Şimdiki nesil çok zeki

Şimdiki nesil çok zeki
Her gün bir hafızımıza yer verdiğimiz sayfamızda Hafız Ahmet Okur ile bir söyleşi gerçekleştirdik.

Şimdiki nesli daha zeki bulduğunu ifade eden Hafız Ahmet Okur, “Kendimizle kıyasladığımızda biz örneğin 1 sayfayı yapmak için saatler uğraşırken şimdiki nesilde nasıl bir zeka var yarım saatte, 20 dakika ezberliyorlar. Yalnız bizim zamanımızdaki gibi bu işleri sevmek ve sarılmak şimdiki çocuklarımızda yok” dedi.

dsc-0996.jpg

Arapçada korumak, ezberlemek manasındaki hıfz kökünden türemiş bir sıfat olan hâfız, Kur`ân`ı Kerim`i ezberleyen ve hafızasında koruyan kişidir. Peygamber Efendimiz (SAV)’in çeşitli hadislerinde kendilerinden güzel sözlerle bahsettiği hafızlar Ramazan ayı programları çerçevesinde gazetemize konuşarak hafızlığı anlatmaya devam ediyorlar. Her gün bir hafızımıza yer verdiğimiz sayfamızda Hafız Ahmet Okur ile yaptığımız söyleşi şu şekilde:

Kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

Adım Ahmet Okur. 1977 Konya doğumluyum. Hafızlığımı ve imam hatip lisesini Konya’da bitirdim. Bir dönem özel sektörde görev yaptıktan sonra Diyanet camiasına giriş yaptık. Daha sonra lisans, yüksek lisans çalışmalarını bitirdim. Şuan doktora çalışması yapıyorum. Aynı zamanda Diyanet’in açmış olduğu tasnif kursunu ve aşere takrip tayyibe kursunu bitirerek ‘kurra’ unvanını elhamdülillah elde ettik. Son 3-5 ay öncesinde de uzman Kur’an kursu öğreticisi olarak uzmanlığımızı aldık. Yaklaşık 1 yıldır da Esader Valide Sultan Külliyesi’nde görev yapıyorum.

Kaç yaşında hafızlığa başladınız?

Bizim dönemimizde ilkokul 5 seneydi. İlkokuldan sonra hafızlığa başladım. Hafızlık eğitimimim 3 yıl sürdü.

Hafızlık eğitimini nereden aldınız?

Karatay Müftülüğü’ne bağlı İrfaniye Kur’an Kursu ve Meram Müftülüğü’ne bağlı Seyrantepe Kur’an Kursu’nda aldım.

Kur’an’ı ezberlerken nasıl bir yöntem uyguladınız?

Klasik Selçuklu ve Osmanlı döneminden bu yana süregelen yöntem ile ezberledim. Her cüzün son sayfasından cüz cüz giderek, daha sonra en başa dönüp 19 ile 20’inci sayfayı bu sefer beraber götürerek sona gelinir.

Sizden farklı yöntem kullanarak hafızlık yapan arkadaşlarınız var mıydı? Varsa ne tür bir yöntem kullanıyorlardı?

Bizim dönemimizde yoktu. O dönem Arabistan’dan gelen bir arkadaşımızdan duymuştuk. Direk Fatiha suresinden başlayıp Nas suresinden çıkarak ezberleme yöntemini duymuştuk ama Türkiye’de uygulanabilirliği yoktu.

dsc-1000.jpg

Neden hafız olmak istemeliyiz?

Öğrencilerimize de her zaman dediğimiz gibi hafızlık hem bu dünyanın garantisi hem öbür dünyanın garantisi. Kendimden örnek verecek olursam 28 Şubat mağdurlarındanım. İlahiyat veya diğer fakültelere gidemedik. İş tercihlerinde müracaat ettiğim yerde 5-6 tane muhasebe bölümü arkadaş varken hafızlığımızdan dolayı o dönemki patronumuz bu hafız dedi ve tercih etti. Bu maddi tarafı. Eğer manevi tarafından bakacak olursak bugün nereye gidersek gidelim bizden yaşça büyük olan insanlar hafızmış diye bize saygı ve sevgide elhamdülillah kusur etmiyorlar. Şahsımıza değil bizim sahip olduğumuz, üzerimizde taşıdığımız Kur’an’a hürmeten.

Hafızlıkta başarının formülü nedir?

Çalışmaktır. Yüzünden iyi ve kaliteli okumak. Yüzünden okumak eşittir hafızlık. Ne kadar iyi yüzünden okursanız o kadar hızlı ezberlersiniz. Ne kadar hızlı ezberlerseniz sizin için şevk, aşk ve bu işe sarılmak daha da artar.

