Toplumda "idam cezası" talepleri giderek artıyor

Türkiye son dönemde artan cinayetler, vahşete varan ölümler, toplumda idam taleplerini artırdı. Haber kanallarında sokak ortasında öldürülen insanlar, parçalanıp dolaplara konulan cesetler, "önüme ilk çıkanı öldürecektim" deyip cana kıyan cana kıyan caniler toplumda derin endişeye yol açıyor.

CUMHURBAŞKANI BAŞDANIŞMANI OKTAY SARAL: "ALÇAKLAR İÇİN YAŞASIN İDAM

Esenyurt'taki bir tekel bayide yaşanan saldırı sonrası açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral idam istedi.

Saral, kendi Twitter hesabında yaptığı paylaşımda cinayet zanlısı Mete Özer'i etiketleyerek "Bu namussuz için ve onlara ortaklık eden alçaklar için yaşasın idam. Kısasta hayat vardır aksi halde ailelerin yüreği soğumaz" ifadesini kullandı.

Bu namussuz için ve onlara ortaklık eden alçaklar için yaşasın İDÂM..!Kısasta Hayat vardır aksi halde ailelerin yüreği soğumaz. pic.twitter.com/L2z87hGwYE

— Oktay SARAL (@oktay_saral) July 30, 2023

AYET AÇIK: "KISASTA HAYAT VARDIR

Geçtiğimiz günlerde oğlu vahşete kurban giden Milli Gazete yazarı, Kur'-anı-ı kerim'dek ilai buyurk Bakara Suresİ'nin 179. ayeti kerimesi, "Ey selim akıl sahipleri, kısasta sizin için hayat vardır, umulur ki (bundan ibret alır, katl gibi kötülüklerden) korunursunuz"u paylaşarak, "Bu cani için idam ve kısas istiyorum. Başka hiçbir ceza yüreğimi ferahlatmaz." ifadelerini kullandı.

Yine "Vahiy geldi ve ben de bıçaklayarak öldürdüm" diyen bir şahıs tarafından suçsuz yere öldürülen HÜDA PAR Adana İl Sekreteri Sacit Pişkin için de sosyal medyadan idam talepleri dile getirildi.

ONLARCA SUÇ KAYDI OLANLAR; KATİLLER SOKAKLARDA

Öte yandan işlenen cinayetlerin bir çoğunda faillerin onlarca suç kaydının olması ortak nokta olarak dikkat çekiyor. Bazı cinayetlerde ise failin ikinci, üçüncü kez cinayet işlemesi ceza kanunlarının yeterliliğini de sorgulanmasına neden oluyor.

Amerika Birleşik Devletleri, Japonya, Güney Kore, Tayvan ve Singapur, Rusya gibi bir çok ülkede uygulanan idam cezası, suçsuz yere öldürülen insanlar için "temel bir insan hakkı" olarak değerlendiriliyor.