Trump'ın iş dünyasından başkan adaylığına yolculuğu

Trump'ın iş dünyasından başkan adaylığına yolculuğu
ABD'de başkanlık yarışının sıra dışı isimlerinden Donald Trump, Cumhuriyetçi Parti'ye dışarıdan gelerek partili rakiplerini ön seçim sürecinde arkada bırakmayı başardı- Daha önce siyasi kariyeri olmadan başkanlığa bu denli yaklaşan Trump, şimdiden ABD baş

WASHINGTON (AA) - HAKAN ÇOPUR - ABD'de başkanlık yarışının sıra dışı isimlerinden Donald Trump, Cumhuriyetçi Parti'ye dışarıdan gelerek partili rakiplerini arkada bıraktı ve ABD siyasetinde 60 yılın ardından "siyasi kariyeri olmaksızın başkanlığa bu denli yaklaşan ilk aday" olmak için gün sayıyor.

ABD'de 58. başkanlık seçimlerinin yapılacağı 8 Kasım tarihi yaklaşırken Cumhuriyetçi Parti'de tek aday adayı olarak kalan Trump, parti dışından gelerek partili rakiplerini saf dışı bırakmasıyla şimdiden tarihe geçmiş gözüküyor.

Seçim takviminde geri kalan 7 eyaletteki ön seçimlere "prosedürü" tamamlamak üzere girecek olan Trump, şimdiye kadar 43 eyaletin 29'unu kazandı ve toplamda bin 135 delegeyi hanesine yazdırdı.

Özellikle Müslümanları, azınlıkları ve kadınları "aşağılayan" söylemlerinin yanı sıra kamu ve ekonomi yönetimiyle ilgili sert sözleri sebebiyle tepki toplayan ünlü iş adamı, Cumhuriyetçilerin şimdiye kadarki ön seçimlerinde en fazla oyu toplayan aday adayı olunca, parti liderlerini "ne Trump'la ne Trump'sız" ikileminde bıraktı.

Ancak kasım ayında Beyaz Saray'ı Demokratların 3. dönemine bırakmak istemeyen Cumhuriyetçi liderler, bazı söylemlerinden hoşlanmasalar da Trump ile bir orta yol bulma yaklaşımını benimsemiş gözüküyor. Aday adaylığını açıkladığında çok az kişinin şans verdiği Trump, bugün Cumhuriyetçi Parti liderlerinin uzlaşma zemini aradıkları güçlü bir siyasi figür haline geldi.

Cumhuriyetçilerin kontrolündeki Temsilciler Meclisi'nin Başkanı Paul Ryan ile Trump arasında çarşamba günü gerçekleşen ilk görüşmenin "çok başarılı" geçmesi, şimdiye kadar köprünün zıt taraflarında duran iki siyasi figürün ortada buluşacakları yorumlarına neden oldu.

Trump ile parti elitleri arasındaki "türbülansın" yakın zamanda sona ermesi beklense de parti dışından gelen bir adayın Cumhuriyetçi Parti'deki taşları yerinden oynatması ve partide adeta bir "bölünmeye" sebep olması, ABD siyasetinin son aylardaki ana tartışma konularından biri haline geldi.

- Trump nasıl bu noktaya gelebildi?

Geçtiğimiz yıl haziran ayında aday adaylığını açıkladığı zaman Trump'a başkanlık için şans veren kişi sayısı oldukça azdı. Daha önce Kongre'de vekil veya eyalet valiliği gibi devlet tecrübesine sahip olmamasının yanı sıra emlak sektöründen kazandığı para ve televizyon şovmenliğinden elde ettiği ünü ile bilinen Trump, partinin başkan adayları arasında ilk üçte bile değildi.

Ancak ön seçimlerin başlamasıyla kısa sürede rakiplerinin önüne fırlayan Trump, 1 Mart'taki ilk Süper Salı'da 11 eyaletin 7'sinde kazandı. 15 Mart'taki kritik Florida-Ohio dönemecinden Florida'yı alarak yola devam eden Trump, New York'un ardından 26 Nisan'da 5 eyaletin tamamını kazanınca seçmenin 1 numaralı tercihi olarak rüzgarı arkasına almıştı.