Hafızlığın insan davranışlarındaki etkileri nelerdir?

Kur’an’ın ağırlığı da üstünüzde olduğu için çok fark ediyor. Gene kendimden örnek verecek olursam. Genç olduğum dönemlerde dedem hafız oldum diye bir araba almıştı. O araba ile gezerken mahalleye girdiğimizde yada bizi tanıyan bir muhite girdiğimizde hafızlıktan dolayı o ses kısılırdı. Hafızlığın ağırlığı bizim üzerimizde olmak zorunda. Bu bizi ticari, sosyal ve eğitim alanları gibi her yerde bize artı sağlıyorsa bunun hakkını vermek tabi ki bizim üzerimize vazifedir.

Hafızlık sürecini etkileyen faktörler nelerdir?

Hafızlığını ben 3 ayaklı saca benzetirim. Bir ayağında ebeveyn, bir ayağında hoca, son ayakta da hafız adayı vardır. Bu 3’ü sağlam olduğu müddetçe nasıl sacın üzerindeki kazan dökülmezse, düşmezse o hafızlık da o derece sağlam olur. Olumsuz etkileyen yönlere bakacak olursak en son dönemlerde malumuz pandemi süreci. Online eğitim olması, çocuklarla diz dize, göz göze, yüz yüze sema ve arz yönetiminin uygulanamaması tabi ki olumsuz etkiledi. Onun sıkıntılarını biz halen çekiyoruz. Yine anne ve babanın bu işi sadece istemesi ile bu iş olmuyor. Üzerine düşenler neyse aile de yerine getirmek zorunda. Hoca etkeni de aynı şekilde. Hoca istediği kadar etiket sahibi olsun bu işi bilmedikten sonra, hafızlık nedir görmedikten sonra sonuç fiyaskodur.

Hafızlar arasındaki nasıl farkını nasıl görüyorsunuz?

Şimdiki nesil çok zeki. Kendimizle kıyasladığımızda biz örneğin 1 sayfayı yapmak için saatler uğraşırken şimdiki nesilde nasıl bir zeka var yarım saatte, 20 dakika ezberliyorlar. Yalnız bizim zamanımızdaki gibi bu işleri sevmek ve sarılmak şimdiki çocuklarımızda yok. Onlara da çok görmüyorum. Tablet, telefon, bilgisayar, sosyal şartlar gibi birçok imkan var. Bizim bir şeyimiz yoktu. Biz anca sokakta çıkar top, bilye oynardık. O da sınırlı süre. Şimdi çocuklar hafta sonu oynasalar dahi etkileri 1 hafta boyunca devam ediyor.

Hafızlık eğitimi aldığınız veya verdiğiniz döneme ait hiç unutmadığınız bir anınız var mı?

Elhamdülillah ben hiç dayak yemedim ama atılan dayakları hiç unutamadım. Şuan meslektaşım olan arkadaşımın yediği dayağı gördükten sonra ben korkar ders yapardım.

Daha iyi hafızlık için öneri veya teklifleriniz nelerdir?

Proje okulları ile birlikte verebileceğimiz bir tavsiye olacaksa eğer idaresiyle, ailesiyle, hocasıyla, çocuğuyla bu bir süreçtir. Bu sürecin baştan belirlenip oturtulması lazım ki hedefe rahat ve keyifle ulaşabilelim. Bu saydıklarımızdan eğer bir tanesinde eksiklik olursa bu bütün taraflar için maalesef çileye dönüşüyor ve sonuca ulaşamadan hüsrana doğru gidiyor.

Ramazan ayı sizin için ne ifade ediyor?

Ramazan ayı bizim için yoğun bir meşgale. Hani çiftçinin hasat zamanı gibi bizim hasat zamanımızda Ramazan’dır. Yoğun ve yorucu bir süreç olsa da keyif alarak yaşadığımız bir dönem.

‘Nerede o eski Ramazanlar’ diye başlayan cümleler kurulur hep günümüzde. Eski Ramazanları arıyor musunuz?

Eski Ramazanlarda olan samimiyet maalesef şimdi yok. Aile içerisinde kardeşler arasında dahi olsa, bizim 30 yıl önceki çocukluğumuzun Ramazan aylarındaki samimiyet şimdi yok. Apartman, mahalle komşuları değil, diğer mahalle komşuları ile beraber camilere gidilir. Camiler doldurulur. Camilerde akide şekerleri, gofretler, sütler dağıtılırdı. Sahura kadar devam eden bir neşe ortamı oluşurdu. Şimdi onların hiçbiri yok. Camilerin dışarısında musafahalar kalmadı. Geçmişe özlem duyuyoruz. ( Mehmet Günnar )

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.