değildir, son derece nettir, açıktır, tasarlamıştır, kurgulamıştır. Bu suçu işlerken adım adım planını uygulamıştır. İki kişiyi öldürdüğü için 2 kez müebbet hapse mahkum olacaktır. Anneyi öldürmeye teşebbüs ettiği için yaralamaktan, ayrıca konut dokunulmazlığını ihlal suçundan, ayrıca ateşli silahlar yasasına aykırı davranmaktan da ceza alacaktır."

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.