Cumhuriyetçilerin 2012 seçimlerinden sonra ön seçim kurallarında yaptıkları ve önde olan aday adayına yarayan seçim sistemi de Trump'ın işini kolaylaştırdı. 15 Mart'taki kritik Florida ve Ohio ön seçimlerinden itibaren birçok eyalette kazanan adayın tüm delegeleri (winner-take-all) ve çoğunu aldığı (winner-take-most) sistemle yola devam edildi ve bu sistem en çok da Trump'a avantaj sağladı.

Trump'ın güçlü rakiplerinden eski Florida Valisi Jeb Bush 20 Şubat'ta, Florida Senatörü ve parti liderlerinin "favori aday adayı" Marco Rubio 15 Mart'ta, Teksas Senatörü Ted Cruz ile Ohio Valisi John Kasich ise 3 Mayıs'taki Indiana ön seçimlerinin hemen ardından yarıştan çekildiler.

Bu isimlerin tamamının önemli düzeyde Cumhuriyetçi Parti içinde farklı kademelerde siyasi kariyerleri ve devlet tecrübeleri varken dışarıdan gelen bir aday adayının seçmenden bu denli oy alması, 2016 başkanlık seçimlerinin sıra dışı istatistiklerinden biri olarak not edildi.

- 11 milyon oy alan Trump'a rakipleri de "yardım etti"

"Real Clear Politics" adlı ABD'nin önde gelen siyasi analiz sitesinde Trump'ın, şu ana kadar 11 milyona yakın Cumhuriyetçi seçmenin oyunu aldığı belirtiliyor. Bu rakam ile 2000 yılında 10,8 milyon oy alarak rekor kıran George W. Bush'u geride bırakan Trump, birçok konudaki "negatif söylemine" rağmen Cumhuriyetçi seçmenin desteğini kazanmış gözüküyor.

ABD'de yükselen İslamofobi dalgasını kendi seçim "malzemesi" olarak kullanan Trump, dış politikada "ABD'nin dünyanın polisi olmaması gerektiğini" savunuyor ve uluslararası ticaret anlaşmalarına karşı duruşu ile biliniyor.

Bu konuların Cumhuriyetçi seçmenin en azından belli bir bölümünde karşılık bulduğu ve Trump'a oy olarak döndüğü değerlendirmesi yapılıyor.

Ancak yine de Trump'ın, önceki seçimlere kıyasla daha düşük bir oranla başkan adaylığına yürüdüğü sonucu da gözardı edilmemesi gereken bir konu olarak görülüyor. 7,3 milyon oy alan Cruz, 3,8 milyon oy alan Kasich ve 3,4 milyon oy alan Rubio, esasen kendilerinden önce Trump'a "çalışmış" oldular.

Ön seçimlerle ilgili istatistiklere bakıldığında tüm Cumhuriyetçi seçmen oylarının en azından 4'e bölünmesinin en çok Trump'a yaradığı görülüyor. Cumhuriyetçi seçmenlerin yüzde 40'ından daha azının oyunu almasına rağmen ünlü iş adamı, partinin başkan adayı olmaya çok yakın.

Indiana'nın ardından yarışta yalnız kalan Trump, çok uzun yıllar sonra parti dışından gelerek ve hiçbir siyasi kariyeri olmaksızın başkan adaylığını alacak ilk isim olmaya oldukça yaklaşmış durumda.

- 60 yıldan sonra bir ilk

Siyasi bir kariyeri olmaksızın başkan seçilen son kişi, 1953 yılında koltuğa oturan Dwight Eisenhower idi. Ancak Eisenhower'ın bile 2. Dünya Savaşı'nda ABD ordusunda aldığı görevler vardı. Siyaset tecrübesi olmaksızın başkan seçilen diğer kişi olan ABD'nin 31. başkanı Herbert Hoover da başkan olmadan önce mühendislik yapıyordu.

Birçok otel ve kumarhanesi olan emlak milyarderi Trump ise herhangi bir siyasi kariyerinin olmamasının yanı sıra mesleki anlamda da önceki tüm başkanlardan önemli ölçüde ayrışıyor.

Cumhuriyetçi Parti liderleriyle son günlerdeki teması artan Trump'ın (beklenmedik bir sürpriz olmazsa) artık adaylığına kesin gözüyle bakılıyor ancak nihai olarak partinin başkan adayı 18-21 Temmuz'da Cleveland'da yapılacak kurultayda açıklanacak.

Bu durumda Demokratların başkan adayı olmak için gün sayan eski Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile sıkı bir mücadeleye girmesi beklenen Trump, ülke genelinde yapılan son anketlerde 5-6 puan aralığında geride gözüküyor.

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.