Türk iş dünyasının Afrika yaklaşımı: Sömürü değil ahi mantığı

Türk iş dünyasının Afrika yaklaşımı: Sömürü değil ahi mantığı
Türk Afrika İş Adamları Derneği Başkanı Akbulut:"Şu anda Türkiye ile Afrika arasında ticaret hacmi 21 milyar dolar. Afrika'da bu konuda 100 milyar dolar kadar potansiyel var""Afrika'nın birçok yerinde TİKA, Yunus Emre Enstitüsü ve Maarif Vakfı gibi kuruml

ANTALYA (AA) - MUHAMMED ŞEYH YUSUF - Türk Afrika İş Adamları Derneği (TABA) Başkanı Muhammet Fatih Akbulut, Türk iş dünyasının Afrika'da Avrupalı şirketler gibi sömürü mantığıyla değil, Osmanlı'dan gelen "ahi mantığı" ile faaliyet gösterdiğini, bunun da karşılığını gördüğünü belirtti.

Akbulut, AA muhabirine verdiği mülakatta, geçen yıl yapılması planlanan ancak Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi nedeniyle 2017'ye ertelenen Türk Afrika İş Zirvesi ve Fuarı (TABS), Türkiye ile Afrika arasındaki ticari ilişkiler ve Afrika'daki FETÖ yapılanmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Zirvenin, ekonomi ve dışişleri bakanlıklarından gelen talep üzerine ertelendiğini, yeni tarih olarak ise Eylül 2017'nin öngörüldüğünü kaydeden Akbulut, ancak kesin tarihin Cumhurbaşkanlığınca belirleneceğini ifade etti.

Akbulut, Afrika ve Türkiye için son derece önemli bir yeri olan bu zirveyi ertelemenin kendileri için zor bir süreç olduğunu anlattı. TABA Başkanı, "Bu zirve Türkiye ile Afrika arasında yapılacak en büyük organizasyon. Daha önce Afrika’dan çok sayıda devlet başkanını misafir ettik. 13-14 Afrika ülkesinde basın lansman toplantıları gerçekleştirilip sunumlar yapıldı. Türkiye'den katılım gösterecek yüzlerce şirket ve sponsorlarla görüşüldü." diye konuştu.

Zirvenin içeriğine dair bilgi veren Fatih Akbulut şunları kaydetti:

"Doğal olarak çok geniş katılımlı bir organizasyon. İlk günü saymazsak üç gün sürecek. Sektörel toplantılar ve konferansların olacağı zirveye bazı devlet başkanları, Türkiye ve Afrika ülkelerinden her sektörün bakanları, 48 Afrika ülkesinden 3 bine yakın delege, 9 sektörden bin 500'e yakın şirket katılacak. Sadece organizasyona katılanların konaklama sürecinde Türk ekonomisine sağlayacağı getiri, 10 milyon dolar civarında. Şu anda Türkiye ile Afrika arasında ticaret hacmi 21 milyar dolar. Afrika'da bu konuda 100 milyar dolar kadar potansiyel var. Bu gibi organizasyonlarla mevcut ticaret hacmini artıracağız."

- "Afrika'ya daha çok finans nasıl götürürüz diye görüşüyoruz"

Türkiye ile Afrika arasındaki büyüyen iş hacmine dikkati çeken Akbulut, Türk şirketlerinin Afrika'da çok büyük ihalelere girdiğini ve sadece satmak değil almanın da önemli olduğunu vurguladı. Akbulut, "Afrika birçok ürününü çok düşük fiyatlarla Avrupa'ya, özellikle de Çin'e satıyor. Afrika pazarına şu an Çinliler hakim olmaya çalışıyor. Bu konuyla alakalı olarak Ekonomi Bakanlığı ve büyük sermaye kurumlarıyla 'Afrika'ya daha çok finans nasıl götürürüz' diye görüşüyoruz." dedi.

Türkiye'nin 2008-2009 öncesine göre Afrika'daki tanınırlığının hayli fazla olduğunu dile getiren Akbulut, "Afrika'nın birçok yerinde Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA), Yunus Emre Enstitüsü ve Maarif Vakfı gibi kurumlarımızın yaptığı faaliyetler büyük önem taşıyor. Gittiğimiz her yerde kültürümüzle, yardım kuruluşlarımızla ve devletimizin desteğiyle çalışmalar yapıyoruz. Tabii ki devlet tarafı bir yere kadardır. Özel sektörün daha çok rol alması lazım. Bizim yaptığımız organizasyonlar buna yöneliktir." ifadelerini kullandı.

- "Afrika'da 'Bir Türk hata yapsa başka bir Türk onun borcunu öder' diye konuşuluyor"

TABA Başkanı, Türk iş dünyasının Afrika'da Osmanlı'dan gelen "ahilik mantığı" ve karşılıklı kazanç ilkesiyle faaliyet gösterdiğini vurgularken Afrika halkının da bunu gördüğünü ve Türkiye'yi farklı konumlandırdığını anlattı. Fatih Akbulut, Afrika halkının Türkiye'ye bakışı hakkında şunları söyledi:

"Afrikalılar beyaz bir kişiyi gördüklerinde 'Bunlar bizi kandıracak mı? Sömürecek mi?' diye düşünüyorlardı. Biz Türkiye olarak bunları aşmış durumdayız, oralara Avrupa gibi sömürme mantığıyla gitmiyoruz, Osmanlı'dan gelen 'ahi mantığı' ile hareket ediyoruz. Birçok yerde kazan-kazan ilkesiyle hareket ediyoruz. Elbette istisnalar var. Mesela size bir olay anlatayım. Afrika ülkesinde iş yapan bir Türk vatandaşı oradaki bazı firmaları zarara uğratıp kaçıyor. Daha sonra bu konu ülkede konuşulmaya başlanınca derneğimizin üyesi bir iş adamı bu durumdan hiç hoşnut olmuyor ve bütün alacaklılara ne kadar alacakları varsa gelip kendisinden almalarını istiyor. Ve ondan sonra bu kulaktan kulağa yayılıyor ve artık 'Bir Türk hata yapsa başka bir Türk onun borcunu öder' diye konuşuluyor."

- "Bu haşereyi (FETÖ) temizlemek istiyorsak, onun yerine farklı bir şey sunmamız gerekir"

Son olarak, FETÖ'nün Afrika'daki yapılanmasına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Akbulut, şöyle konuştu:

"Bundan (FETÖ) kurtulmanın en kolay yolu bizim iş adamlarımızın ve kurumlarımızın oraya gidip Afrika halkına sahip çıkmasıdır. Bu işi TİKA çok güzel yapıyor. TİKA Başkanı Serdar Çam gerçekten çok çalışıyor. Diğer kurumlara da aynı görev düşüyor. Onlar ellerinden geleni yapıyor. Ama bunu kendimize dert edinip bir üst seviyeye taşımak zorundayız. Başka türlü Afrika'da FETÖ’nün faaliyetlerini durdurmak çok zor. Şimdilik yokmuş gibi gözükür ama gerçekten bu haşereyi temizlemek istiyorsak, bizim onun yerine farklı bir şey sunmamız gerekir."

Afrika ülkeleriyle ticari ilişkileri geliştirmek amacıyla Eylül 2016'da İstanbul'da düzenlenmesi planlanan Türk-Afrika İş Zirvesi (TABS 2016) 15 Temmuz'daki başarısız darbe girişimi nedeniyle ertelenmişti.







Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.